Mıl translate English
190,348 parallel translation
Sizde nasıl bilemem ama bizim ailede, mesela hayatta aşırı boktan bir adım attıysan etrafına şöyle bir bakarsın, dersin ki, " Yeterince insan beni seviyor.
Our family, I don't know if you've been there, but you know when you fucked up in life in a major way, and you look around and you think, I have just enough people who love me.
Birisi sınırlar olduğunu söylediğinde niye bu kadar sinirlendiğimi merak ediyordum ve... sebebi, yaklaşık 15 yıl önce tüm hayallerim nispeten kolayca gerçekleştiği için kendimi çok suçlu hissetmem sanırım.
I was wondering why I was getting so enraged when someone suggested there are limits, and, um, it is because I think I feel terribly guilty that all my dreams came true relatively easily about 15 years ago.
" Kariyer Günü'nün son dersi olarak 1999 yılından kalma vesikalıklarımdan alın. Acil olarak 1000 tane sipariş etmiştim ama hiç ihtiyacım olmadı. Alıp bunları atın, ben atamıyorum da.
As a final lesson for Career Day, if you could take one of my head shots from 1999 of which I ordered 1,000 on rush and have never needed them, and if you guys could toss those out,
25 yıl içinde gözle görülür bir değişim yaşamadım, yani demek oluyor ki çok uzun ve aşırı eğlenceli bir oyun oynuyordum. Duygusal Sudoku yani.
I have not changed discernibly in 25 years, which means I've been playing a very long, super fun game of emotional Sudoku.
Şarkım buysa nasıl söylemem?
If this is my song, how can I keep from singing?
Orada nasıl kaldım anlamadım.
I don't know how I got stuck.
Çatıya bakım yapmak gerek, evin şapkası sayılır ne de olsa.
Got to maintain the roof. It's your house's hat.
Ama Kairos... tecrübedir, yani hızlanan ve yavaşlayan zaman genişler ve kırılır. - Hiç yaşadın mı?
But kairos is... is the experience, you know, time that speeds up and slows down, expands and collapses.
İnternetten araştırdım uykusuzluk, kafa yapmak için ve şey için kullanılıyor...
And I looked it up on the internet. And it said that people use it for insomnia and getting high and...
Günümüzün akıllı telefonlarının dağılımını veya gücünü ön göremedi.
He never, ever foresaw the ubiquity or power of all of our modern-day smartphones.
Vay canına Dinesh, arayüz yazılımın güzel görünüyor.
Wow, Dinesh, this front-end design looks great.
Richard bu bayağılıkla bu kadar uğraşıyorsa, devam etsin. Yapmamışsındır canım.
If Richard wants to saddle himself with mediocrity... go for it.
Peki o zaman. Arayüz yazılımı için kimi düşünüyoruz?
Okay, well... so who do we want to run front-end dev?
Planlarımızda yavaş yavaş büyüyeceğini varsaymıştık. hatta asıl hedefimiz hakkında da pek konuşmamalıyız.
We planned this under the assumption that it would be rolling out quietly and not really talking about our ultimate intentions.
Ön yargılı değilim ben, tamam mı?
Hang on. I am not biased. Okay?
Yani, bu kötücül yazılım demek Richard.
I mean, that's malware, Richard.
Diyelim ki, örneğin Hooli uygulama sunucularına bir uygulamayı hacklemek için girmen gerekti, bunu da mekanın beleş Wi-Fi'ı üzerine yıkacaksın. Bunu nasıl yaparım?
Like, for instance, if I had to hack the Hooli app servers, mess with an app, and push it out over a venue's free Wi-Fi... how would I do it?
Tamam, tüm mallar arabada, ve ben de yasal-veri kazandırıcı uygulamamızın başarılı tanıtımını dört gözle bekliyorum.
All right, all of our swag is in the car, and I look forward to a successful promotion of our legitimate space-saving app.
Hayır, ben "büyük farklılıklarımızın örneklemesi" diyecektim.
No, I was gonna say "illustrative of our vast differences."
Şu fikir nasıl peki? Gerçekten aç olan insanlara, gerçek mısır mı yetiştirsek?
Okay, well, what about the idea of growing real corn to feed real starving people?
Richard Hendricks, sıkıştırmacılık akımının Monet'si.
Richard Hendricks, the Monet of compressionism.
Kızıl takım, Sebastian, dağılın ve bütün alanı tarayın.
Red team, Sebastian, fan out and sweep the entire venue.
Katılıyorum ve Hooli telefonları düzeltmek için güncelleme yayınladığında, ağımız hala iş görür, Melcher mutlu,
Agreed. And when Hooli launches a new software update to fix the phones, our network will still be functional, Melcher will be happy,
Ne demek yeni bir yazılım güncellemesi çıkarmıyorsun?
What do you mean you're not issuing a software update?
CEO'muzun cinsel deformasyonunu, çocukça davranışlarını ve odunca bel altı şakalarını bir kenara bırakırsak, biz aslında hala tek gerçek ürünü tehlikeli bir yazılım olan kriminal bir şirketiz.
Yeah, even setting aside our CEO's sexual distortion, adultery, and lowbrow scatlogical vandalism, we're still essentially a... a criminal operation whose only real product is dangerous malware.
Nasıl mı?
How?
Pied Piper kütüphanesini yazılıma eklemek zorunda kalmıştım.
I had to add Pied Piper libraries to the firmware.
- Akıllı dolaplar birbirleriyle konuşuyorlar ve yeni yazılımı paylaşıyorlar.
- The smart fridges talk to each other, and they share the new software.
Nereye gitmek istediğimi ve oraya nasıl gideceğimi bildiğime eminim.
I'm pretty sure I know where I want to go and how to get there.
Ayrıca atmosfer değişikliklerine bağlı olarak optik sinir basıncından kaynaklı bazı görme bozukluklarından yakınabilirsin. Yani bir takım ışık duyarlılıkları, varsanılar ve baş ağrıların olabilir.
You may also suffer some visual impairment, due to the change in atmosphere and pressure on the optic nerve, so there's some light sensitivity, hallucinations, and headaches.
Bu 20 yıl evvel kurtarmaya çalıştığım bir kadın.
It's the same woman I tried to save 20 years ago.
Sen ve ben onların nasıl icabına bakacağımızı biliyoruz.
And that you and I, we know how to take care of'em.
Nasıl mı biliyoruz?
How do we know?
Tatlım sana nasıl yardımcı olabilirim?
How can I help you, honey?
- Bundan nasıl kurtulacağımızı bilmiyorum.
I don't know how to get us out of this.
Pekâlâ, açılış törenini uzatmayalım. Direkt kataloğunuzdaki bir numaralı eserden başlayalım.
Ok, let's not stand on ceremony, let's jump straight in with
Onunla utanma olmadan nasıl konuşacağım?
How do I talk about this stuff without shame?
Pizzamı alıp salıncağa gideceğim ve çocuk olmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlayacağım.
I'm gonna take my pizza out to the swing set and remember what it was like to be a child.
Bu nasıl bir satış stratejisi?
I'm sorry, what kind of sales strategy is that?
- Sadece bir yıl mı?
- A year? That's it?
Bazen hayatım un ufak olsa ve her şeye sıfırdan başlasam nasıl olurdu diyorum sadece.
I just sometimes wonder what would happen if it was blown to smithereens and I got to start all over again.
Öğrenci deyince hatırladım üstünden 20 yıl geçti.
I don't know, the second you said students, it reminded me it was 20 years ago.
Tanrım, beni nasıl affedersin bilmiyorum ama umarım affedebilirsin.
God, I don't know how you can ever forgive me, but I... I really hope that you do.
Ama gizli kimliğini korumak için oğlumuzu Meksika'da hapse attırmışken karıma işimi yaptığımı nasıl söyleyeceğim?
But how can I tell my wife I was just doing my job when I put our son in a Mexican prison in order to maintain his cover?
Her yıl 68 milyon Amerikalı güvenli sınırlarımızın ötesine geçiyor.
Jack : Over 68 million Americans leave the safety of our borders every year.
Şahane. Kapkeke bayılırım.
I really like cupcakes.
herenimus l'oiseau iyi seyirler diler. Burası Eliot'un Krallığı mı?
Eliot's the king of all this?
Bu çok güzel ama bunun bana nasıl bir yardımı olabilir ki?
It's beautiful, but I'm not sure it actually helps.
Yüzün- - Ben takıntılı bir hayranım, söyle bakalım.
Your face- - I'm an obsessive fan, so tell.
- Bu şova bayılırım.
- I love that show.
Yeryüzündeki bir yatılı okuda Javert'i oynadım.
Boarding school on Earth. I played Javert.