Onun hatası değil translate English
365 parallel translation
Bu onun hatası değil.
It's not his fault, Father.
Ama bu onun hatası değil.
But it kinda ain't his fault.
Bu onun hatası değil, sanırım.
It's not her fault, I guess.
- Bu onun hatası değil.
And this thing is not his fault.
Evet, biliyorum. Bu, onun hatası değil.
Yes, I know, through no fault of his.
ispanyanın taraf değiştirmesi kesinlikle onun hatası değil.
Surely it isn't his fault that Spain changed sides in the war.
- Bu onun hatası değil.
It is not his fault.
- Bu onun hatası değil.
- It's not her fault.
Hayır, artık seni sevmemesi onun hatası değil.
No, it isn't her fault he doesn't love you anymore.
Bu, onun hatası değil.
It's not his fault.
Bu onun hatası değil.
It's not her fault.
Bu onun hatası değil.
It is not the hand's fault.
- Onun hatası değil, Lucy.
- It's not her fault.
Biliyorum, bu onun hatası değil ama her yerde paltosunu ve sigarasını bırakıyor.
Ι know it's not his fauΙt but he Ιeaves his coat everywhere and his cigarettes.
Bu gerçekten onun hatası değil.
It's not really her fault.
Onun hatası değil.
It's not her fault.
- Onun hatası değil.
- It's not her fault.
Bu onun hatası değil.
It's not his fault.
- Tam olarak onun hatası değil.
- It's not really his fault.
- Onun hatası değil.
- It's not his fault.
Ama tümüyle onun hatası değildi bu, biliyorsun, değil mi?
But that hasn't been entirely his fault, you know that, don't you?
Bu onun hatası değil.
It's not its fault. Not its fault.
Onun hatası değil.
It's not his fault...
Bu onun hatası değil!
It is not his fault!
Onun hatası değil.
It's not its fault.
Tabi sadece onun hatası değil.
It's not all her fault, though.
- Bu onun hatası değil.
It's not her fault.
Hiç biri onun hatası değil. Hep arkadaşlarının hatası değil mi?
It's always his friends'fault, right?
Onun hatası değil.
It's not his fault.
Bu onun hatası değil.
It not his fault.
Onun hatası değil ki...
It's not his fault.
Onun hatası değil, senin de... hatan değil.
It's not her fault or yours.
Benim sana taptığım kadar artık seni sevemiyorsa bu onun hatası değil.
And it isn't his fault he cannot love you... any more than it's mine that I adore you.
O da sulu gözü yüzünden ama bu, onun hatası değil.
Because of that one runny eye she has, but that's not her fault.
Bu onun hatası değil
This is not her fault.
Claudio'nun başı belada ama onun hatası değil.
Claudio's in big trouble, and it's not his fault.
Kesinlikle öyle ama bu onun hatası değil.
I certainly wouldn't fault him if he did. Mmm.
Bu onun hatası değildi. Biliyorsun, değil mi?
You know it wasn't his fault, right?
- Onun hatası değil bu, böyle garip düşünceleri var.
What? ! It's not his fault, he's got some strange ideas.
- Onun hatası değil.
- lt's not his fault.
Onun hatası değil.
It's not her fault, doctor.
Bu onun hatası değil.
Not his fault, by the way.
- Bu onun hatası değil.
- It is not her fault.
Bu onun hatası değil, tatlım.
It ain't her fault, sweetheart!
Hayır, yanan evimden gelen annemin çığlıklarını her gece rüyamda görmem hiç de onun hatası değil!
It's not her fault at all that I dream every night of my mother's screams coming from my burning home.
Onun hatası değil.
- It's not all his fault, you know.
Onun hatası değil.
Not his fault.
Eğer birini öldürdüysem bu onun hatası yüzünden değil ki.
- It's not his fault I killed a guy.
- Baba, onun hatası değil.
- Papa! - Get out!
Bu onun hatası... benim değil.
It's his fault... not mine.
Bu onun hatası değil. - Alo?
Hello?
onun hatası değildi 18
onun hatası 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
onun hatası 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56