English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Ortaya çık

Ortaya çık translate English

7,900 parallel translation
Sonra ben ortaya çıkıp bozdum mu?
And I came along and ruined it.
Sen birisinin sessiz sakin kızı değilsin yalanlar söylenen, görmezden gelinen, odada bir başına ağlayan çünkü bir sorun ortaya çıkarmak istiyorlar tıpkı sen onları minik barbi bebeğiymiş gibicesine.
You're not somebody's silent daughter, Being lied to, ignored, crying alone in a room,'cause they want to pose you Like you were just their little barbie doll.
Biraz karışık bir konu olduğu ortaya çıktı.
Turns out it might be a bit complicated.
Gecenin bir yarısında titreyip terleyerek uyandığında karanlığın içinde ortaya çıkıveren benim yüzüm mü yoksa?
When you awaken in the middle of the night, shaken and sweating, is it my face you see looming in the darkness? Tell me.
Ama ama bu benim oğlum ve eşinin başına geldiğinde, kim onlar için ortaya çıkıyor?
But... But it happens to my son and his wife? Who's out there for them?
- Crickett Watts, büyük ortaya çıkışını duydum.
Why, Crickett Watts. I heard about your big... reveal.
Babanla olan tüm o ortaya çıkışın ve Blaine'in daha sonra sevgili olduğu zorbadan gelen ölüm tehditleri.
The whole coming-out thing with your dad, the death threats from the bully whom Blaine later dated.
Ortaya çıkın.
Come out.
Kimliğini ortaya çıkardık, yaptığın her şeyi berbat ettik.
Blew your cover, ruined your glorious homecoming
Fırtına bulutlarının aynı böyle olduğu bir gecede, hayalet avcılar ortaya çıkıyor.
In storm clouds just like these, phantom hunters would appear.
Yıllardır burada yaşıyorum ama birden ortaya çıkıp geçici heveslerin yüzünden beni buradan atmaya çalışıyorsun.
I've been living here for years, you show up out of the blue trying to kick me out because of one of your famous whims?
Bütün bu duyguları hissetmek tamamen çılgınlık. Bir anda ortaya çıkıyorlar.
It's completely crazy-making how all of these emotions, they just come bubbling up out of nowhere.
Bay Buckland, Dr. Masters ve ben yıllardır bu alanda çalıştık ve bu işin duygusal etkilerinin ortaya çıkabileceğini çok iyi biliyoruz.
Mr Buckland, Dr Masters and I have worked in this field for many years, and we know all too well the emotional impact the work can elicit...
Gücümün ortaya çıkışına hiçbir şey engel olamayacak.
Nothing will hinder the rise of my power.
Aslında, mahkemenin müvekkilimin kefaletini reddinden bu yana, birkaç şey ortaya çıkardık.
In fact, since this court denied my client bail, we have found out a few things.
İnsanların çirkin yanları ortaya çıkıyor.
It kinda brings out the ugly in people.
Cornell ortaya çıkıp eşyalarımı kurcalıyor.
Cornell shows up to paw through my stuff.
Aniden ortaya çıkıverdi.
Just suddenly, it was there.
# Ortaya çıkıyorlar #
♪ You are near? ♪
Anlaşılan kız arkadaş Rachel ve Arnie Ross, Dennis ortaya çıkmadan önce birliktelermiş.
Well, it sounds like the girlfriend, Rachel, and Arnie Ross were a bit of an item before Dennis came along.
bu okulun yıldızlarıydı ve ardından biz ortaya çıktık ve onu gölgede bıraktığımız için bizi asla affetmedi.
were the stars of this school, and then we showed up, and she's never forgiven us for stealing her thunder.
Tek silahımızı ortaya çıkarmamızı istedi, biz de aptal gibi istediğini yaptık.
She wanted us to reveal our sole weapon. And like fools, we did.
Ortaya çık da şu işi bitirelim.
Why don't you come out so we can finish this?
Bu diriliş gününde ortaya çık ve yüksel.
_ _
Bu hıyar ortaya çıkana dek kız elimizdeydi.
We had her until this shitheel showed up.
Bayrak yasası 8. kısım Amerikan bayrağının görünüş için kullanılmamasını belirtir. Gerçi bu yasa 1990 yılındaki Devlet, Eichman duruşmasında ortaya çıkan birinci anayasa değişiklikleri konuşma özgürlüğü yasasıyla çelişiyor.
Section 8 of the Flag Code states that the American flag should never be used as apparel, although enforcement of the code conflicts with your First Amendment right to freedom of speech as laid out in the 1990 Supreme Court case
Yani Todd veranda da ortaya çıkıp bağırıp çağırmaya başlamış Çünkü 25 yıl önce Badminton maçını mı kaybetmiş?
So todd shows up on his porch yelling and screaming'cause he lost a badminton game 25 years ago?
Pizza Hut ortaya çıkıp onları batırmadan önce tabii. Bunu da hala anlamıyorum gerçi.
That was before Pizza Hut showed up and blew them out of the water, which I still don't get.
Vinci Emniyeti, belediye, başsavcılık ve diğer eyalet kurumlarının çevirdiği dümenlerle ilgili delilleri ortaya çıkarmak.
Uncovering evidence of collusion between Vinci PD, mayor's office, AG, and any other state bodies.
Maalesef bu problem sık sık ortaya çıkar.
Unfortunately that problem occurs often.
Kraliçe'nin zina suçunun gerçeklerini ortaya çıkarmak için toplandık.
'We are here to establish the facts of the Queen's infidelity.
Kimliğim ortaya çıkınca benimle asla irtibata geçmemen gerek. Asla.
When I reveal my identity, you must never contact me, ever.
Kadın çocuğu reddediyor, çocuk da onu öldürüyor ve bam! "Annem beni sevmedi" kompleksine girmiş bir seri katil ortaya çıkıyor.
So the old woman rejects him, he kills her... bang, you got a serial killer with a "Mommy didn't love me" complex.
Kâhinlerin kalıntılarını bulmam gerektiğini başka bir korkunç varlık ortaya çıkmadan bu bilgiyi ortadan kaldırmam gerektiğini biliyordum.
I knew that I had to find the remainder of the Diviners before another monstrosity occurred, and erase any knowledge of it.
İyilik istemek için ortaya çıkıyorsun ama S.H.I.E.L.D çöktükten sonra iyi olup olmadığına bakmak için aradığımda...
You show up asking for a favor, but when I called you after S.H.I.E.L.D. collapsed to check if you were all right,
Neredeysen ortaya çık bakalım.
Come out, come out, wherever you are.
Fakat şimdi Bobbi ve ben bir organizasyon için çalışıyoruz. Fury'den geriye kalan yıkıntıdan ortaya çıkan bir aykırı değer.
But now Bobbi and I work for an organization, an outlier that came out of the wreckage from what Fury left.
Bobbi'yle birlikte bir organizasyon için çalışıyoruz. Fury'den geriye kalan yıkıntıdan ortaya çıkan bir aykırı değer.
Bobbi and I work for an organization that came out of the wreckage from what Fury left.
En azından Fury ortaya çıkıp onu geri isteyene kadar.
At least until Fury shows up and asks for it back.
Çocuklar evlatlık olduğum için benimle dalga geçerken, uzun elbisesiyle ortaya çıkıp onlara bayat simit fırlatırdı.
When kids would make fun of me about being adopted, she used to come out in her muumuu and chuck stale bagels at'em.
Sousa seni ortaya çıkarmadan önce başka yerlerde araştırmaya başlayacaktık.
Before Sousa sniffed you out, we were starting to explore other avenues.
Böyle durup dururken ortaya çıkınca beni korkutuyorsun.
Man, you scare me because you come out of nowhere sometimes.
Üzerinde daracık kırmızı bir elbise vardı vücudunun her kıvrımını ortaya çıkartıyordu, göğüslerini, dudaklarını...
She was wearing this tight red dress that highlighted every curve of her body, her breasts, her hips, her...
Ortaya çıkan kararsızlık, ekzotermik reaksiyona neden oluyor.
The resulting instability is causing an exothermic reaction.
- Çık ortaya!
Show yourself.
Çık ortaya.
Show yourself.
Rezonans taramanın frekanslarını bizim görüntülerle birleştirirsek ortaya bu çıkıyor.
So if we interlace the resonance scans frequency with our news footage, we get this.
Mike, çık bakalım ortaya!
Mike, come on out!
Karanlık çıkar ortaya
♪ darkness does appear when ♪
Tüm parçaları birleştirince ortaya bir nevi izlenimci resim çıkıyor.
All of the fragments form a sort of... impressionistic painting.
Ve şimdi bu karışıma Skye'ın uzaylı DNA'sını da eklediğinde ortaya baş etmemiz gereken yepyeni bir kategori çıkıyor.
And add Skye's alien DNA to the mix, it's a whole new category we have to deal with.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]