Sebebini bilmiyorum translate English
351 parallel translation
- Sebebini bilmiyorum ama ağlarlar işte.
- I don't know why, but they just do.
Sebebini bilmiyorum.
I don't know why.
Sebebini bilmiyorum, ama bu sinir olayım gittikçe daha kötü bir hal aldı.
I don't know why, but my temper has gotten worse and worse.
Sebebini bilmiyorum.
Oh, I don't know why.
Sebebini bilmiyorum ama son zamanlarda beni çok geriyor.
I don't know why, but she just makes me so nervous lately.
Sebebini bilmiyorum ama kadınla birlikte gitmedi.
I don't know why, but he didn't leave with her.
Sebebini bilmiyorum.
I don't known why.
- Sebebini bilmiyorum!
- I don't know why!
Sebebini bilmiyorum ama atış yaptığımda kendimi iyi hissediyorum.
I don't know why but I feel good when I'm shooting them.
Sebebini bilmiyorum ama yalan.
For what reason I do not know.
Sebebini bilmiyorum ama içime doğdu.
I don't know why, but I have a hunch.
Şimdi geriye dönüp baktığımda, o anki sebebini bilmiyorum ama benimle beraber Seattle'a gelmeyi kabul etti.
Looking back now, I don't know what her reasons were then,... but she agreed to come out to Seattle with me.
Sebebini bilmiyorum.
I didn't know why.
Valla, sebebini bilmiyorum.
Well, I don't know why, exactly.
Ben gerçek sebebini bilmiyorum. - Kontes Peyrac?
However I think there's different reason.
Sizi veya bu beklenmeyen ziyaretin sebebini bilmiyorum.
I don't know you or the reason for this unexpected visit.
Sebebini bilmiyorum.
I don't know the reason -
Sebebini bilmiyorum, Becky.
I don't know why, Becky.
- Hayır, sebebini bilmiyorum.
- No, I don't know why.
Korkuyorum, ama sebebini bilmiyorum.
I am scared, but I don't know why.
Hayatımı cehenneme çevirdi, ve ben bunun sebebini bilmiyorum!
That's what's so weird.
Sebebini bilmiyorum fakat senin için çok endişeleniyor.
Well, she wouldn't want me to tell you, but the fact is, Maria is in love with you.
Şey, sebebini bilmiyorum, ama Ursua arada bir bana para verdi.
Well, I don't know why, but sometimes Ursua gave me money.
- Guido'yu alıkoydular, sebebini bilmiyorum.
- They took Guido, I don't know why.
Sebebini bilmiyorum ama eğleniyor.
It amuses him. I don't know why, but it does.
Sebebini bilmiyorum.
... but he did it. I don't know why.
- Sebebini bilmiyorum.
- I don't see why.
Sizin isminizin tanıdık olduğunu biliyorum, ama yine de... Bu ünün sebebini bilmiyorum, ve utanıyorum!
I must confess, Dr Chamberlain, your name is so famous and yet I really don't know why.
Sebebini bilmiyorum ama içimden bir ses "Shingen öldü" diyor.
For some reason, I cannot help feeling that Shingen is dead.
Sebebini bilmiyorum.
I don't know the reason.
Sebebini bilmiyorum ama çocukluğumdan beri ondan nefret ediyordum.
I've hated him from childhood, I don't know why.
Taşkınlığının sebebini bilmiyorum ama dün gece nerede olduğunu bilememek kadar hoşuma gitmiyor.
I don't know what's provoked this outburst, but I don't like it, any more than not knowing where you were last night.
Ayının beyaz olduğunu biliyorum, sebebini bilmiyorum.
I know the bear is white, but I don't know why.
Sebebini bilmiyorum.
I don't see why.
Bunu yapmanın sebebini bilmiyorum, evlat.
I don't now what to make of this, boy.
Sebebini bilmiyorum.
I dont know why.
A ) Sebebini bilmiyorum.
"A," I don't know why...
Ama görüyorsun ki, sebebini bilmiyorum.
I need to know reasons.
Sebebini bilmiyorum ama her sene bu zamanlar Progresso tavuklu escarole'lara aşırı rağbet oluyor.
I don't know what it is, but every year about this time, I get a run on Progresso chicken with escarole.
Hepsi beni komitelerinde istiyorlar ve ben sebebini bilmiyorum.
They all want me on their committees and I don't know why. - I'll be damned!
Sebebini ben de bilmiyorum.
I don't know the exact reason for it myself.
- Sebebini tam olarak bilmiyorum... ama kocanızın onunla bir bağlantısı olduğundan eminiz. Öldürmek, Bay Fabian'ın işinin bir bölümü.
- As for his precise reasons, I'm not sure, but we're certain your husband was involved with him, and murder is very much a part of Mr. Fabian's business.
Sebebini bilmiyorum.
- Hold it.
Sebebini annesi olan ben bile bilmiyorum.
That's something that I, her mother, don't even know.
Sebebini de bilmiyorum.
And I don't know why.
Sebebini de bilmiyorum.
I don't know why.
Sebebini bilmiyorum, fakat sanırım birileri seni öldürmeden önce delirtmeye çalışıyor.
Something must have fouled things up.
Bilmiyorum, bazen işler yolunda gitmez ve siz sebebini anlayamazsınız.
I don't know. Sometimes things... just don't work out and you really never understand why.
- Sebebini biliyorsun. - Hayır, bilmiyorum.
No, I don't know.
Sebebini gerçekten bilmiyorum, Data.
I don't really know why.
- sebebini biliyorum, çöp yığını haline gelmiştin - bunu ne zaman söylediğimi bilmiyorum tek dileğim, bana olan saygını kaybetmemen sana daha önce hiç bu kadar saygı duymamıştım önümüzdeki haftayı gözden geçirmeden önce yapacağım bazı duyurular var.
- You were wasted. - I didn't know when to say when. I just hope you didn't lose respect for me.