Siz ne yaptınız translate English
696 parallel translation
Siz ne yaptınız?
What did you all do anyway?
Tutuklamalar konusunda dikkatli olun demiştim, peki siz ne yaptınız?
I told you to be careful with your arrests, and what have you done?
- Siz ne yaptınız onu?
- What did you do with it?
Ve siz ne yaptınız?
And what did you do?
Siz ne yaptınız?
- And what did you do?
- Siz ne yaptınız?
- What did you do?
Teğmen Manion bardan çıktığında siz ne yaptınız?
When Lt. Manion walked out of the bar, what did you do?
- Siz ne yaptınız böyle? Don Domenico iyi misiniz?
Don Domenico, what have you done?
Bu durumda siz ne yaptınız?
And what did you do in this situation?
- Siz ne yaptınız?
What did you do?
Siz ne yaptınız?
What about you.
- Siz ne yaptınız?
- And what did you do?
Ama siz ne yaptınız?
But what have you done with it?
Siz ne yaptınız?
What d'you do?
Yüzbaşı Hunt ve Teğmen Morant'dan önce Fort Edward'ın komutası sizdeyken Boer esirlerine siz ne yaptınız?
When you were in command at Fort Edward... before the late Capt. Hunt and Lt. Morant took over... what did you do with Boer prisoners?
Siz ne yaptınız böyle?
Did you do all that?
Ya siz yaşlılar ne yaptığınızı neden görmüyorsunuz?
Elders should be more careful!
Ama sorun şu ki, siz Doğulular ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
But the trouble is, you Easterners don't know what you're doing.
- Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz?
- What do you think you're doing?
Ya siz, siz ne yaptınız?
- You did.
Ne yaptınız siz, Bay Karube?
What did you do, Mr. Karube?
- Siz bütün gün ne yaptınız?
- And what have you been doing all day?
Ne yaptınız siz?
What have you done?
Ama siz barones, ne yaptığınızı zannettim biliyor musunuz?
But you, baronessa, you know what I think you have done?
Siz ne yaptığınızı- -?
What do you think...?
Belki de o kadar çizmeyle ne yaptığınızı siz söylersiniz.
Perhaps you'll tell me what you do with all your boots.
Pekâlâ, siz ikiniz şimdiye kadar ne yaptınız?
Well, what are you two up to now?
- Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?
- What do you think you're doing?
Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
I won't stand for it.
Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
For cryin'up a storm, what do you boys think you're doin'?
Ne yaptığımı açıklayabilecek sadece siz varsınız.
You're the only one who can explain what I've been doing.
Siz buraya girecek ne yaptınız?
What did they grab you boys for?
Ne yaptınız siz?
What the hell have you done to her?
Sensei'mize, ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?
What do you think you're doing to our Sensei?
Siz bu odaya ne yaptınız?
What have you done to this room?
Siz ikiniz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
What d'you think you two are doing?
Sanırım, siz ne yaptıysanız onu yaptığınızı sanıyorlar.
They think you have done... what you have done, I suppose.
Ne yaptınız siz?
- What've you been doing?
İçindekileri biliyorum. Charlie bana daha önce anlatmıştı. Fakat siz Charlie'nin defterine ne yaptığınızı söylemediniz.
I don't know how people like this... politicians in Washington, Wall Street brokers... how would they know that nine days ago Gerry and Ted started a gay relationship?
Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
What the hell do you think you're doing?
Terry Lennox arkadaşımdı. Siz becerilmişler. Her zaman ne yaptığınızı biliyordunuz.
Terry Lennox was my friend, you motherfucker!
Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?
What in the hell do you think you're doing here?
- Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?
What the God damn hell do you think you're doing'?
Çekilin, siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
Knock it off, what the hell are you after?
Ne yaptınız bu çocuğa siz böyle?
What the hell have you done to that boy?
Ne yaptığınızın farkında değilsiniz siz.
You don't know what you've done.
Siz onları ne yaptınız?
There aren't any facilities for them there.
Burada ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz böyle?
Just what in the hell do you think you're doing here?
Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
What are you girls doing here?
Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?
No. What do you think you're doing?
Siz çocuklar, kendinize ne yaptığınızı biliyor musunuz?
You kids, know what your doing to your self's?