Sorun değil translate English
49,610 parallel translation
Sorun değil. Donanmadayken sperm dondurmuştum.
It's all right, I put swimmers on ice in the navy.
Sorun değil, ben atarım.
Oh, no worries. I can do it.
Hayır, sorun değil.
Sorry. No, no, it's fine.
- Gerçekten sorun değil.
It's no trouble, really.
Hayır sorun değil.
No, no problem.
- Sorun değil.
- It's okay.
Hayır, sorun değil. Ben alışkınım.
Oh, no, it's okay.
Tamamdır, sorun değil.
You got it. No problem.
Galiba birisi yatay bisikletimi çalmış, ama sorun değil.
It's just, like, someone swiped my recumbent bicycle. But it's cool.
Tabi ki, sorun değil.
Yeah, no problem.
Sorun değil.
It's fine.
Sorun değil.
It's all right.
Program yazmak için gerekli olan kodların bulunduğu sabit disk ama sorun değil.
It's a hard drive with pieces of code to write programs... you know what, it doesn't matter.
Ama sorun değil.
But that's okay.
Sorun değil.
It's okay.
Geri kalan her şey bizim için sorun değil.
The rest is none of our concern.
Sorun değil, tamam mı?
It's okay, okay?
Sorun değil.
It's ok.
Ama sorun değil çünkü yalanlar olmasa hayat çok zor olurdu.
But it's okay, because without lies, life would be too hard.
Sorun değil.
That's all right.
- Sorun değil.
That's all right.
Eğer yardımımızı istemiyorsanız sorun değil.
If you don't want our help, fine.
- Yakalarım, sorun değil.
- I still don't reach.
Sorun değil. Biz takip edebiliyoruz.
- It's okay, we'll watch it.
- Anahtarı arıyoruz. - Sorun değil.
- We're looking for the key.
Sorun değil.
'No problem.
Sorun değil.
It's OK.
Sorun değil ki.
It's fine.
- Evet, sorun değil.
- Yeah, yeah, yeah. It's fine.
Sorun değil.
Sure.
- Sorun değil.
- No problem.
Sorun değil oturabilirsin.
It's okay. You can sit.
Yok, sorun değil.
No, no, it's okay.
Sorun değil.
Hey, it's okay.
Sorun değil, tamam.
It's okay, it's okay.
Hayır, sorun değil!
No, it's fine, it's fine!
Sorun değil.
That's cool.
- Hiç sorun değil. - Tamam.
- Totally cool.
Ama aramadın ama sorun değil yani.
But you didn't, and that's okay.
- Sorun değil.
It's all right.
Sorun IŞİD'i yok etmek değil Sayın Başkan ancak...
The problem is not so much destroying ISIS, Madame President...
Sizinle kalmamız sorun olmaz, değil mi?
You sure it's okay, us staying with you?
- Sorun değil.
No worries.
Sorun değil.
That's okay.
Sorun değil.
Oh, it's okay.
Hayır, sorun bu değil.
No, no. It's not about that.
Sorun değil.
No problem.
- Sorun değil.
It's fine.
Sorun bende değil. Fiziksel bir şey değil.
It's not me, it's not a physical thing.
Üzülme, sorun bende değil, sende.
Don't worry. It's not me, it's you.
- Sorun yok, değil mi?
- Are you sure you're okay with this?
sorun degil 26
sorun değil tatlım 17
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
sorun değil tatlım 17
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56