Temiz iş translate English
2,970 parallel translation
Bunun temiz iş olması gerekiyordu.
This was supposed to be a clean score.
Temiz iş olsun.
Keep it clean.
Barda hallet. Temiz iş olsun.
Do it in the bar, clean and tidy.
Temiz iş.
Clean.
Bir araba hırsızı için temiz iş!
A pure stroke of luck for a cart thief!
- Temiz iş olsun!
Do not leave marks!
Temiz iş
Dean, get down there and clear this mess up.
Çok temiz iş.
Very clean.
Burası temiz.
Coast is clear.
Evet, bu yüzden de ölümünü temiz yapacaklarmış.
Yeah, which is why they're gonna make it look clean.
Kanı temiz.
His blood is untainted.
Üst kat temiz.
Upstairs is clear.
Tam zamanlı bir iş ve temiz tutmam gereken evden bahsetmiyorum bile.
Not to mention a full-time job and a house to keep clean.
- Senin için yeterince temiz mi?
- Is that clean enough for you?
En önemli olan şey etik ve temiz bir soruşturma yürütmemiz.
What's most important is that we run an ethical and clean investigation.
- Ve araban çok temiz.
- And your car is so clean.
Temiz bir örnek.
What is that?
Hamada'nın hard diski temiz.
Hamada's hard drive is clean.
Güney Kutbu'nun, dünyadaki en temiz havaya sahip olduğu söyleniyor. Buradaki Atmosferik Araştırma Gözlemevi'nde son 50 yıldır ölçülüyor. Karbondioksit gibi gazlar için uzun vadeli referans noktaları sağlıyor.
The South Pole is also said to have the cleanest air on Earth, which has been sampled here at the Atmospheric Research Observatory for the last 50 years, giving a long-term baseline for gases such as carbon dioxide, or CO2,
Son günlerde biri yüzünden, moralim hep bozuk. Biraz temiz hava almak istiyorum.
Because of someone, my mood is always at rock bottom, so I thought this will help me raise it.
Temiz.
He is clean.
Bodrum temiz.
Basement is clean.
Sahil temiz
The coast is clear
Temiz olması iyidir.
Clean is good.
Gelen örnek temiz.
Sample is sterile.
Benim vicdanım temiz.
My conscience is clear.
Sesini gayet net ve temiz duyuyorum.
How're you doing in there? Ignorance is bliss.
Englander temiz Dedektif.
Englander's is clear, Detective.
- Hersey temiz, her sey iyi gitti.
- All is clear, everything went well.
Orada yere monte edilmis silah varsa, size roket getirmenizi öneririm roketler ile mermiler eslesmiyor tabii, bu yüzden temiz atis yapmaniz lazim.
So if there is a weapons'emplacement up there, I suggest you guys bring rockets. Of course, rockets and foliage don't match, so make sure you got a clear shot.
Uyusturucu saticisi degil, adam temiz.
He is not a dealer, man. He's a smuggler.
Baksana her şey ne kadar temiz.
look how clean everything is.
Temiz hava, ufaklığa iyi geldi.
Fresh air is good for the boy!
Morelli, temiz.
Morelli is clean.
Canım, banyo temiz değil
- Baby, my bathroom is disaster. - Give me a kiss.
her yer çok temiz yerde yiyebiliriz - ben de tam bunu önerecektim.
It is so clean we could eat on the floor - I was going to propose it.
Oda temiz.
The room is clear.
Temiz hava da bir tür özgürlüktür.
Fresh air is one kind of freedom.
Ama şimdi atari salonu kapandı yani temiz bir başlangıç yapmanın ve yeni bir kadroyla yarışmanın vakti geldi.
But now the arcade is closed, so it's time to wipe the slate clean and race to decide our new roster.
Sadece en son çarşafları değiştir ısıtıcının kapalı olduğundan emin ol ve mutfağı temiz bırak.
Just change the sheets at the end... make sure the heater is off and the kitchen is clean.
- Ortalık temiz mi?
- Is coast clear?
Bilgisayarın geri kalanı temiz.
Rest of the computer is clean.
Konuk odamız hazır ve yatağın üzerinde temiz havlular var.
The guest room is ready, and there are some fresh towels on the bed.
Bu oda temiz.
The room is clear.
Kullandığı odayı temiz tutardı,... kirayı da her ay vaktinde öderdi.
The room he is using is clean and the rent for this month has been properly paid as well.
ABD ye karşı düşük enerji ve tüm ulusu kurtarabilme şansımız vardı temiz ve rahat bir enerji sistemiyle..
Once Alaska is allowed to very responsibly and safely develop our resources, we'll lower costs of energy across the United States, and then we'd be able to secure the nation with a clean, domestic supply of energy.
Eminim temiz hava iyi gelmiştir
And she sure is a breath of fresh air.
Onun sicili öyle temiz ki, seni ben bile kurtaramam.
His record is so clean, even I won't be able to help.
Daire, temiz. Cinayet silâhı ortadan kaldırıldı yani suçlanabilecek hiçbir kanıt yok.
The apartment is clean, the murder weapon is gone there is no incriminating evidence.
Xavier yılda iki kez, parasının aklandığından emin olmak için uçakla seyahate çıkar... parasını'temiz'hesaplara aktarır.
Twice a year, Xavier flies in to make sure that his money is laundered and dispersed to clean accounts.
Havuz zaten temiz.
The pool is clean.
isobel 20
isabella 89
ister 23
istediğim 46
isim 189
işim 71
isabelle 104
işini 16
isaiah 38
istemiyorum 1125
isabella 89
ister 23
istediğim 46
isim 189
işim 71
isabelle 104
işini 16
isaiah 38
istemiyorum 1125
işıklar 178
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36