Tuhaf birisin translate English
97 parallel translation
- Hey, tuhaf birisin.
- Hey, you're a queer duck.
- Tuhaf birisin, Bonnie.
- You're a queer duck, Bonnie.
Tuhaf birisin.
You're a peculiar duck.
Tuhaf birisin.
You're a strange person.
Tuhaf birisin.
You're a curious fellow.
Sen tuhaf birisin.
You're a strange one.
Tuhaf birisin, bunu biliyor muydun?
You're an odd sort, you know?
Tuhaf birisin.
You're queer...
- Çok tuhaf birisin.
You're a very weird person, Yossarian.
Tuhaf birisin.
You're a strange fellow.
Tuhaf birisin.
You are amazing.
Çok tuhaf birisin...
You're so funny...
Çok tuhaf birisin.
You're an complete oddball.
Tuhaf birisin.
You're a queer bird.
Seni nefret edecek kadar iyi tanımıyorum ama beraber yaşanmayacak kadar tuhaf birisin.
I really don't know you well enough to truly dislike you but you are just too weird to live with.
Çok tuhaf birisin Neden habire beni izliyorsun?
You're a strange person why are you following me?
Çok tuhaf birisin.
You're weird.
Çok tuhaf birisin!
How strange you are!
Sen küçük, tuhaf birisin, Alexander.
You're a strange little person.
- Tuhaf birisin.
- You're a strange one.
Ç ok tuhaf birisin.
You are strange.
Mary haklıymış, tuhaf birisin.
Mary was right, you are an odd one.
Tuhaf birisin.
You're a strange one.
Tuhaf birisin.
You are a weirdo.
Tuhaf birisin.
You're an oddball.
Tuhaf birisin Munch ama iyisin.
- You're a weird cat, Munch. But you're cool.
Sen tuhaf birisin, değil mi?
You are an odd one, aren't you?
Ne tuhaf birisin?
What, weirdo?
Çok tuhaf birisin.
You're weird, you know that.
- Saçma şeyler üzerinde testler yapan tuhaf birisin.
- No... like a crazy kid experimenting on things in the basement. - That is you.
Tuhaf birisin.
You're weird.
- Çok tuhaf birisin Hüseyin.
- It's strange with you, Hossein.
Tuhaf birisin biliyor musun?
You're odd.
Tuhaf birisin Violet.
You're an odd duck, Violet.
- Çok tuhaf birisin.
You Are One Twisted Mister.
Tuhaf birisin, bunu biliyorsun değil mi?
You're a ridiculous person, you know that?
Tuhaf birisin.
You are odd.
Acayip tuhaf birisin.
You're kinda spooking me.
- Tuhaf birisin.
- You're weird.
Tanrım, çok tuhaf birisin.
My God. You are so weird.
Demek sen de tuhaf birisin.
Uh-oh, that means you are weird.
Tuhaf birisin.
You're funny.
Tuhaf birisin.
You're a weird guy.
Sen tuhaf birisin.
You are a strange kwiet, though.
Tuhaf birisin ama yaptıkların çok etkili.
You are a strange person but extremely effective.
Oldukça tuhaf birisin, değil mi?
You're quite a strange person, aren't you?
Gördüğümüz en tuhaf insanlardan birisin.
You're one of the strangest individuals I've ever seen. I've got an 11 : 00.
Tuhaf birisin.
You are weird.
Sen tuhaf birisin, Theo.
You're a strange one, Theo.
Dünyadaki en tuhaf insanlardan birisin, Ashton.
Our swallow has come home.
Kötü uygulanmış bir anestezinin tuhaf yan etkilerinden birisin.
You're the bizarre aftereffects of some poorly-administered anesthetic.