Yakında ölecek translate English
229 parallel translation
Hickok yakında ölecek.
Hickok soon be dead.
Diğer yandan da diyor ki "yakında ölecek" ve ben seni huzur içinde hiç tanımamış olacağım.
But it also says soon you will be dead, and I have never known you in peace.
Altı atı ve iki karısı var, ama biri yaşlı veya yakında ölecek.
He has six horses, and two squaws, but one old and will soon die.
Bay Brown zaten yakında ölecek.
Mr. Brown will be dead soon enough.
Amca, annem yakında ölecek mi?
Uncle, will mother die soon?
Sen, yakında ölecek olan, üzgün yaşlı bir adamsın ama benim önümde koca bir hayat var.
You're a worried old man who's soon going to die, but I have all my life before me.
Sokaktaki geleneksel çatışmayı gördük ve kötü adam yakında ölecek. Ama efsaneler ve halk hikâyelerindeki bazı insanların ölümden sonra da devam ettikleri biliniyor.
We've had the traditional shootout on the street, and the badman will soon be dead, but some men of legend and folktale have been known to continue having their way even after death.
- İyi tedavi görmezse yakında ölecek.
He'll be dead in half an hour if we don't get him some decent care.
Ya da yakında ölecek, pek çok yazarıyla birlikte.
Or will be soon, along with most of its authors.
- Yakında ölecek.
- He will be soon.
Yakında ölecek olan birinin dünyanın gelmiş geçmiş en büyük tanrısı olacağını söylemiş.
He said one who is going to die soon will become the greatest god the world has ever known.
Yakında ölecek olan bir bayanla birlikte kalıyorum.
I live with a lady who's going to die soon.
Yakında ölecek olan iki kişi daha var.
There are two more who are going to die soon.
- Yakında ölecek, kanser.
He's gonna die soon. - He's got cancer.
Lütfen onu bağışlayın yoksa yakında ölecek!
Please extract the Chilly Mist Poison from him Otherwise, he'll be dead soon!
Yakında ölecek.
She'll die soon.
Donanmanız yenildi. Endor'daki arkadaşların da yakında ölecek.
Your fleet is lost... and your friends on the Endor moon will not survive.
Acele etmezsek, çok yakında ölecek!
We must hurry or else he'll die
Solukluğuna bakılırsa, yakında ölecek.
From his pallor, he soon will be.
Yakında ölecek.
It will be dead soon.
O yakında ölecek.
He'll die soon enough.
Yakında ölecek.
She'll die any day now.
Yakında ölecek.
She will die soon.
Yakında ölecek.
He's going to die soon.
Yakında ölecek, aynen tüm dostların gibi.
He's gonna die soon, like the rest of your friends.
Yolun sonu geldi ve yakında ölecek.
It has reached the end and soon it will die.
Goa'uld larvasız, yakında ölecek.
Without a Goa'uld larva he will soon die.
Yakında ölecek. Öyle diyor.
He's gonna die, at least that's what he says.
Yakında Ölecek-Şanslı-Damat kim?
Who's the lucky soon-to-be-dead son-in-law?
Ona yardım etmezsen yakında ölecek. Belki de Norfolk Dükünün ellerinde.
For she will be dead soon enough, perhaps even at Norfolk's hand, if you do not help her.
Evet, yakında ölecek.
Yes, soon he'll be dead.
- Yakında ölecek.
- He'll soon be dead. Yes.
Fakat yakında ölecek.
But he's going to die.
Ama, ne yazık ki çok hasta, ve yakında ölecek.
However, she is unfortunately very ill, and will soon die.
Bu insanlar yakında burada ölecek.
These here people are gonna die soon.
Eğer bana yardım etmezsen yakında binlerce, yüzbinlerce insan ölecek.
Thousands, hundreds of thousands of people will die, and very soon, if you don't help me.
Yakında hepsi ölecek.
They will all die soon.
Ölecek o yakında.
Soon he'll die.
- Ölecek zaten, çok yakında!
- He will be, soon enough!
Eğer onu yakında çıkartamazak ölecek.
If I don't get him out soon, he will surely die.
Yakında ailenden biri ölecek.
Someone in your family will soon die.
"Çok yakında birisi ölecek."
" Another one will soon be dead.
Yakında büyükbabam ölecek ve kabuslarım gerçek olacak.
Soon, my grandfather will die. And my visions will become real.
Yakında harekete geçmezsek, Esoqq açlıktan ölecek.
Unless we act soon, Esoqq will starve.
Bence yakında hepsi ölecek.
I think they will all be dead soon.
Ve yakında bir Amerikalı olarak ölecek.
" and he will soon die as an American...
Çok yakında öleceğim ve sanatım da benimle birlikte ölecek, beni üzen ise bitlerimin de yanacak olması.
Soon I'll die and my art will die with me. I'll only be missed by my hens and geese.
Ne yiyecek, ne de su var. Hemen bir şey yapmazsan yakında herkes açlıktan ölecek.
Simba, if you don't do something soon, everyone will starve.
O yakında tekrar ölecek.
He'll die again soon.
Birleşme yakında tamamlanacak ve bütün arkadaşların ölecek.
The merger will soon be complete and all your friends will be dead.
Yakında ölecek.
He will die soon.
öleceksin 176
ölecek 118
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
ölecekler 24
yakın 111
yakında 470
yakında görüşürüz 149
yakından 16
ölecek 118
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
ölecekler 24
yakın 111
yakında 470
yakında görüşürüz 149
yakından 16