Yanıldım translate English
2,517 parallel translation
Bunu daha birçok defa söyledim ve her zaman yanıldım.
I know I've said that before- - a lot of times- - and it's always blown up in my face.
Konuştuğunuzu duydum sandım da, ama sanırım yanıldım.
I thought I heard you talking, but I guess I was wrong.
Daha önce de yanıldım, 20. yüzyılda tabi ki.
I've been wrong before, back in the 20th Century.
Gazdan dolayı böyle konuşuyor olabilirim ama Dennis hakkında yanıldım.
This may be the gas talking, but I was wrong about Dennis.
Sanırım yanıldım.
I guess I was wrong.
Yanıldım, haddimi aştım ve- -
I was wrong, completely outof line, and you have e...
Biliyorum ama yanıldım.
I know I did, but I was wrong.
Ben yanıldım.
Uh, well, I was wrong.
Gerçekten yanıldım mı?
Was I really wrong?
Ben yanıldım. Her neyse.
You were right and I was wrong.
Ayrıca bu bakışın da "Evet, yanıldım" bakışı olduğunu farz ediyorum.
And I assume that look means "yes, and I was wrong."
Peki yanıldım.
Okay, I was wrong.
Belki de yanıldığımı kanıtlarsın.
Maybe you can prove me wrong.
Neil'in yanıldığını kanıtla, tamam mı?
Prove Neil wrong, OK?
Senin hakkında yanıldığımı söyle.
Tell me I have been mistaken about you.
Yanıldığını ispatlayacağım.
I shall prove the notion false.
ama, onlara yanıldıklarını göstereceğim.
But, you know, I'm gonna show them that they're wrong.
Biz yakınız çünkü akademiden atıldığında yanında ben vardım.
We're close because I was there when she got DQ'd from the academy.
Haklı olduğumuza, kesinlikle emin olmak zorundayız. Çünkü, Veronica'nın avukatı yanıldığımıza kesinlikle emin.
We have to be absolutely sure that we're right, because Veronica's attorney is absolutely sure that we're wrong.
Hemen annemin oda numarasını buluyorsun yoksa onun yanına bir yatak açarız sana. Anlaşıldı mı? Tıkla bakalım.
You find my mama's room number or you're gonna wind up in a bed right next to her, understand?
Belki yanılıyorumdur ama iş arkadaşımın gey olduğu hissine kapıldım.
'I might be wrong, but I got a feeling that the guy I'm working with could be gay.
Hey, yanıldığımı kanıtla.
Hey, prove me wrong.
Okyanus manzaralı, dört yıldızlı bir otelde oda ayırtmıştım fakat böylesine güzel ve muhteşem bir otelin yanında lafı mı olur?
I had a reservation at a four-star inn overlooking the ocean but, uh... How can that compete with such a beautiful, magnificent hotel?
Eğer Camille suçluysa, yanıldığını kabul etmesi gereken ilk kişi benim.
If Camille's guilty, I'll be the first to admit that I'm wrong.
Güç bela o kadar uğraşarak babama yanıldığını kanıtladım zannederken, sevdiğim adam onun haklı olduğunu kanıtladı, doğru mu?
As hard as I try to prove my dad wrong, what am I supposed to do when the man that I love just proves him right?
Ben yanıldım.
I was wrong.
- Artık yanıldığımı biliyorum.
- Now I know I was wrong.
Görünüşünün aksine bu durumda yanıldığını söylemek zorundayım.
Well, unlikely as it may seem, I think you might be wrong on this one occasion.
Sonra hastaneye kaldırıldım. Oradan çıktıktan sonrada... Claudine Halanın yanında kalmaya başlamıştın.
I ended up in the hospital, and by the time I got out, they already had you living with your Aunt Claudine.
Sen yanıldın, ben haklıydım. "
You were wrong, I was right. "
Üzgünüm ama yanıldın.
I'm sorry, you're wrong.
- Yanıldığımızı yazacaksın.
Write that we were wrong.
Sanırım Gibbons konusunda yanıldık.
Guess we were wrong about Gibbons.
Yanıldım.
I was wrong.
Sanırım yanıldın.
Guess you were wrong.
Yanıldığımı kanıtlarsan, göreve onay vereceğim.
Prove me wrong, and the mission is approved.
Yanıldım.
I was.
Onun hakkında yanıldığımı bilmenizi istiyorum.
I wanted you to know that I was wrong about him. I made a mistake.
Yanılmıyorsam, siz de aynı camiaya katıldınız.
Well unless I'm wrong you've moved in the same circles.
Hadi yanıldığımı düşünelim.
Let's just say that I'm wrong.
Yanıldığımı kabul ediyorum.
I stand corrected.
Hiçbir şeyin beni etkilemediğini söylediğim halde sen bana inanmıyorken yanıldığını nasıl kanıtlayacağım?
Since I say nothing gets to me and you won't take me at my word, how am I supposed to prove you wrong?
Üç tümörün kaybolması muhtemelen tümör baskılayıcı genin eksikliği hakkında yanıldığımız anlamına geliyor.
Three tumors disappearing means we were probably wrong about him missing a tumor-suppressor gene.
Güvenlik tehdidinin ortadan kalktığını ve yanımızdaki jetlerin geri çağırıldığını bildirmekten mutluluk duyarım.
I am happy to report that the security threat was proved non-credible, and the jets flanking the plane have been called off.
Çünkü bu basit olacağı için yanıldığımı düşünmek istesen de umutsuzca, haklı olmamı da istiyorsun.
Because even though you want to think that I'm wrong'cause it's simpler, you also desperately want me to be right.
Genital bölgede iltihap yanıldığımız anlamına geliyor.
Inflammation of the genitals means we were wrong.
Ya intihar ediyorsunuz ya da yanıldığımızı biliyorsunuz.
You're either suicidal or you know we're wrong.
Beni gerçekten önemsiyor olsaydın yanıldığımı kanıtlamak için bu kadar dolap çevirmezdin.
Doctor's orders. If you really cared about me, you wouldn't be so obvious when you scheme to prove me wrong.
Wilfred yanıldı sanırım.
Maybe Wilfred's wrong.
Uykumda biraz sarsıldım mı her yanı zedeleniyor.
Ooh. I toss in my sleep, and she bruises easily.
Bay Anderson, insanlar beni hayatım boyunca hep küçük gördü. ve her zaman da yanıldılar.
Mr. Anderson, people have underestimated me my entire life, and they've been wrong.
yanılmışım 190
yanılıyorsun 708
yanılmıyorsam 96
yanılıyorsunuz 182
yanılıyor 29
yanıldın 34
yanılmıyorum 35
yanılıyorlar 22
yanılıyor muyum 134
yanılıyor olabilirim 33
yanılıyorsun 708
yanılmıyorsam 96
yanılıyorsunuz 182
yanılıyor 29
yanıldın 34
yanılmıyorum 35
yanılıyorlar 22
yanılıyor muyum 134
yanılıyor olabilirim 33