English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yazık ki

Yazık ki translate English

10,694 parallel translation
- Hem de karınla. Ne yazık ki hayaların olmadan olacak.
But you will be without your balls.
Ne yazık ki senin kehanetinde ne tür görüler bulunduğunu gösterdim.
Sadly, I've already shown you what visions of yours I've managed to divine.
Ne yazık ki, bu meta-insanların çoğu bu güçlerle yanlış yolu, karanlık yolu seçtiler.
Unfortunately, most of these meta-humans have chosen the wrong path with these powers, a dark path.
Ne yazık ki artık onu unutmalısın.
Yes, unfortunately, you must forget about her.
Ne yazık ki ailemizden birisi öldü.
We've had an unfortunate death in our family.
Ne yazık ki hepimizin canı tehlikede ama metin ol.
Well, sadly, we're all on the chopping block, but chin up.
Çoğu ne yazık ki öyle.
Most of them, tragically, yes.
Ne yazık ki, asistanın beni ağırlamayı reddetti.
Unfortunately, your assistant refused to accommodate me.
Ne yazık ki, bunu düzeltebilecek bir ameliyat prosedürü yok.
Unfortunately, there's no surgical procedure that can fix that.
Ne yazık ki evet.
Sadly, yes.
- Ne yazık ki gittiler efendim.
They've gone, I'm afraid, sir.
Ne yazık ki Makasçı giriş ve çıkışlarımızı kapatıyor.
I'm afraid the Cutter's blocking our way in and out of here.
Hayır, ne yazık ki bu işe yaramaz.
Huh. No, unfortunately, um, that won't work.
Ne yazık ki bunu şimdi konuşmaya zamanımız yok.
Unfortunately, we don't have time to discuss it now.
Ne yazık ki kuşkucu biriyim.
Unfortunately, I am cynical.
Ne yazık ki kaderde yokmuş.
Aw. Sadly, it was not meant to be.
Ne yazık ki, dünyadaki diğer vampirler gibi efendi bağlarının birbirleri arasında... savaş ilan ettiğini düşünürsek sonradan dönüşen kaç kişinin... aynı sonuca varacağını hayal edebilirsiniz.
Unfortunately, so does every other vampire in the world. Given that the sire lines have declared war against one another, you can imagine how many young upstarts have come to the same conclusion... kill an Original, wipe out an entire line of rivals.
Ne yazık ki şüpheci biriyimdir.
Unfortunately, I am cynical.
Ne yazık ki önünde bir sürü seçeneğin yok.
Well, it's not like you've got a ton of options right now.
Ne yazık ki mozaiği üreten esnaf fazla üretkenmiş
Unfortunately, the artisan who created the mosaics was prolific.
Ne yazık ki!
- Unfortunately not.
- Ne yazık ki hayır, dostum.
Unlikely, my friend.
Curtis'e manifoltu verip çalışmasını sağlarız ve ne yazık ki Lance'in ne bulacağını bekleyip göreceğiz.
We get Curtis the manifold, keep him working, and we unfortunately just have to wait and see what Lance finds out.
Ne yazık ki hayalet kasabalar üniversite öğrencileri için eğlence parkı gibidir.
Unfortunately for us, ghost towns are like amusement parks for college kids.
Ne yazık ki sen yakalamayı umduğum sinek değilsin.
Unfortunately, you're not the fly I was hoping to catch.
Ne yazık ki, kavanozdaki kaçak mason içkilerinden kalmamış.
Unfortunately, we're all out of Mason jar moonshine.
Yakamoz beni Fildişi Denizi'ne götürdü, karşıya geçmek için bir tekne çaldım. Ancak ne yazık ki tekne yanlış kişiye aitmiş.
The wisps led me to the Ivory Sea, so I stole a boat to make the crossing, but, unfortunately, the boat belonged to the wrong fella.
Ne yazık ki seçilmiş biri gerekiyor.
Unfortunately, we need someone he's chosen.
Ne yazık ki pek iştahım yok.
I'm afraid I don't have much of an appetite.
Ne yazık ki kapattı.
I'm sorry, she hung up.
- Ne yazık ki daha sonra ölümüne dövülmesini emretti.
He then ordered him to be clubbed to death.
Hadi gelin. - Ne yazık ki çoktan kahvaltımı yaptım Lordum.
- Alas, my lord, I've already eaten.
Ama ne yazık ki kölelik benim kanımda var.
Unfortunately for all of us, I was engineered for slavery.
Greer kızlardan birine onu izlemesini söylemiş. ama ne yazık ki zavallı şeyin okuma yazması yokmuş.
Greer had one of her girls watching him, but unfortunately the poor thing can't read.
Ne yazık ki bir tür halk kahramanına dönüştü ve bu algıyla mücadele etmek oldukça zor.
Unfortunately, he's become somewhat of a folk hero, and fighting that perception is an uphill battle. All right.
Ne yazık ki, piyasanın hakimiyeti Tenebrae'da. Elimizdekileri de kullandık.
Unfortunately, Tenebrae have cornered the market... and we have used up our supply.
Evet, ne yazık ki vefat etti.
Yes, he's passed away, I'm afraid.
Ne yazık ki her zaman en kolay yol olmuyor.
Too bad it's not always the easiest way.
Ne yazık ki korkunç kalabalık bir liste.
Commit violent crimes. I'm sad to tell you It is an appallingly populated genre.
Ne yazık ki "Too Vile" olarak bilinen adamı görmek için gelmiştim. - Burada mı?
Yes, I'm here to see the man sadly known as 2Vile... is he in?
Ne yazık ki kanamanın yerini belirleyebilmek için boğazından aşağı inmesi gerekiyor.
Unfortunately, it'll be going down your throat to locate the source of this bleed.
Hayır, ne yazık ki sormayacağım.
Nope. I'm afraid not.
Ne yazık ki, Sadece altı park yerimiz var ozaman gorusuruz.
Unfortunately, we only have six parking spots so goodbye.
Ne yazık ki iyileşene kadar benimlesin.
And, unfortunately, you're stuck with me until we fix all this.
Keşfin için teşekkürler, Chris ama ne yazık ki bu şehirdeki her kadın bir valizle geliyor.
Appreciate the recon, Chris, but, unfortunately, every woman in this town comes with baggage.
Şahsen çaylarımızı yudumlayacağımız bir yerde buluşmak isterdim... ama ne yazık ki bu durumda pek mümkün değil.
Personally, I would have preferred to meet over tea, but in this case I'm afraid it was impossible.
- Ne yazık ki.
Unfortunately.
Ne yazık ki olmayacak.
Not yet, you don't.
Ne yazık ki üreme çağındaki 10 kadından birinde görülür.
It sadly affects one in 10 women of reproductive age.
Ne yazık ki yazılı sınavı geçemediniz.
Regrettably, you failed the written exam.
Kara Yaz boyunca bir sürü insan kaybettik. Ta ki... Tüm oteli savunamadık.
We kept losing people all through Black Summer, until we voila couldn't defend the whole hotel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]