Yolu biliyorsun translate English
217 parallel translation
Ormoc'a giden yolu biliyorsun, değil mi?
You know the way to Ormoc, right?
Yolu biliyorsun.
You know the way
Sanırım yolu biliyorsun.
I think you know the way.
Haritan var, yolu biliyorsun.
You have a map, you know the way.
- Tabii ki, yolu biliyorsun.
- Of course. You know the way.
Lucille yolu biliyorsun canım.
You know the way, Lucille.
Yolu biliyorsun.
You know the way.
Yolu biliyorsun.
You can find your way out.
Yolu biliyorsun, değil mi?
You know the way, don't you?
Yolu biliyorsun.
You know the way out.
- Yolu biliyorsun.
- You know the way.
Başka hangi yolu biliyorsun ki?
What other way can you think of it?
- Yolu biliyorsun.
- You know the route.
Yolu biliyorsun. Geliyorum şimdi.
Keep going, I'm coming.
Çünkü sadece iki ifade yolu biliyorsun sessizlik ve öfke. Niye ülsersin biliyor musun?
You know why you have an ulcer?
- Martti, sen yolu biliyorsun.
- Martti, you know the way.
Tink, yolu biliyorsun.
Tink, you know the way.
Moruk, gerçekten kızların kalbine giden yolu biliyorsun.
You sure know your way into a girl's heart, mate.
Durumu değerlendir. İzlediği yolu biliyorsun.
You've followed all the cases, you know the way he operates.
Diane'le ilgili seni huzura götürecek yolu biliyorsun ama..... bunu reddediyorsun.
- You know the path that leads to peace with Diane and you're rejecting it. - Yes.
Oh bal kabağım, bu erkeğin kalbine giden yolu biliyorsun.
Oh, pumpkin, you sure know the way... to this man's heart.
Yolu biliyorsun.
You know the drill.
Ama sen gidilecek yolu biliyorsun.
But you knew the way to go.
Bu yolu biliyorsun.
You know that road.
Yolu biliyorsun
# The way
Yolu biliyorsun
# You know the way
Aslına bakarsan Coll o kadar uzun yolu gelmemeni tercih ederim ve sen varken nasıl oynadığımı biliyorsun...
Well, to tell you the truth, Coll I'd just as soon you didn't, such a long trip and all and you know how I get when you...
Yolu ondan daha iyi biliyorsun.
Well, you know the way better than he does.
Biliyorsun, başka bir yolu olsaydı burada olmazdım.
You know I wouldn't be here if there was any other way.
Bunu sona erdirmenin tek bir yolu olduğunu biliyorsun.
You know there's only one way we're going to end all of this.
Bizden ayrılmanın tek yolu bu... bunu biliyorsun.
It's the only way to leave us... And you know it.
Biliyorsun, aynı arka yolu kullan.
You know, take that same back road.
Bunu yapmanın bir yolu olduğunu biliyorsun. Daha önce konuşmuştuk.
HYPNOSIS.
Nereye gidiyorsun, hiç yolu yok, biliyorsun.
Hey, well, you know, that's all the way down, you know.
Bir yolu var, biliyorsun.
There will be a way, you know.
Biliyorsun ki başka beklenmedik misafirlerin yolu muhakkak buraya düşecektir.
You know some other guest is surely destined to drop in.
Bir kedinin derisinin yüzmenin birden fazla yolu var, biliyorsun.
There's more than one way to skin a cat, you know.
Sen de iyi biliyorsun ki, bu kitap yazmanın doğal yolu değil.
You do understand that this is not the ordinary way in which books get written.
Yağmur yağmadan yolu inşa etmeliyim, biliyorsun.
Uh, I have to build this road, you know. Before it rains. Oh.
Oh, biliyorsun ki yapmanın tek yolu yapmaktır.
Oh, you know the only way to do it is to do it.
Biliyorsun, Bill, belki başkası için bir şeyler yapsaydık bizim için geri dönüş yolu olabilirdi.
You know, Bill, maybe if we did something for somebody else... it'd have a way of coming back around for us.
Biliyorsun, başka yolu yok.
That's a given, you know.
- Yolu nereden biliyorsun?
- How do you know where the road is?
Her yolu denedim biliyorsun.
You know I tried everything.
- Bulgar kronografını bildiğim gibi. - Ama yolu biliyorsun, değil mi?
But you know the way?
Bunun iki yolu olduğunu biliyorsun.
You know, it's a two-way street.
Bunun bir yolu bulunurdu ve sen de bunu biliyorsun.
Come on. There's ways around that, and you know it.
Biliyorsun ki, sadık kalarak eğlenmenin de birçok yolu vardır.
You know, there are manyways to remain faithful yet still have fun.
Bunu oynamanın bir tek yolu olduğunu biliyorsun.
You know that's the only way to play this.
Jiri dağına gidin... Yolu benden daha iyi biliyorsun.
Go to Jiri Mountain, you know the direction better than me.
Yolu sen biliyorsun.
You got the directions.
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun ki 112
biliyorsun değil mi 147
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
yolu yok 35
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun ki 112
biliyorsun değil mi 147
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
yolu yok 35