Yorgunsun translate English
726 parallel translation
Anne, yorgunsun niye buraya geldin?
Mother-in-law. What are you doing here?
- Yorgunsun, değil mi?
- Tired, aren't you?
Yorgunsun?
You tired?
- Yorgunsun sanıyordum.
- I thought you were tired.
Yorgunsun, o kadar.
You're just tired.
- Yorgunsun, değil mi?
Tired? - A bit.
Sen hep yorgunsun.
You're always tired.
Biraz yorgunsun sadece.
You're just tired, that's all.
Yorgunsun.
You're tired.
Sinirli ve yorgunsun.
You're upset and tired.
Sen yorgunsun.
You're tired.
Ama çok yorgunsun.
But you are tired.
- Ayakta zor duruyorsun, yorgunsun.
- You can hardly stand, you're so tired.
Yorgunsun.
You are tired.
Baba, yorgunsun.
Father, you are tired.
Söylüyorum sana, yorgunsun, o kadar.
I tell you, you're just tired, that's all.
Demek çok yorgunsun?
So you were too tired?
Yorgunsun.
You're exhausted.
Sylvia, çok yorgunsun biliyorum ama bu gece olacak herhangi bir şeyi görebiliyor musun?
Sylvia, I know you are very tired but... do you see anything going to happen tonight?
Çok yorgunsun.
You're too tired.
- Çok yorgunsun.
You're overtired.
Şimdi yorgunsun.
You're tired now.
- Yorgunsun, değil mi?
Tired?
Sevgilim yorgunsun.
Darling, you're tired.
Lydia, çok yorgunsun.
Lydia, you're very tired.
- Yorgunsun Henri.
- You're tired, Henri.
Bana kalırsa sen de biraz yorgunsun.
I think you also are a little tired.
- Hayır, sen yorgunsun.
- No, you're tired.
Çok yorgunsun biliyorum. Bunu telâfi edeceğiz.
I know you've had some long hours recently, but we'll make it up to you.
Merhaba demek için çok mu yorgunsun?
- You too warm to say hello? - Mm-hmm.
- Yorgunsun, değil mi?
You're tired, aren't you?
- Burada halden anlayan yok. - Yorgunsun, ben de öyleyim.
- A lot of sympathy a fellow gets here.
Fazla yorgunsun.
You're overtired.
Yorgunsun, biliyorum. Ama konuşalım.
I know you're tired, but let's talk.
Yorgunsun Amy.
You're tired, Amy.
- Yorgunsun
You've been trying so hard.
Biliyorum, yorgunsun.
I know. You're restless. I'm away so much.
- Sanırım çok yorgunsun.
- I believe you are tired.
- Ama sen yorgunsun.
- But you're tired.
Bak, Lois yorgunsun.
Look, Lois you're tired.
Sen çok yorgunsun, değil mi, tatlım?
You are tired aren't you, dear?
Leslie, yorgunsun sen.
Leslie, you're tired.
Ben... - Yorgunsun.
- You're tired.
Yorgunsun, değil mi?
You're tired, huh?
Tabii ki yorgunsun.
Course you're tired.
Yorgunsun, Dita.
You're tired, Dita.
Yorgunsun, ben de dökülüyorum.
You're tired and I'm falling apart.
Sevgilim, yorgunsun.
Darling, you're tired.
Sen yorgunsun. Çok yorgunsun.
You're very tired.
Niçin bu kadar yorgunsun?
Why are you so tired?
Şu an yorgunsun, Clint.
You're tired now, Clint.
yorgunum 408
yorgun 65
yorgun musun 109
yorgunluk 18
yorgundum 29
yorgun değilim 53
yorgun görünüyorsun 124
yorgun olmalısın 55
yorgun görünüyorsunuz 20
yorgun olmalısınız 27
yorgun 65
yorgun musun 109
yorgunluk 18
yorgundum 29
yorgun değilim 53
yorgun görünüyorsun 124
yorgun olmalısın 55
yorgun görünüyorsunuz 20
yorgun olmalısınız 27