Zamandı translate English
30,674 parallel translation
- Ethel ne zamandır yok?
- How long's Ethel gone for?
Bu da bize uzun zamandır kayıp olan Büyük İskender'in mezarını gösteren anahtarın yerine götürecek.
Which contains the key to the location of the long lost tomb of Alexander the Great.
Ne zamandır yokum?
How long was I out?
uzun zamandır bitik.
She has done for a long time.
Uzun zamandır odana gelmemiştim.
I haven't been in your room in a while.
Uzun zamandır dinleyip, ilk kez arayan.
Long time listener, first time caller.
Japonya'da uzun zamandır yiyememişsindir diye düşündüm.
I figured maybe it'd been a while since you had that in Japan.
Bak, Chloe ve arkadaşları iyi insanlar değil. Ve bu hafta yaşadığım tek iyi şey seninle geçirdiğim zamandı.
Look, Chloe and her friends are not good people, and the only good thing that came out of this week is the time I got to spend with you.
- Ne zamandır dışarıdayım?
How long was i out?
Bob Lee'ye bir ziyaretçi gelmiş diyelim ki uzun zamandır görüşmediği eski bir arkadaş bu iş bu şekilde ilerlerdi.
It occurs to me that if Bob Lee had a visitor, let's say an old friend he hadn't seen in a long time, they would've left a way for him to get a hold of them.
Bay Raines, uzun zamandır devam eden...
Mr. Raines, we have a long-standing deal
- Şu ışık ne zamandır yanıyor?
- How long's that light been on?
Onu ne zamandır görmedim...
Haven't seen her since...
Uzun zamandır bekliyordum ve sonunda benim vaktim geldi.
I've been waiting a long time and my time has finally come.
Çok uzun zamandır hayranın olduğunu söylemek istiyorum.
I just want to say I'm a fan from way back.
Uzun zamandır ilk defa kendimi huzurlu hissettim.
Can I just tell you this was the first peace I've felt in a very long time?
Uzun zamandır görüşmüyoruz.
How've you been? I haven't seen you.
Uzun zamandır biliyorum.
I've known for a long time now.
Ne zamandır sesleniyorum.
I've been calling you for so long.
Uzun zamandır bu anı bekliyordum Teğmen Kal Varrick.
I've been waiting for this moment a long time, Lieutenant Kal Varrick.
Ne zamandır Jessica'dan mektup alıyorsun?
Since when do you have Jessica writing you letters?
Bunca zamandır.
All this time.
Bunca zamandır, bana gönderdiğin bu mu?
All this time, and this is what you send me?
"Kaç zamandır..."
"I've been..."
Kaç zamandır sokaklarda dolanıyorum
♪ I been running the streets ♪
Bu onu gördüğüm son zamandı.
That was the last time I saw him.
Hep sana bunu söylemek istedim ne kadar zamandır.
I've been wanting to say this to you... for a long time.
O parçalara ihtiyacımız var uzun zamandır üzerinde çalışıyoruz.
We need those specific parts, because we've been working on this for a while.
İyiler uzun zamandır uyuyorlardı.
Good men have been laying down for too long.
Uzun zamandır sizden haber alamadım çoktan hapsi boylamışsınızdır diye düşündüm.
I hadn't heard from you in so long, I thought you must have ended up in prison by now.
Bunca zamandır Hanyang'da ne yaptın?
What have you been doing all this time in Hanyang?
Onca zamandır Davies için çalışıyordun!
You were working for Davies the whole time!
Uzun zamandır orada değildiler.
They haven't been there for a long time.
Çeçenya'da saklandığını sanıyorduk... görünüşe göre değilmiş. Ne zamandır eski?
Ex since when?
Afganistan'la ne zamandır savaşıyoruz?
Since when were we fighting Afghanistan?
Vegas'a ne zamandır bulunuyorsun?
How long have you been in Vegas?
Bu kelimeyi uzun zamandır duymuyordum.
That's a word I haven't heard for a long time.
Ne zamandır oradasın?
How long have you been there?
Kaç zamandır seni arıyordum.
I looked for you for so long.
Uzun zamandır burada olmamıza rağmen zırnık koklamıyoruz.
= We have been here a long time and not received the transferred funds. =
Ne var ki uzun zamandır görüşmüyoruz.
But, we haven't been in contact for a long time.
Şu parayı lüpletmek için kaç zamandır göbeğimi çatlatıyordum.
Just to get this money, I've been wrestling for several days.
Birçoğumuz uzun zamandır birbirimizi görmüyorduk.
Many of us haven't seen each other for a long, long time.
Bundan sonraki zamandır da...
And for a long time after that,
Onca zamandır bize yardım edenle aynı kişi.
The same person that's been helping us all along.
Ne zamandır yalnızsın?
Since when are you alone?
Uzun zamandır istememişlerdi.
I haven't been asked for one of those in a while.
Hayır, içki ve melek tozunu karıştırdığım zamandı.
No, it was a combo of, uh, booze and angel dust.
Bütün bunları uzun zamandır biliyorum.
And I knew all of those things before today.
- Ne kadar zamandır asistanısın onun?
How long have you been his assistant? Three days.
- Ne zamandır biliyordun, Noah?
How long have you known, Noah?
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanın var 16
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı gelince 71
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanın var 16
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı gelince 71