Zamankinden translate English
3,025 parallel translation
Krøyer her zamankinden daha popüler.
Krøyer is more popular than ever.
Biliyorum, senle kalmalıydım ve her zamankinden çok daha iyi bakmalıydım sana.
I know I should have stayed with you. And taken much better care of you than I did.
Her zamankinden. İki tane az şekerli.
It's the usual - two sweet'n lows.
Kendini her zamankinden daha çok adadığından.
How you're more dedicated than ever.
Her zamankinden daha güzelsin ablacigim.
More ravishing than ever, big sister.
Şimdi her zamankinden daha uzakta gibisin.
Now you feel further away than ever.
Reytingler her zamankinden daha yüksek.
The ratings are better than ever.
Her zamankinden daha güçlü!
He's more powerful than ever!
Selam Shelly, her zamankinden alayım.
Shelly! Hey, I'll have the usual.
Ve görünen o ki, şu aralar her zamankinden daha çirkef durumda. Hani şu Memory Mantor meselesi yüzünden.
And apparently, right now she's even more screwy than usual because of some Memory Madame.
Her zamankinden daha mı deli?
Crazier than usual?
Yine de yıldızlarımız her zamankinden çok barışıyor.
We're still pretty much as star-crossed as ever.
Bu küçük canavarın, babasına her zamankinden çok ihtiyacı var.
That little mutant needs a father more than ever now. - Ow!
Çocuklara göre her zamankinden daha saldırgan, kırıcı konuşmuşsun.
According to the kids, you were typical abusive belligerent self, only more so.
* Duramam * * Her zamankinden daha yükseklere *
♪ Can't stop ♪ ♪ Higher than any other ♪
* Her zamankinden daha yükseklere *
♪ Higher than any other ♪
* Her zamankinden daha yükseklere *
♪ Higher than any other. ♪
Her zamankinden.
The usual.
Bugün bende her zamankinden farklı bir kurt havası mı var?
Hey, do you guys notice anything extra wolfy about me today?
Şimdi buna her zamankinden çok inanmanız lazım. Hayır.
No.
Evet, her zamankinden fazla.
Yeah, sure, more than ever.
Her zamankinden daha çok var, Joan sayesinde.
I have more than ever, thanks to you, Joan.
Noel'de onları ziyaret etmeyi her zamankinden çok istiyorum.
I do think more than ever we should pay them a visit at Christmas.
# Gözlerin her zamankinden daha çok açık #
♪ Your eyes are wider than before... ♪
Sansa, her zamankinden daha güzel.
Sansa, more beautiful than ever.
- Her zamankinden mi?
- The usual?
Artık her zamankinden daha çok korunması gerekiyor.
She needs true protectors now more than ever.
Burada her zamankinden daha dikkatli olmalısın.
You can never be too careful up here.
MCAT sınavı için destekleyici bir şeyler lazımdı ve Billy hapların her zamankinden daha sıkı ve daha iyi çalışmama yardım edeceğini söyledi.
I needed an edge for the MCATs, and Billy said that the pills would help me study harder and better than ever.
Evdeyiz, özgürüz ama sen oturmuş her zamankinden daha depresifsin.
We're home free, but you're still sitting there, More depressed than ever.
Dün gece kapının önünde her zamankinden fazla itişip kakışan vampir vardı.
So, there were an unusual amount of tweaky-looking vampires scuffling around the doorstep last night.
Sinbad'ın bize her zamankinden daha çok ihtiyacı olacak.
Sinbad needs us more than ever.
- Doğrusu, her zamankinden iyi gidiyor.
The truth is, he's doing better than ever.
Carl'ın ciddi bir şeyi yok dediler ama pek anlamadım çünkü her zamankinden daha fazla sarsılmış durumda.
They said Carl's gonna be fine, but it's hard to tell because he's - normally concussed more than he isn't.
Kalbini geri alacaksın. Hem de her zamankinden daha güçlü olarak.
Which you'll get back, stronger than ever.
Çünkü şimdi lanet her zamankinden daha güçlü ve sen de burada kalacaksın, ait olduğun yerde.
Because now... The curse is gonna be stronger than ever, and you will be right here where you belong.
Bana her zamankinden bir bebek ver, ve özel odada bir çay partisi hazırla.
Give me one doll from every time period, and set me up for a tea party in a private room.
Ama bu yeni generallerle -... orduları her zamankinden daha güçlü olacak.
But these new generals- - their army will be stronger than ever.
Şimdi her zamankinden daha çok.
Now more than ever.
Ve ben kız arkadaşımı kaybettim. Jake neredeyse ölüyordu ve cadı avcıları bizi öldürmek konusunda her zamankinden daha hevesliler.
And I lost a girlfriend, Jake almost died, and the witch hunters are more excited about killing us than ever.
- Merhaba Barbara, her zamankinden.
- Hey, Barbara, the usual. - Yeah, sure.
Islak Kuşak, bir yaşayan laboratuvar olarak Kew'in eşsiz konumunu her zamankinden daha önemli hale getirdi.
Kew's unique position as a living laboratory of the wet zone has become more important than ever.
Her zamankinden ahbap.
The usual please, mate.
Her zamankinden mi?
The usual?
Artık "her zamankinden" oldu öyle mi?
I suppose it has become "the usual," hasn't it?
Sütyenlerin olmuyor ve her zamankinden daha huysuzsun. Bana ne zaman söyleyecektin?
Your bras don't fit, and your mood's moodier than usual, so when were you gonna tell me?
Her zamankinden alırım.
* and never again * i'll go sailin i'll have my usual.
Her zamankinden, şeker çocuk.
( laughter, indistinct conversations ) the usual, beautiful boy.
- Her zamankinden daha güçlü.
Stronger than ever.
* Her zamankinden daha yükseklere *
♪ Oh, oh ♪ ♪ Higher than any other ♪
Her zamankinden daha çok tehlike içindesin.
You're on the hook more than ever.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanın var 16
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı gelince 71
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanın var 16
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı gelince 71