English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Z ] / Zamanına

Zamanına translate English

14,447 parallel translation
Seni sikerek kölelik zamanına ışınlarım, özgürlük belgeni verirler sana.
I'll fuck you through slavery times, and you'll get your freedom papers.
Eğer Betsy kuyuya girerse, bu yerden çıkmak için kullanırsın. Yani o kendi zamanına dönecek... Sen ve ben onun kısa zamanda kendi yoluna dönmesi için gayret etmek zorundayız
If Betsy enters the Well you used to leave this place, she will return in her own time, so... you and I must endeavor to help her on her way as soon as she returns from scouting the environs.
- Evet, hasat zamanına kadar buradayım.
- Yep. I'm in town until harvest.
O zaman nasıl olmuş da çalışanlarınız açlıktan ölen dostlarına karşı merhamet namına hiçbir şey öğrenmemişler?
Well then, how is it that your employees have learned nothing of compassion for their starving fellow man?
Tabii işini yapmasına izin verildiği zaman.
When he's allowed to do it.
İnsan vücudu, zamanın doğrusal akmasına alışıktır.
The human body is used to time unfolding linearly.
Takım arkadaşlarımın benim için ikili mücadeleye girdiği zaman oluyordu ve boşta olduğumdan emin oluyorlardı kimsenin bana ulaşmayacağına.
It was when one of my teammates took a tackle for me, and I knew they were gonna make sure I was safe, that nobody got to me.
Babanın en saygı duyduğum yanlarından biri hayranlarına karşı duyduğu sevgi ve her zaman onlara ayıracak zamanı ve enerjiyi bulmasıydı
One of the things that I really respect about your dad was, I guess, his love and affection for the fans and how he always had time and energy.
Ne zaman umutsuzluğa kapılsa ve biraz karamsarlaşmaya başlasa, Uhura ile Kirk'ün onu bu ruh halinden çıkarmalarına izin veriyor.
Every time he goes into a negative place, he starts being a little bit of a pessimist, um, he allows Uhura and Kirk to snap him out of it.
Burada bir şey inşa etmeye çalışıyorum ama ne zaman arkamı dönsem götümü sikmek için bir sıra oluşuyor amına koyayım.
I'm trying to build something here, and every corner I turn, there's another piece of shit who thinks they can just fuck me over.
Bunca zaman sonra ikimizin tanışmasına o da çok mutlu olmuştur.
I think she would be so happy that we finally got to meet.
o zaman neden olmasın... hey sen. seni kast ediyorum daha yakına gel yaklaş evet şunu gördün mü kimsin sen hey. kopar o bezi
So why not... Hey there. I mean you!
ikinci seçenek ay suları mağarasına gideriz ve onları rahatsız ederek zaman kazanırız mükemmel ya üçüncüsü?
Option Two Go to Moon Waters Cave and harass them to buy time for us Excellent!
İfadesinde, Ona asla dokunmadığını, doğrudan onu işten çıkarmakla tehdit etmediğini, Ancak, o zaman 25 yaşında olduğunu ve eğer bir yerlere danışmazsa yakında başına bir şey geleceğinden endişelenmeye başladığını belirtti
He never touched her, she acknowledged in an interview, and he never directly threatened her job, but she said she was 25 and she began to worry that she would soon suffer professionally if she did not submit.
Komite adına buna zaman ayırdığınız için, teşekkür ederiz.
We thank you on behalf of the committee for making time for this.
O zaman niye bir iş adamına göstereyim?
So, why would I give one to a businessman?
O zaman her yanına işeyeceğim, manyak.
Then I'll also piss all over you, freak!
- Ama o zaman ağırlığı iki katına çıkar.
- But then it'll weigh twice as much.
- O zaman giysi odasına gidin.
- Then go to wardrobe.
James'i kardeşinin yanına götürmelisin geri geldiğin zaman, Bayan Mary biraz süt ısıt.
You gonna have to take James out to your brother. And when you get back, warm up some milk for Miss Mary.
Sanskritçe "merhaba", Hindistan'daki zamanımın anısına.
It's "namaste" in Sanskrit, to commemorate my time in India.
Bak benim için yaptıklarına minnettarım ama artık ilerleme zamanı. İyi şanslar çocuklar.
Look, I really appreciate all you've done for me, but it's time to move on.
Zamanın hatrına birkaç şeyi değiştirdim.
I had to condense a couple of things for time's sake.
Ve reglin de ne zaman iğrenç olduğu kanısına vardık?
And when did we decide that menstruation is so disgusting?
Tedavi olmasına rağmen hala hasta olursa o zaman ne yapacaksın?
What are you gonna do when she takes her medication, and she's still very sick?
20 yıl öncesi amına koyayım. Tech 1,0 zamanı.
Yeah, 20 fucking years ago.
Saçmalarsan, sonuçlarına katlanma zamanın da gelir.
- Ow! - Well, you keep shittin'and fallin'back in it, baby.
Seni bir ya da iki gün kurtarır. İyileşmene yardımcı olur. Ama dahasına ihtiyacın olursa Dr. Fred'i her zaman arayabilirim.
Oughta get you through a day or two, help you feel better, but I can always call Dr. Fred if you need more.
Eğer iki sevgiliden biri ayrılmak istiyor ve öbürü diğerini kalmaya zorluyorsa o zaman gösterdiğin nezaket haddi aşmak anlamına gelir.
When one person wants out and the other one - is forcing them to stay there... - Uh-huh.
O adamları bana, karına tercih ettiğin zaman.
That you would choose these men over me, your wife?
Ama bayılıyorum ben Zaman Kamburu'na!
But I love Time Hump.
Dakikası dakikasına. Bir gün öncesinde sabah 09 : 00,... cevabı hazırlayabilmelerine zaman sağlamak için.
To the minute. 09 : 00 a.m. the day before, to give'em time to prepare a response.
Posta yığınlarının arasından ne zaman kartpostal görsem arkasına bakmamaya çalışırdım.
And whenever I see a postcard in the pile, I try to put it picture side up.
Her zaman her işin icabına bakıyorsun Jack.
You always take care of everything, Jack.
Daha önce de dediğim gibi her zaman her işin icabına bakıyorsun Jack.
Like I said, you always take care of everything, Jack.
Bu işte, kişisel hayatına ayıracak zamanın yok mu?
What are your job doesn't have time for personal life?
Düzinelerce cesedimiz var ve sen de kaza davalarını cinayet davalarına dönüştürüp zamanımızı boşa harcamak mı istiyorsun?
We got a dozen open bodies right now and you wanna waste our time turning accidents into murder cases?
Diğer fotoğrafların yanına koydum, istediğim zaman alabileyim diye ama pek ihtiyaç olmadı.
Put other stuff in- - photos, Anything I could grab at the time, Which wasn't much.
Eğer bu, bu yoldaki tek fedakârlık anlamına geliyorsa o zaman evet, ben bunu yapmaya gönüllüyüm.
If that means the odd sacrifice along the way, then, yeah, I'm willing to make it.
Bir veteriner olarak her zaman için, nesli tükenmekte olan vahşi bir kedi adına halkı bilinçlendirmeden yanayım.
Oh. Well, as a veterinarian, I am always in favor of raising awareness for endangered jungle cats.
Parti planlanmasına ihtiyaç duyduğum zaman Gibbler Tarzı Parti Planlama'yı arayacağım.
I'm gonna hire Gibbler Style Party Planning for my party-planning needs.
- O zaman kimsin amına koyayım?
- Who the fuck are you?
Başkasına ver o zaman.
Well, give it to someone else.
Ve zaman akışının bozulmasına.
Or we risk damaging the time stream.
O kadar da kötü değiller. Zamanında ben de aralarına katılmayı düşünmüştüm.
They're not so bad... even considered joining their ranks back in the day.
İnsanoğlu her zaman kendi başına hayatta kalmayı başardı.
Humanity has always managed to survive on its own.
O zaman canına okurdum.
I beat the shit out of you then.
Her zaman mahzende bir şeylerin kaybolmasına şaşmamalı.
No wonder we're always losing things in the cellar.
Onun bir haftalığına takılmak için zamanı var.
He has time to play there for a week.
Beni yanlış anlama, Mars'tan gelen örümceği severim herkes gibi ama biz hayranlarına biraz zaman ayırırsın diye umuyorum.
Don't get me wrong, I like a Spider from Mars as much as the next guy, but I feel like you let us in the door with "Hunky Dory."
İşte o zaman hayatına bir kamyon kast etti. Bu kamyon Ocho'yla aynı yere aitti. - Yeşil Bölgeye.
And that was when the truck rolled into his life, and this truck was bound for the same place Ocho was... the Green Zone.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]