Âsık translate English
5,149 parallel translation
Sana âşık olduğumdan beri.
♪ Since I fell in love with you. ♪
Sana âşık olduğumdan beri.
♪ Since I fell in love with you. ♪ ♪ Since I fell in love with you. ♪
Âşık oldum.
♪ I am in love. ♪ ♪ I am in love. ♪
Hep yanlış seçimler yaptın ve benim yaptığım tüm seçimler arasından bu en kötüsü olacak ama sana âşık olduğum için üzgün değilim.
You made all the wrong choices, and of all the choices that I have made, this will prove to be the worst one, but I am not sorry that I'm love with you.
İnanmıyorum, çocuğa âşık oluyorsun.
Oh, my God. You're falling in love with him.
Biraz, derste kendilerine âşık olan çocuğu biraz da tribün altlarında sevişebilecekleri çapkını arzularlar.
They want a little bit less, uh, "guy who used to crush on me in algebra," - a little bit more... - Hey, hey.
Ben âşık oldum.
I've been in love.
Yanlış adama âşık oldum ve o kalbimi kırdı.
I fell for the wrong man, and, uh... he broke my heart.
Ben sana âşık olmuştum, ağabeyine değil.
I fell in love with you, not your brother.
Kulağa çok korkunç gelecek ama erkekler bana çok kolay âşık oluyor.
This is gonna sound pretty terrible, but guys fall for me pretty easily.
Âşık olduklarında da bir türlü durmuyorlar.
And when they do, they just...
Neden eşcinsel ve arsız birine âşık oldum ki?
OH, WHY DID I FALL FOR A MAN SO GAY AND SASSY?
Ona âşık oldum galiba.
I'm a little bit in love with her.
Bazen bir kızla tanıştığında, ona anında âşık olmanı sağlayacak ufak bir büyüleyici detay olur ya hani?
You know how sometimes you'll meet a girl and there'll be that one bewitching little detail that'll make you fall in love with her instantly?
Daha sonra,... yaratık olan Kang Chi'nin babasına âşık olmuş.
Then, she came to love Kang Chi's father, a divine creature.
Gördüm, âşık oldum.
Saw it, loved it.
O bana âşık. Seninle sonra buluşacağını söyledi şimdi benimle gelmen gerek. Öyle mi?
- He's in love with me.
Bu sayede bana âşık olsun da bir kolye versin diye.
So he could fall in love with me and give me a necklace.
Eskiden bana âşık olan ve hayatını kararttığım bir erkek için iyi bir şey yapmış olmam beni duygu yığını...
Just because I do something decent for a guy who happened to fall in love with me and have his whole world cave in does not make me an emotional pile...
Ona âşık olmamın yegâne sebebi sizsiniz.
You were the reason I fell in love with him.
Âşık falan değiliz sonuçta.
It's not like we're in love or anything.
Ne mantıklı düşünüp âşık olunur ne de o aşktan vazgeçilir.
I mean, you can't Logic your way into or out of it.
Çünkü yapabildiğimiz en iyi şey âşık olmak.
Because love is the best thing we do.
Çünkü belli sayıdaki yemin seninle gelişeceğim değişeceğim çocuklar yetiştireceğim ve her geçen gün daha da âşık olacağım bir ömre yetmez, Lily Aldrin.
Because one set of vows, It can't cover a lifetime of growing And changing with you,
Çünkü yapabildiğimiz en iyi şey âşık olmaktır.
♪ our future days... ♪ Because love's the best thing we do.
Âşık olduk biz.
We fell in love.
O da bana deli gibi âşık.
She's madly in love with me, too.
2. Sezon 8. Bölüm Hiç Âşık Olmamış
♪ It's amazing how the unexpected ♪
Ona âşık olduğunu.
You could actually be in love with her.
Hayır, âşık değilim.
No, I am not in love.
- Kardeşim, sen âşık olmuşsun.
You, little brother, are in love.
Ve âşık olmak listenin başında olmalı.
And falling in love should be at the very top.
Fitch'in sayesinde, geçenlerde ona âşık olduğumu fark ettim.
Who, thanks to Fitch, I recently discovered I am in love with.
İlk başta âşık olduğum Ben'i istiyorum.
I want the Ben I first fell for.
Adam hem yakışıklı hem de bana âşık.
He's gorgeous and he's in love with me.
Sana âşık olacaktım.
I knew... that I was gonna fall in love with you.
Sen de âşık çocuk.
You too, lover boy.
Bu esnada, biz de birbirimize yeniden âşık olabilme şansına sahibiz.
Bright side, in the meantime, we get to fall in love with each other all over again.
Âşık olacağımızı nerden biliyorsun?
What makes you so sure we will?
Âşık olduğumuzu söyledim.
I told him that we were in love.
Yıldızların altında oturuyorduk ve ona âşık olduğum zamanlarda gördüğüm o parıltıyı gördüm gözlerinde.
There we were sitting under the stars and I saw that twinkle in her eyes that I used to love.
Ona âşık olduğunu veya delinin teki olduğunu da.
Or you're in love with him, or you're crazy.
Ve ardından her kadın ve erkeğin fıtratı üzere birbirinize âşık olmuşsunuz.
And then... Men and women being what they are, you fell in love.
Âşık olduğun adam...
He's the guy that you...
Sadece sana nasıl delice âşık olduğumu hatırlıyorum.
I just remember how crazy in love I was. - Mmm.
Onlarla ilk tanıştığımızda birbirlerine sırılsıklam âşık gibilerdi.
They seemed really in love when we first met them.
Sana âşık olduğum için üzgün değilim Damon.
I am not sorry that I'm in love with you, Damon.
Sen kardeşime âşık oldun.
You fell in love with my brother.
Sana âşık olmam beklenmedik bir şeydi.
Hey, falling for you was a fluke.
Bir erkeğin sana tekrar âşık olabilmesinin oranı çok yüksek.
The odds of any man falling for you again are astronomical.
Matt'e âşık olduğumu mu?
That I was in love with Matt?