Çalışıyordum translate English
12,010 parallel translation
Seni beğendirmeye çalışıyordum Tom.
I'm just trying to sell you to them, Tom.
Bu özel sürpriz üzerinde çalışıyordum.
That special surprise I been working on.
Sadece esprili olmaya çalışıyordum Ed, üzgünüm.
I was just being colorful, Ed. I'm sorry.
Eskiden orada çalışıyordum ben hem, doktorları tanıyorum. Ben de geleceğim.
I used to work there, I know those doctors.
Fries'ın formülünü çözmek için adamın dokusundan ipucu bulmaya çalışıyordum ama şansım yaver gitmedi.
I'd hoped to extract traces of Fries's formula from the man's tissue, but no such luck.
- Seni korumaya çalışıyordum, Selina.
- I was trying to protect you, Selina.
Asıl siz ne cürretle? Yardım etmeye çalışıyordum.
How dare you?
Ben sadece seni korumaya çalışıyordum ama belli ki her şeyi daha da batırmışım.
I was just trying to protect you, but I clearly made everything worse.
- Yıkıcı olmaya çalışıyordum.
I was being devastating!
Olmaya çalışıyordum.
I tried to be. It were tricky.
Dinle beni, dikkatini çekmeye çalışıyordum tamam mı?
Listen to me, I was trying to get your attention, okay?
- Ben de bunu anlatmaya çalışıyordum.
That's what I've been trying to tell you.
- Yardım etmeye çalışıyordum.
I was just trying to help.
Bir iş ortağımla bir proje üzerinde çalışıyordum.
I was just working on a project with a business associate of mine.
Büyükelçiliği zamanında. Amerika Büyükelçiliği'nde ekonomik politika biriminde çalışıyordum.
I was working in the economic policy unit at the American embassy when he was ambassador.
Libya'da Amerikalılar için çevirmen olarak çalışıyordum ve Kaddafi yancıları gelip Tripoli'yi yerle bir ettiler ve insanları toparladılar.
Uh, well, uh, I was working as a translator in, uh, Libya for the Americans, and, um, Gadaffi loyalists, they just blitzed through Tripoli, and they were rounding people up.
Arabamda bıçakla üç saattir dolaşıp şu herifleri bulmaya çalışıyordum.
I've been driving around for three hours with a knife in my car, trying to find these guys.
Ne istediğimi anlamaya çalışıyordum.
I was figuring stuff out.
Sana yardım etmeye çalışıyordum, hepsi bu.
I was just trying to help, that's all.
- Espri yapmaya çalışıyordum.
I was trying to make a joke. Yeah, I know.
Ben de onu söylemeye çalışıyordum, artık gerek kalmadı.
Yeah, well, uh, as I was trying to say, it's no longer an issue.
- Öyle mi? Boston'daki bir firmada çalışıyordum, fakülteyi bitireli bir sene olmuştu ve sonunda ilk büyük davamı almıştım.
I was a year out of law school at this firm in Boston, and I was finally put on my first big case.
Yaklaşık 10 sene önce orada çalışıyordum.
I was there almost, well, 10 years ago now.
Onu kendim için çözmeye çalışıyordum.
I was trying to puzzle that one out, myself.
Uzun zamandır seni kollarıma her aldığımda o piçin yüzünü görmeden sana geri dönmenin bir yolunu bulmaya çalışıyordum.
I've tried f-for so long to find a way back to you, but to not see that bastard's face every time I take you in my arms.
Uzun yapraklı bir otun altında saklanmaya çalışıyordum.
Trying... to hide under a blade of grass.
Seni korumaya çalışıyordum oğlum!
I'm trying to protect you, dude! And me.
Ama gerçekten Flora ile tekrar iletişim kurmak güvenini kazanmak ve o özel anne kız bağını kurmaya çalışıyordum.
But I was really trying to reconnect with Flora, regain her trust, that special mother-daughter bond.
Sadece iyi etki bırakmaya çalışıyordum.
I was just trying to make a good impression.
Seni korumaya çalışıyordum, dostum.
I was trying to protect you, dude.
Sadece yardım etmeye çalışıyordum.
Just trying to help.
Yeni bir anlaşma üzerine çalışıyordum.
I'm already working on a new deal right now.
Oluyormuş gibi davranmaya çalışıyordum ama bu ben değilim Josh.
I was trying to make it work, but now I realize it's just not who I am.
Arabamızın çıkış yolunu kapattığını açıklamaya çalışıyordum.
I was trying to explain, he was blocking our drive way.
Çalışıyordum işte.
I was just working.
Kiliseye gitmeye çalışıyordum sadece.
I was just tryin to get to church.
Onları korkutmaya çalışıyordum.
I was trying to scare them off.
Peşinde olduğumuzu hissettirmeye çalışıyordum ona.
I was trying to convey that... .. well, that we were on to him.
Saldırılardan vazgeçmesi için korkutmaya çalışıyordum.
I was trying to scare him to stop the attacks.
Nazik olmaya çalışıyordum sadece.
I was just trying to be nice.
Herhangi bir fikrin var mı Onları ne zamandır kullanmaya çalışıyordum?
Do you have any idea how long I've been trying to reel them in?
Tecrübeli pişiricilerdi ve ben de kendi çapımda biraz iş büyütmeye çalışıyordum.
They were experienced cooks and I was looking to branch out on my own a little bit.
- Ben de sana ulaşmaya çalışıyordum.
I've been trying to reach you.
Joseph Cutler'la birlikte çalışıyordum.
Daryl Landry. I've been working with Joseph Cutler.
Ben sadece o insanlara bildiğim tek yol olan resimle seslenmeye çalışıyordum.
Nah, I was just trying to give those people a voice the only way I know how... through art.
Ben de bunu anlatmaya çalışıyordum.
That's what I've been trying to tell you.
Sadece biraz toparlamaya çalışıyordum.
I was just trying to tidy up a bit.
Sana ulaşmaya çalışıyordum.
I've been trying to get hold of you.
Geç saatte çalışıyordum.
I was working late.
10 Emir ölümlerinin çalışmamın başlangıcı olacağını sanıyordum ama meğer kapanışıymış.
I thought the Ten Commandment killings were the beginning of my work, but it turns out that they are the epilogue.
Çocukları düşünmeye çalışıyor ama odaklanamıyordum.
I tried to think about the kids, but I couldn't focus.
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyoruz 40
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyoruz 40
çalışıyor musun 55
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18