English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ç ] / Çok da önemli değil

Çok da önemli değil translate English

377 parallel translation
Çok hoş bir şey değil ama çok da önemli değil.
- It can't be very pleasant, but it's not really so important.
- Çok da önemli değil.
It really doesn't matter.
Çok da önemli değil...
No, it's nothing.
Umarım olur ama artık çok da önemli değil.
I guess he will, but it no longer matters.
Çok da önemli değil, öyle değil mi?
It doesn't really matter, does it?
Aslında çok da önemli değil.
I'm sure it's not very important anyhow.
Bir sınavı tekrarlamak çok da önemli değil.
It's not important, repeating an exam!
Çok da önemli değil.
But it's all right.
Kim olduğun ya da hangi kişiliği seçtiğin çok da önemli değil.
Yeah. Doesn't matter who you are or what personality you choose.
Çok da önemli değil.
It really doesn't matter, you know.
Çok da önemli değil.
Not necessarily.
Neyse... Çok da önemli değil, değil mi?
Well... it doesn't really matter, does it?
Zaten çok da önemli değil, değil mi?
Well, then it doesn't matter, does it?
Zaten bu çok da önemli değil.
That doesn't matter.
Çok da önemli değil.
It's no big deal.
Burada özel bir fotoğrafım var ama artık çok da önemli değil.
But that's a personal one. It doesn't matter.
Çok da önemli değil. Eninde sonunda, nasıl ölüyorsak evlenmek de zorundayız.
it's not big deal, sooner or later we all marry, just as we die.
Çok da önemli değil zaten.
It doesn't matter now anyway.
Nasıl olsa çok da önemli değil.
Not that it mattered much, anyhow.
Çok da önemli değil, değil mi?
Doesn't really matter, does it?
Ama çok da önemli değil.
But it doesn't really matter.
- Öyle çok da önemli değil.
- It's... It's not such a big deal.
Binbaşıya öncelikle General Markiz Montcalm'ın çekinilecek bir düşman olmadığını anlatın. Bu nedenle de milislere olan ihtiyaç çok da önemli değil. Nedenine gelince, savaş Fransızların doğasında yok.
Explain to the Major, he has little to fear from this General Marquis de Montcalm in the first place, and therefore scent need of a colonial militia in the second, because the French haven't the nature for war.
Sanırım, sanırım ne demek istediğim çok da önemli değil.
I mean, guess what I think doesn't really matter.
Çok da önemli değil, değil mi?
So what? Big deal, right?
Aslında çok da önemli değil.
It's not really that important.
Çok da önemli değil.
I wasn't trying that hard.
Çok da önemli değil.
Not a big deal.
Çok da önemli değil.
It really doesn't matter.
Çok da önemli değil.
It's not that big of a deal.
- Çok da önemli değil.
Not necessarily.
Bu çok da önemli değil. Nasılsa hep kendi bildiğini yaptın.
That should not matter, as you always did just as you pleased.
Şu anda bu çok da önemli değil, değil mi?
It really doesn't matter now, does it?
Çok da önemli değil.
I don't really care.
Çok da önemli değil çünkü erkeklerin tadına bayılırım Ooga.
I don't care,'cause I love the taste of a man. Ooga.
Alabama'da fildişleri çok sıkı değil, fakat bu pek önemli değil.
In Alabama, the tusks are looser. But that's entirely ir-elephant.
Çok kötü olsa da, sadece şu an önemli değil.
It isn't only now, although that's bad enough.
Bence erkek ya da kadın, önce arkadaş olmak çok önemli, değil mi?
I think we'd be friends if we were men or women, don't you?
Aslında çok bağlayıcı ya da önemli bir şey değil. Sadece bir cinayet itirafı.
It's nothing very binding or important, really just a confession of murder.
Ama sonradan da çok önemli değil diye düşündüm.
After I married, I felt a little unhappy.
Bu geceki mesele çok da önemli bir şey değil. En iyisi bunu tamamen unutmak.
This business tonight... it's just one of those things.
Yani birini ağlatmak çok da önemli bir şey değil.
I mean, it would be nothing to get somebody to cry.
Onu özleyebilirsin diye düşündüm. Hayır çok önemli değil, onlar olmadan da yaşayabilirsen tabii.
It's not important if you can live without it.
Çok da önemli bir şey değil.
It is not the big thing.
Ruhsal test, diğerlerinden daha az ya da daha çok önemli değil.
The psych test is no more or less important than the rest.
Bu sadece elimizdeki eleman sayısının az olmasından değil,.. ... aynı zamanda burada, birliğe tam anlamıyla bütünlük sağlamış kişilere gereksinim duymamızdan dolayı da çok önemli.
It's not only because we are short of staff it's also because what we require here are people of the highest integrity.
"Yıllar önce, tam olarak kaç yıl olduğu önemli değil çok az param vardı ve kıyıda ilgimi çekecek hiçbir şey yoktu."
"Some years ago, never mind how long precisely, having little money, and nothing in particular to interest me on shore."
Neden oldugu cok da onemli degil, Gunes gokyuzunde parladigi surece.
It doesn't really matter why, but the sun sparkles in the sky.
Açıklaması çok zor, ama, şu anda bu o kadar da önemli değil.
That would be difficult to explain, but that's not important right now.
Ve bu düzeltmeyi yaparken insan şeklinde eksiklere ya da bozulmaya neden olduysam bu gerçekten çok da önemli bir şey değil. Hayal edebileceğinizden çok daha yakınım bayım.
And if in my tinkering, I have fallen short of the human form by the odd snout, claw, or hoof it really is of no great import.
Çok önemli bir şey değil. Yani pahalı değil. Belki hoşuna da gitmez.
I mean, it's nothing really, it's not expensive or anything, you probably won't even like it,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]