Çın translate English
291,882 parallel translation
Bizi Duke Sokağı'na çıkaran bir yangın çıkışı olabilir.
Erm, there should be a fire door that leads out onto Duke Street.
Zevkini çıkarın.
Enjoy.
Adamın, onun inançlarını yeniden değerlendirmesine neden olan bazı cinsel ihtiyaçları olduğu ortaya çıktı.
As it turns out, he has some sexual needs that are causing her to reevaluate some... long-held beliefs.
Evet, ama doğum kliniğinde yumurtalarını çıkartmasına beş dakika kala, bunu onun yüzüne söylemem.
Yeah, but I didn't say it to her face in a fertility clinic five minutes before she had her eggs extracted.
Çıldırmaya hazır mısın?
Ready to get freaky?
Tatlım, birçok şey atlattı ve acısını senden çıkarıyor.
Honey, she's just been through a lot and she's taking it out on you.
Haklısın, çıplak da yüzebilirim.
You're right, I can swim naked.
Ne yani, acısını benden mi çıkarıyordu?
So, what, she gets to take it out on me?
Acısını herkesten çıkarıyor.
Oh, she takes it out on everyone.
O tarz bir kız olduğumu da nereden çıkardın?
What makes you think I'm that kind of girl?
Drew'ın uyuşturucuyla ya da satıcılarla ilgisi var mıydı?
Did Drew have any involvement with drugs or drug dealers?
Tim Hulse banka hesabını boşaltıp çıktıysa ve beş dakika içinde öldüyse neden üzerinde para yoktu?
And if Tim Hulse emptied out his bank account, walked outside, and then within five minutes, he's dead, why didn't we find any money on him?
Ama sonra senin Canela için aptal takıntın ortaya çıktı!
_
Kalçanla bana öyle sert çarpmıştın ki omzum çıkmıştı.
And you crushed me with your thighs so hard it dislocated my shoulder?
Pizzacı çıkmasını isterdim.
Aah, I was hopin'for the pizza man.
Onun yerinde olsaydım, ki oldum hiç ses çıkarmayacağını tahmin ediyorum. Sen onu kovalıyorsun diye kaybolacak ve seni oltaya getirmiş olacak.
Because if I was her, and I was, uh, I predict she's about to go radio silent, totally unavailable, now you're the one chasing her, and that's when she reels you in like a fish.
- Çünkü seni çok seven annen antrenman kampının son gecesi Ryan'ı baştan çıkardı...
Because your mother, who loves you very much... Aah! ... seduced Ryan the last night of training camp to make sure that you made the team.
- Kampın son gecesi seni baştan çıkaran kadın... Bilerek yapmış.
- That woman who seduced you the last night at camp, she did it on purpose.
İşten çıktın ve arabana bindin.
So you leave work to go get in your car.
Mahkemeye çıkacaksın.
You'll go to trial.
Sürüşün tadını çıkar.
Ok. Just enjoy the ride.
- Sürüşün tadını çıkar.
Just enjoy the ride.
Kamu kefalete karşı çıkıp hapiste tutulmasını istiyor sayın hakim.
The people oppose bail and request remand, your honor.
Sanık FBI'a ülke dışına çıkacağını haber vermeyerek Büro protokolünü çiğnedi.
By failing to notify the FBI of his international travel, the defendant violated the Bureau protocol.
Sayın hakim, kendisi burada kalıp adını temize çıkarmak istiyor.
Your honor, he wants to stay here and clear his good name.
Genç ve çekici erkek ve kadınların resimlerini paylaşıyorlar ve kullanıcılar da onların parlak saçları, kusursuz dişleri,... kaslı karınları ve ne kadar seviştikleriyle dalga geçiyorlarmış.
where they post pictures of young, attractive men and women, and users are encouraged to mock them for their shiny hair, perfect teeth, washboard abs, and "the hot sex they are no doubt having and you're not."
Aşağılayıcı tanışma teknikleri öğretiyor ve kadınların erkeklerden korktuğu bir dünya hayal ediyor.
It also teaches degrading pickup techniques and envisions a world where women fear men.
- Sevgi ve şefkat peşindeyse niye kendisiyle çıkmayı kabul eden birine saldırsın ki?
If he's desperate for love and affection, why would he attack a woman that was actually willing to go out with him?
Merdivenlerden çıkıp Rocky gibi yapardınız.
You know? Go up the steps, do the whole "Rocky" thing.
Yazabilirdi ve yazmış, çok da çılgın.
Could have and did, and it's a doozy.
Çevirisi : bizim kıçımız donarken sen sıcacık oturacaksın.
Translation : you stay toasty while we freeze our tails off.
Ve mantığı alt eden en yaygın şey korkudur yani sanırım korktuğu için ona asla çıkma teklif etmedi.
And the most common thing to beat logic is fear, so I figured he never asked her out'cause he was scared.
- Çıkartın beni buradan!
- Get me out of here!
Can kulağıyla dinliyorum çünkü şu anda Sly'ı masanın altında çıkmaya ikna edemiyorum.
I'm all ears'cause right now I can't coax Sly out from under the desk.
Yangın çıkartmak için önce kibriti çakmak gerek.
If a match is never struck, a fire can never burn.
Şu kapının ardında çok yanıcı oksijenle dolu bir tünel olduğunu hatırlamama gerek var mı?
Need I remind you that right behind that door is a tunnel filled with very flammable oxygen?
Aldınız her nefes nüksetme ihtimalini artırır, acele dışarı çıkalım.
Every breath increases a chance of relapse so hurry up outside.
Buradan çıkmaya hazır mısın?
You ready to get out of here? You okay?
Çok iyi bir iş çıkarmışsın.
You did a really nice job.
Korkarım ki uyuşturucu ekranını tamamlayana kadar gözlerimden çıkmanıza izin veremem.
I'm afraid I can't let you out of my sight until you've completed the drug screen.
Binadan çıkın.
Exit the building.
Bu, Shepherd'ın Truva atını çıkartmakla ilgiliydi.
That was about taking out Shepherd's Trojan horse.
FBI'ın parasıyla dünya turuna çıkmazsın!
Not taking a world tour on the FBI's dime!
Patterson, şu an bir ekiple çıkın.
Patterson, get a team out there now.
Üç aydır dinliyoruz. Bu hüzünlü torbanın ağzından çıkmış tiradlarına, Gün ve gün dışarı,
For three months, we've been listening to that sad sack spout his unhinged tirades, day in and day out, because we were promised 40 % of the ransom.
Roman'ın dışarı çıkmasına izin mi istiyorsun?
You want to let Roman out?
Ve bu anıların her biri Onun hasarlı beyininden dışarı çıkmak için çok çaresiz olduğunuzu Onu hemen içine sokabilir.
And every single one of those memories that you're so desperate to pry out of his damaged brain can turn him right back into it.
Kaskını çıkarın.
Remove his helmet.
Askerler, silahlarınızı indirin ve kasklarınızı çıkarın.
Troopers, stand down and remove your helmets.
İyi iş çıkardınız.
Well done.
Kuryeler malları tarayıcıların bakmayacağı yerlere koyar ve gümrükten fark edilmeden geçirir.
The couriers will take the contraband to places screeners won't look and then move it undetected through customs.
cindy 262
cinderella 17
cinnamon 38
cincinnati 50
cinque 18
cinayet 342
çingene 37
cinzia 17
cinayet mi 95
cinayetler 19
cinderella 17
cinnamon 38
cincinnati 50
cinque 18
cinayet 342
çingene 37
cinzia 17
cinayet mi 95
cinayetler 19
cinayetten 20
cinler 18
çinko 16
cinayet masası 86
çingeneler 30
çinli 46
çinliler 44
çin yemeği 22
çin mahallesi 51
çıngıraklı yılan 35
cinler 18
çinko 16
cinayet masası 86
çingeneler 30
çinli 46
çinliler 44
çin yemeği 22
çin mahallesi 51
çıngıraklı yılan 35