English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ü ] / Ücü

Ücü translate English

1,860 parallel translation
Onların üçü de ölmeden bu ormanı terketmeyeceğiz.
We don't leave this forest until all three of them are dead.
Ve işte Spencer geliyor ev sahibi takım üçü de yapıyor.
And here comes Spencer around third going for home.
Sabah saat üçü yirme geçe.
At 3 : 20 in the morning.
Bazı semenderlerin dilleri vücutlarının dörtte üçü uzunluğundadır. Fakat türlerin çoğu, avlarını yakalamak için oldukça yakına gitmek zorundadır.
Some salamanders have a tongue that is about three-quarters the length of the body but most species have to get pretty close to their prey if they are to catch it.
Diğer üçü ile aynı liseye gitmiş, ama Patrick biraz fazla zeki.
Same high school as the other three, but Patrick is just a little bit smarter.
Soya üreticilerinin dörtte üçü bu yeşil altından pay almak isteyen yabancılar.
Three quarters of the soybean producers are foreigners staking claims for this new green gold.
Yaklaşık yarım saat sonra üçü geri geliyor, birkaç dakika sonra da Annabelle geliyor.
After about a half hour, three come down, followed a couple minutes later by annabelle.
Her üçü de olay yerinde görevlendirilmişti.
Well, all three were assigned to the scene.
Diğer üçü berbattı.
Them other three are horrible.
Bu durumda uçuş belgelerine bakacak olursak üçü de aynı güvenlik elemanı tarafından kontrol edilmiş.
Oh, no. This is purposeful. I can feel it.
Şu üçü idare eder.
Three of these will be fine.
Fotoğraftaki dört kişiden üçü hala hayatta.
You know, three of the four people in this photograph are still alive.
Bu üçü bizim için öncelikli modellerimiz.
Those 3 makes are our best start.
Yaptığımız soygunu bilen sadece dört kişi vardı ve üçü şu anda bu odada.
There's only four people who knew we did that robbery and three of them are in this room.
Bugün üç kez aradım, üçü de meşguldü.
Three calls from her today, three hang-ups.
Adamlardan üçü alt katta biri de çatı katında, bir şeyler dönüyor.
Three guys downstairs. One guy up in the loft poking on something.
Üç üvey babası var üçü de zenci.
Three stepdads, and they're all black.
Ana birlikten Bryan'ın yaptığı incelemeye göre her üçü de başının arkasından vurularak öldürülmüş.
H.M.C. Bryan investigating the cause of death has determined all three have been killed with gunshot wounds to the back of the head.
Dörtte üçü su.
It's three-quarters water.
Bunların en az üçü sizin arka bahçenizde meydana geldi.
At least three of them have occurred right in your own backyard.
Bunlardan üçü multi milyoner oldu.
The three of them became multi millionaires.
Sekiz... dokuz artı diğer üçü, 12 yapıyor.
Eight... nine... Plus the other three, that makes 12.
Yüz kızdan sadece üçü GWA hostesi olarak seçildi.
Only three out of a hundred girls is chosen to be a GWA stewardess.
Ama üçü her zaman birlikte takılırdı.
But those three, they were always together, though.
69'da üçü de sorgulanmış.
All three of them interviewed in'69.
Bu üçü arasında, daha bir sürü telefon konuşması tespit edildi.
A whole lot more than just phone calls between these three.
Evet, dediğin gibi, aynı ölçülerde dört adet süjemiz var kahvaltıyı yapan üçü hasta ve aynı kahvaltıyı yapan bir diğeri ise değil.
Be that as it may, we've got a sample size of 4 subjects, 3 who ate breakfast and got sick, and one who ate the same breakfast and didn't get sick.
Çünkü lise yıllarında, üçü birlikte
Because senior year, the 3 of them,
Ve üçü Kartagena'dan binmiş.
Only three boarded in Cartagena.
Üç kadın, üçü de silahlı.
Three women all packing heat.
Takım, biri tetikçi diger üçü görgü tanığı olan 4 bayan.
? one shooter, three witnesses.
Her zaman bu üçü...
It's always those three...
Bu üçü oldukça yanardönerler.
They're rather fickle, those three.
Yarın akşama kadar bu üçü arasından birincisini ve ikincisini burada istiyorum.
I want the number one and number two in Charming by the end of day tomorrow.
Daha önce dört kere yaptım. Biri kadavrada, üçü Stan'de.
one on a cadaver, three on Stan.
Dördüne de ihtiyacım var, üçü yetmez.
That's why I need all four, not three.
Ian Wallace ve Justine Stefani öldürülmeden bir gece önce, Paramore'da bir konsere gitmişler, ve kredi kartı kayıtlarına göre, üç gecenin üçü için de bilet almış :
The night before Ian Wallace and Justine Stefani were killed, they went to a Paramore concert, and according to his credit card records, he bought tickets for all three nights :
Zanlıların üçü de dün gece aşağı yukarı aynı saatlerde farklı mekanlarda vurularak öldürüldü.
All three defendants were gunned down last night Around the same time at separate locations.
Makine üçü kullan.
Eh, use machine number three.
Eğer sayfa üçü açarsanız, mali planlamaları tekrar gözden geçireceğiz.
Now, if you'll turn to page three in your packets, we'll go over fiscal projections.
Sadece üçü yerini kanıtladı.
Only three of them alibi out.
Beş yatırımımdan üçü tamamen battı.
Three out of five investments gone bad
İçlerinden üçü yakalanmışlar.
The three of them were arrested.
Hey tatlım, burada saat sabahın üçü.
Hey honey, it's 3am here.
Bu üçü, Javid Rukshan isimli bir adam tarafından yönetilen bir Özbek mafyasında çalışan orta rütbeli elemanlar.
Now these three were mid-level ops in an Uzbeki gang run by a fellow named Javid Rukshan.
Evliliklerin yüzde kırk üçü boşanmayla sonuçlanıyor.
Forty-three per cent of marriages end in divorce.
Ailem sadece bir kişi yahudi. ve diğer üçü katolik.
We had this family where one person was Jewish and the other three were Catholic.
çok tanrılı bir din, ama sadece üçü var.
It's a monotheistic religion, but there's three of them.
Farmer'ın örnekleri ile bileşimlerin üçü ortak.
Three of the compounds in common with the Farmer samples.
Saat sabahın üçü.
It's 3 in the morning.
- Şu üçü 45 papel.
- Forty-five for these last three.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]