Şuraya bir bakın translate English
123 parallel translation
Şuraya bir bakın.
Just look at this place.
Biz bu seyahatte herkesi kullanıyoruz, Bay Benson, şuraya bir bakın.
We're using everybody this trip, Mr. Benson.
Şuraya bir bakın hele.
Hey, lookee here now.
Şuraya bir bakın beyler.
Just look at it, gentlemen.
Şuraya bir bakın!
Take a look at this! The action's over here.
Beni mi çağırdın, baba? Şuraya bir bakın.
You called me, Daddy?
Şuraya bir bakın, Bay Mclntosh!
Now look, Mr. Mclntosh.
Şuraya bir bakın. Sabah bir gazetede okuduğuma göre...
I read in a local paper...
Şuraya bir bakın.
Look at this place.
Şuraya bir bakın.
Have a look over here.
Hesaba katmadığınız şey özellikle dalgalı C.O.L indisi kullandığınızda bu normaldir. Şuraya bir bakın! Bir sigorta paketinde hem kısa vade hem de uzun vade paketi var.
You didn't take into consideration that it's normal... especially when using a fluctuating COL index to combine... look here, a package containing short-term and straight life policies... in an overall insurance portfolio.
- Bire bir yok, Şuraya bir bakın...
- Look it up.
Şuraya bir bakın. 544 Camp Sokağı.
The Warren Commission thought they had an open-and-shut case.
Şuraya bir bakın.
I mean, look at this place.
Şuraya bir bakın!
Look at this place!
Şuraya bir bakın.
Hey, look at this.
Gelin benimle ve şuraya bir bakın size aradıığınız hırsızı getirdim!
Come with me and look at this I've brought the thief you were looking for!
Hey çocuklar, şuraya bir bakın.
Hey, guys, check this out.
Şuraya bir bakın.
Look over here.
Şuraya bir bakın.
Oh, wow... look at this.
Şuraya bir bakın!
Look over there!
Gelin gelin ve şuraya bir bakın.
Congratulations on your good work. Komen zee battle map looken. Big konfrontazhun.
Şuraya bir bakın. Demonte edilmiş radyolar,.. ... parçalara ayrılmış televizyonlar.
Look at this place, disassembled radios, TVs taken apart.
Şuraya bir bakın!
Oh-ho! Lookie here!
Oh-ho! Şuraya bir bakın!
Looky here.
Şuraya bir bakın.
Check this out.
Şuraya bir bakın.
- Wow, look at this place.
Bir de şuraya bakın.
Look you here.
- Şuraya bakın bir kere!
- Come in here and look!
Şuraya bakın, bir ışık.
- Listen to the silence!
Şuraya bakın, bir başka tanrı için ayrılan yere.
See there, where room has been left for another deity?
Öyleyse, şuraya bakın. İşte bir bayan.
Have a look at this : here's a lady.
Ama bir bakalım.Şuraya bakın.
But we'll see. Look here.
Şuraya bak, Sen bir aptalsın!
Look out, you are an idiot!
Bilmiyorum, ama şimdi farkettiğim bir şeyi belirteyim... şuraya bakın.
I don't know, but I'll tell you one thing I just found... Look right here.
Bir de şuraya bakın.
Look at it over here.
Şimdi, şuraya bir bak Lem dışında tanıdığın biri..
Now just take a look at this and tell me if you recognize anybody,
Şuraya gidip bir barınak olup olmadığına bakın.
Go on ahead and see if you can find some cover.
Şuraya bakın. Bizim okul bu kadar güzel olsaydı haftada bir günden fazla giderdim.
I tell you what, if our school was this nice,
Şuraya bak, babasını öldürüp annesiyle yatan ketum bir çocuk var burada.
Look, here's a man who killed his father... and slept with his mother.
Şuraya da bir bakın.
Something else you should see.
Şuraya bakın, kemik kıran Jameson! Bana hiç yazmadın ve bir kere bile aramadın, şimdi eski dostların peşine mi düştün yoksa?
Well, Jigsaw Jameson... you never write, you never call.
Beyin, şuraya bir bak. "Yakıt hücreleri" İşte bu Claw'ın depodan çaldığı.
I think somebody's been watching too many Saturday morning cartoons.
Şuraya bakın. Oraya bir eczane açmışsın.
You've got a regular pharmacy down here, don't you?
Şuraya bir bak, nasıl yapacağını hemen göreceksin.
Take a look in there, you'll see right away how to do this.
Hey, şuraya bakın? Bir arı!
Hey, look out.
Şuraya bak! Benim gibi çulsuz biri olduğunu sanıyordum, meğer sen zengin bir kızın tekiymişsin.
I thought you were from the streets like me... but it turns out you're some spoiled little rich girl.
Bak ayağını şuraya koy dedi, ayak parmağımı suya soktum ve katı bir şeyler hissettim.
Put your foot right here. "
Şuraya bakın, işte uğruna savaşmaya değer bir kız
- Hey, suck in your gut. - There's a girl worth fighting for
Çantanı bırak ve bir merdiven parçası al. Şuraya bak. Orası kaptanın.
Drop your bag and take a spar of staircase, look at the docks it's captain docks.
Şuraya bak. Eğitim gören bir kadın.
Hey, look over there.
şuraya bırak 18
şuraya bir bak 33
bir bakın 70
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
şuraya bir bak 33
bir bakın 70
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82