Şuraya bırak translate English
280 parallel translation
Şuraya bırakın çocuklar.
Put them in there, boys.
Evet, şuraya bırakın.
Er... yeah, leave'em there.
- Odunları şuraya bırak.
- Put the wood over there.
Şuraya bırakın yeter.
Just put that down there.
Peki, şuraya bırakıyorum.
All right, I'll put it right there.
Şuraya bırak. Teşekkürler.
I'll have it right here.
Daha sonra içerim, şuraya bırakın.
- Later. Leave it there.
Şuraya bırak!
Leave it there.
Yemeğiniz bitince, tabaklarınızı şuraya bırakırsınız.
When you folks finish eating, if you'll just stack your plates up there...
Eşyalarını şuraya bırak.
Put your things down here.
Eşyalarını şuraya bırak.
Put your things over there.
Onları şuraya bırakın.
Put'em down there.
Şuraya bırakıver.
Put it here, eh?
Ücreti şuraya bırakıver.
Put your fee over there.
Şuraya bırak.
Leave it here.
- Şuraya bırakın.
- Just put it right there.
Şuraya bırak da bunu alalım.
Yeah, put it up here so we can use this.
Döndür ve şuraya bırak.
Turn it around and leave it there.
Tam şuraya bırak.
George! Oh, just put it right there.
Eşyalarını şuraya bırak.
Toss your stuff in there.
- Valizini şuraya bırak.
- Put the suitcase there.
Şuraya bırak.
Right there.
Tamam, şuraya bırakın.
All right, here, put it down.
Oh, tamam şuraya bırak.
Oh, okay, just, uh, set her down there.
Şuraya bırakın, lütfen.
If you'll set them right there, please.
Silahlarınızı şuraya bırakın.
Hey, check your guns in over there.
Onu şuraya bırak Rex.
Put him down there, Rex.
Dinlemeyin, şuraya bırakın. Şuraya.
Put that there.
Gitarı şuraya bırakıyorum.
I leave the guitar there.
Şuraya bırak.
Leave them here.
- Yok, şuraya bırak. Sağol.
No, leave it here.
Oh, ah, tam şuraya bırak.
Oh, just, uh, leave it right there.
Şuraya bırakın lütfen.
Right over there.
Evet! Şuraya bırakıver evladım!
Yes, put it there, lad.
Şuraya bırak.
Here. Just put it there.
Onu şuraya bırakın!
Put him over there!
Onu şuraya bırakıver. - Hey!
Put that over here.
Şuraya bırakın, lütfen.
Just leave it there, please.
- Şuraya bırakın, küçük ağaç kesiciler.
- Put it there, young feller.
Şuraya bırak onları.
Leave them there.
- Bırak şuraya.
- Put it down.
Şuraya bir bak ve bir saniye beni rahat bırak.
Take a look out there and give me a rest for a moment.
Şuraya tezgahın üzerine bırak...
Leave it here on the bench...
Şuraya bir yere bırakıver, Franklin.
Just put it down somewhere, franklin.
Bırakın dedim, geçin şuraya.
Now I said, break it up, and I mean it. Get over there.
Şuraya bırakın.
Did he know he was giving narcotics to the famous Alexandra Del Lago?
Şuraya bırak.
Put it over there.
Paketini şuraya, masanın üstüne bırak.
Put your package on the table right here.
Hemen şuraya yatağın üstüne bırak.
Good. Just put it there on the bed.
- Şuraya bırak.
- Just put it there.
Köşeye bırakın, şuraya.
Put it in the corner, over there.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68