Bakın bayan translate English
1,101 parallel translation
Bakın Bayan Giddens.
Do look, Miss Giddens.
Bakın bayan, acaba göğsünüzde dövme var mı?
Fräulein, haben Sie eine tattoo on your... Glockenspiel?
Bakın Bayan Ward, sakinleşmelisiniz.
Look, Mrs. Ward, you must calm yourself.
Bana bakın bayan! Benim bununla bir ilgim yok, tamam mı?
Listen, I have nothing to do with this!
- Bakın bayan...
- Now, lady...
Bakın Bayan Hollis. Şimdiye kadar sizi idare ettik ama bu sefer çok ileri gittiniz.
Now see here, Miss Hollis, we done what we could to accommodate you, but this time you've gone too far.
Bakın bayan Willard, kardeşinizi ne kadar sevdiğinizi biliyorum.
Now, Miss Willard, I know how much you love your sister.
Bakın bayan Grant.
Look, Miss Grant.
Bakın Bayan...
You know, Mrs...
Bakın Bayan Millett, ağzınızın sıkılığını takdir ediyorum ama kim olduğumu bilmiyormuşsunuz gibi davranmanıza gerek yok.
Now, Mrs. Millett, you're wonderfully discreet but you needn't go on pretending you don't know who I am.
Bakın bayan, imza yoksa benzin de yok.
Look, ma'am, you don't sign, you don't get no gas.
Bakın Bayan Ledoux, bu sefer...
Now look, Miss Ledoux. This time I've had just about...
Bakın Bayan Parker, o gazetelerde okuduğunuz her şeye inanmayın.
Now, Mrs. Parker, don't you believe what you read in all those newspapers.
- Bakın Bayan Robinson,
- Look, Mrs. Robinson,
Bakın Bayan Hendrix, anladığım kadarıyla Bay Roat size bu öğleden sonra uğramış.
Look, Mrs. Hendrix, I understand Mr. Roat called on you this afternoon.
Küçümseyen bir bakışınız var, bayan.
You have a real snooty look, missy.
Bayan Smith, bakın.
Miss Smith, look.
Şu küçük Bayanın yaptığına bakın...
The little lady just pulled up...
Bayan, dumana bakın!
Madonna, look at the smoke!
Geçen Cuma'ydı, bakımını yaptığım bayan bir çek yazdı.
THAT WAS LAST FRI DAY. AND A WOMAN I DID SOME N U RSING FOR ON THE ISLAND SENT ME A CHECK.
Bayan Grose, bakın geldi!
Oh, Mrs. Grose, she's here!
Bakın, Bayan Hazeltine. Siz reşit değilsiniz ve ben bir emir aldım.
- You're underage and I'm under orders.
Bakıyorum sarışın bayan da gelmiş.
- I see you bring blonde lady.
- Boş ver. - Bakın, bayan. Derdiniz paraysa Züppe'nin, Rudy Martin'in faturalarıyla uğraşacak zamanı yok.
If you got money comin'to you, the Dude is not pickin'up the tab for Rudy's bills.
Bakın, eğer bayan Loakes ve bayan Stern spreyin tamamını içseler bile, arsenik miktarı öldürecek dozda olmaz.
Look, even if Mrs. Loakes and Mrs. Stern drank a whole case of that spray, the arsenic content wouldn't be lethal.
Fakat Bayan Jane in yaşayacağı bir yer bulmak konusunda kararınızı vermeniz gerekiyor... Ona doğru dürüst bakılabileceği bir yer.
But you've got to make up your mind about finding somewhere for Ms. Jane where they can look after her properly.
Bayan Lampert, şuna bir bakıp bana tanıyıp, tanıyamadığınızı söyleyebilir misinz?
Mrs. Lampert, would you look at that photograph and tell me if you recognize anyone?
Şuna bakın. Bayan Başkan.
Get her.
- Bakın, madam, Bayan Fitzpatrick!
- Look, ma'am,'tis Mrs Fitzpatrick!
- Bakın, Bayan...
- Look, Miss...
Bakın şimdi bayan... isminiz her neyse!
Now listen, Miss whatever your name is.
Bakın, bayan. Birçok şarkıcıyı dinlemiş olabilirsiniz ama ben söylemeden önce duyduklarınız bir hiçtir.
You may have heard a lot of singers, but wait till you've heard me sing it.
Şimdi, bakın genç bayan.
Now, look, young lady...
Şimdi, bakın, Bayan Page...
Now, look, Miss Page...
Bu genç bayanın davetkâr bakışlarla bana baktığını çeşitli kereler fark ettim. Ama bu nahoş teşebbüsleri geri püskürttüm.
I'd had occasion to notice certain behavior, certain inviting glances from this young lady, but I discouraged these unwelcome advances.
Bayan Benson, siz genç bir kadınsınız ve görünüşe bakılırsa varlığınız yaklaşık 200 milyon dolar kadar!
Mrs. Benson, you are a young woman... who is apparently worth in the neighborhood of... $ 200 million!
- Bakın, Bayan Lurch...
- Well, now look, Mrs. Lurch...
- Yaşlı bayanın kalçası gibi, sadece bak!
By the old lady's buttocks, just look!
Bakın, Bayan...
- It's a little higher.
Bakın, ne yaptınız kendinize Bayan Pen!
See what you've done to yourself, Miss Pen?
Bayan, Kendinize iyi bakın!
Miss, please take care.
Bakın, Bayan Stoddard doktorların emriyle zorunlu bir tatile çıkıyor.
Now, look, Mrs. Stoddard is taking an enforced vacation under doctor's orders.
Bildiğiniz gibi Bayan Vogler aktrist ve Electra'yı oynuyordu. Oyunun ortasında şaşkın şekilde etrafına bakındı.
Mrs Vogler is an actress, as you know, and was performing in Electra, ln the middle of the play she fell silent and looked around as if in surprise.
Ona iyi bakın, sevgili bayan.
Take good care of it, dear heart.
Bak bayan, senin uşağın değilim.
Look, I'm no flunky to you.
Bakın, bu bayan kız arkadaşınız mı?
Look here, is this your girl?
Bayan Tremaine, bakın...
Miss Tremaine, if I could...
Bayan Dubois, bana bakın.
Madame Dubois, look at me!
- Bakın size ne söyleyeceğim, Bayan Beruch.
- I'll tell you what, Mrs. Beruch.
Bakın, Bayan Amador...
Look, Mrs Amador...
Bakın, bu şehirde yabancıyım, bayan.
Look, I'm a stranger in town, ma'am.
bayan 4473
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan lee 52
bayan bennet 77
bayan doyle 71
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan lee 52
bayan bennet 77
bayan doyle 71
bayan scott 58
bayanlar önden 23
bayan hunter 52
bayan tate 49
bayan johnson 73
bayan simpson 50
bayan harper 60
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan moore 56
bayanlar önden 23
bayan hunter 52
bayan tate 49
bayan johnson 73
bayan simpson 50
bayan harper 60
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan moore 56