Anladığım kadarıyla translate Spanish
3,859 parallel translation
Anladığım kadarıyla senin ailenin son gen taşıyıcısı da yardım etmiş
Según tengo entendido, fue con la ayuda del último portador del gen de su familia.
Anladığım kadarıyla bu adamı 8 yıldır tedavi ediyorsunuz.
Así que, estuvo tratando a este sujeto por ocho años.
Anladığım kadarıyla Son zamanlarda iğne vurmaya geçmişsiniz.
Tengo entendido que empezó a inyectarse hace poco.
Anladığım kadarıyla okul servisi olayında orada değildi.
Lo que puedo decir, es que no estaba presente el día del tiroteo en el autobús escolar.
Anladığım kadarıyla arkadaşmışsınız. Peki Dedektif.
Hasta donde sé, ustedes son amigos.
Anladığım kadarıyla tekrardan ayarlanmış.
En lo que a mí respecta, había sido pospuesta.
Anladığım kadarıyla, birkaç kez zan altında kalmış zaten üstüne ani kayboluşu da eklenince suçu daha inandırıcı olacak.
Estuvo bajo sospecha varias veces y con su repentina desaparición su culpa es verosímil.
Anladığım kadarıyla şimdi bir demeç vereceksiniz.
Entiendo que tiene una declaración que quiere leer antes de comenzar.
Anladığım kadarıyla haneye tecavüz ve dolapta bir ceset var. Doğru mu?
Entiendo que tenemos, eh, allanamiento de morada y un cuerpo en el armario. ¿ Correcto?
Sessizliğinden anladığım kadarıyla neden bahsettiğimden haberin var.
Por tu silencio sabes de lo que estoy hablando.
Anladığım kadarıyla su altında olan birçok ev sahibi var.
Entiendo que hay muchos dueños que están con el agua al cuello.
Anladığım kadarıyla birçok ev alıcısı onları sonunda iflasa sürükleyen makul ipotekler konusunda kandırılmışlar.
Entiendo que muchos compradores fueron tentados a tomar hipotecas ajustables que los llevaron a la quiebra.
Anladığım kadarıyla, mahkemenin atadığı kayyum olarak,... yönetici ortak olarak iki müdürü görevden almak istiyorsunuz.
Ahora, entiendo que, como el fiduciario designado por el tribunal, ¿ quiere remover a los dos directores del cargo de socios gerentes?
Anladığım kadarıyla evliliğim sona erdi demek oluyor.
Esto significa que en la medida que a mà respecta mi matrimonio se acabà ³.
İşler artık değişiyor anladığım kadarıyla.
Las cosas siguen adelante, supongo.
Anladığım kadarıyla onu geri istiyorsunuz.
Entiendo que la quiere de vuelta.
- Anladığım kadarıyla siz ve Leonard iyi arkadaştınız.
Tengo entendido que Leonard y usted eran buenos amigos.
Anladığım kadarıyla ilk seferin
Primeriza, supongo.
Anladığım kadarıyla itiraf anlaşmasına varılmış.
Abogados, entiendo que han llegado a un acuerdo con la fiscalía.
Şimdi, anladığım kadarıyla bu piyasada yer almak istiyormuşsunuz.
Pero, entiendo que usted esté deseando participar en un buen negocio.
Şimdiye kadar anladığım kadarıyla, hiçbir şey.
- Por lo que vi hasta ahora, nada.
Anladığım kadarıyla kendisi Max Laszlo cinayeti davasında.
Señora, tengo entendido que está trabajando en el asesinato de Max Laszlo.
Devam et. Anladığım kadarıyla Bay Augustine, buraları avucunun içi gibi bilen birine aşırı derecede ihtiyacınız var.
Me parece, Sr. Agustín, que necesita... la ayuda de un hombre que conozca el terreno.
Anladığım kadarıyla karısını hiç aldatmamış.
Y lo sigue siendo, por lo que puedo decir.
Suratlarınızdan anladığım kadarıyla Jack hâlâ kodeste.
Estoy adivinando por las caras, que nuestro muchacho Jack aún está en el área de castigo.
Anladığım kadarıyla Tilikum ve diğerleri şovlarda kullanılmayacaktı.
Según entiendo la situación Tilikum y las demás no serían usadas en los shows.
Anladığım kadarıyla yılda 4 kez 90 günlük olarak dolduruluyormuş.
Le entregaban medicación para noventa días cuatro veces al año por lo que veo.
Anladığım kadarıyla beyaz kule civarında terkedilmiş bulundu.
Entiendo que fue encontrado abandonado en algún lugar cerca de la Torre Blanca.
Anladığım kadarıyla bizi bilimle kandırmaya çalışıyorsunuz.
Ya veo que intenta engatusarnos con ciencia.
Anladığım kadarıyla dün bir hastanızı kaybetmişsiniz.
Entiendo que perdió un paciente ayer.
Anladığım kadarıyla sadece durdurulduğunda arabada olduğumu biliyor.
Solo sabía que yo estaba en el auto cuando lo detuvieron.
Anladığım kadarıyla Bayan Benthem'ın ödevlerinden birinin nasıl kolayca yapılacağını göstermişsiniz.
Me he enterado de que ha intentado enseñarles a los estudiantes de la Srta. Benthem a cómo evitar sus tareas.
Elime geçen ufak kısmından anladığım kadarıyla yazdığı şey çığır açabilir.
Si el código parcial que he descubierto es una muestra de su trabajo... Lo que está creando... Podría ser revolucionario.
Kardeşinin ölümü kazaymış. Fakat anladığım kadarıyla Caleb kendini suçluyor.
La muerte del hermano fue un accidente, pero parece que Caleb se culpa a sí mismo por ello.
Bu görüşmeden sonra, anladığım kadarıyla ya seninle olacağım ya da öleceğim.
Después de esta conversación, tengo la impresión que o estoy con ustedes o estoy muerto.
Anladığım kadarıyla suçlamada bulunmuyorsun çünkü... çünkü hayatımı değiştirebileceğini sanıyorsun?
¿ Debo suponer que no vas a presentar cargos porque piensas que puedes cambiar mi vida?
Anladığım kadarıyla, bir avcısın demek.
Usted es un cazador, ya veo.
- Gabe. -... hissettiriyor. Alice, anladığım kadarıyla sen de Pete'in kıçına tekmeyi basmışsın.
- la mayor parte del tiempo. Y, Alice, tengo entendido que tú una vez dejaste a Pete.
Bu kişi de anladığım kadarıyla Tony Rigby. Senin eski ortağın.
Y esa persona, por como yo lo veo, es Tony Rigby. ¿ Su antiguo socio?
Fonetik laboratuvarı, altı süper bilgisayar ve anladığım kadarıyla dünyanın ilk kuantum bilgisayarı.
Tenemos un laboratorio fonético, seis súper computadoras y por lo que entiendo, la primera computadora... Quántica del mundo.
Anladığım kadarıyla bu karizma isimli kişi kazara Yunan...
Hasta dónde puedo decir, era un cabrón cuyo nombre, incidentalmente, es griego...
Anladığım kadarıyla Oliver'ı pek sevmiyordun.
Supongo que no te agradaba demasiado.
Küçük balıklar büyük balıklar tarafından yenilmeye meyilli olurlar, bu yüzden... ve sende anladığım kadarıyla japon balığısın?
Los peces pequeños tienden a ser comidos por los grandes, así que... Y tú eres el pez dorado, ¿ no?
Anladığım kadarıyla oğlunu getirmek için biraz nakit sorunun varmış.
Tengo entendido que necesitas algo de dinero para traer a tu hijo a Estados Unidos.
Anladığım kadarıyla Marine 2 buradaymış.
Entiendo que Marine 2 está aquí.
Anladığım kadarıyla Orta Yol'la çoktan görüşmüşsün, doğru mu?
¿ Ya hablaste con los Moderados?
Anladığım kadarıyla konuşmam gereken adam sizsiniz.
Asumo que es el tipo con el que se supone que tengo que hablar.
Anladığım kadarıyla plan şu, birinci aşama Kosova'ya uç, ikinci aşama kıçını tekmele.
Te llamo cuando llegue. Su plan es paso uno, volar a Kosovo.
Anladığım kadarıyla bir tatışmaya benziyor.
Parece una discusión, lo sé.
Ve dosyandan anladığım kadarıyla, dayandığın koltuk değneklerin : Çalışmak, insanları korumak...
Y por tu expediente, mi conjetura es que te apoyas en tus muletas el trabajo, proteger a la gente- -
Dr. Glass, Dr. Kadar'ın yanından ayrıldıktan sonra odasına geri gitti, Lourdes'i uyuşturdu. ve anladığımız kadarıyla, Alexis'i götürdü. Ama nereye olduğunu bilmiyoruz.
Después de dejar al Dr. Kadarm, la Dra. Glass volvió a su habitación, drogó a Lourdes, y, por lo que podemos decir, se llevó a Alexis, pero no sabemos a dónde.
anladım 3457
anladim 18
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladınız mı 673
anladın mı şimdi 18
anladım efendim 33
anladım ki 24
anladim 18
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladınız mı 673
anladın mı şimdi 18
anladım efendim 33
anladım ki 24