Arkadaş mıyız translate Spanish
4,230 parallel translation
Daha iyi arkadaş mıyız?
¿ Somos los mejores amigos?
Arkadaş mıyız öyleyse?
¿ Amigos, entonces?
Arkadaş mıyız?
¿ Esto es ser amigos?
Biz hâlâ arkadaş mıyız?
¿ Seguimos siendo amigas?
Kızlarım ve kız arkadaşımla yediğim bu lezzetli yemeğin şerefine kadeh kaldırıyorum.
Un brindis por una cena deliciosa con mis hijas y mi novia.
March Madness izleriz, biraz iddia atarız sonra yakın arkadaşım olan Stephen Hawking'i eve çağırırım da konuşacak birisi olur kadının.
Haremos una pequeña caminata de locura, colocar algunas apuestas, y después invitaré a mi buen amigo Stephen Hawking para que se nos una, de esa manera ella tendrá a alguien con quien conversar.
Zaten feci şekilde çuvallamış hayatımın en feci çuvallamasına ek olarak sahip olduğum en iyi kızı kaybettim, şimdi de en yakın arkadaşımı kaybettim
Y como bonus a la mayor gloriosa cagada de mi ya gloriosamente cagada vida, además de perder a la mejor chica que he tenido, ahora pierdo al mejor amigo que he tenido, y...
Neden arkadaş ediniyoruz ki onlara en çok ihtiyacımız olduğunda bizi yüz üstü bırakacaklarsanın "Y" si.
"Y" como ¿ por qué tener amigos si ten dan de lado cuando más los necesitas?
Seninle çalışmaktan haz aldım, ve eminim bir ara tekrar beraber çalışma fırsatımız olacak, hem hepimiz arkadaş kalacağız.
He disfrutado trabajando contigo, y estoy segura de que lo haremos de nuevo alguna vez, y todos seguiremos siendo amigos.
Arkadaş filan mı olacağız?
¿ Podemos ser amigos y esas cosas?
Tom'u hatırlarsınız. arkadaşım-esrar satıcısı...
Recuerdan a Tom, mi amigo y traficante de marihuana, ¿ verdad?
Sarı kız arkadaşım ve ben haber getirdik.
- Oye. Mi novia amarilla y yo volvemos con noticias.
Sen daha mı iyi biliyorsun, seninle arkadaş olamayacağımızı sana söyleyebilirim.
Y los niños bocones como tú, deberían ir a la escuela de Reeducación Stark.
Şu zamana kadar hiçbir kız arkadaşımla golf oynamamıştım. Nasıl bir şey olabileceğini de kestiremezdim.
Sabes, nunca he jugado al golf con una novia... y no sabía qué esperar.
- İkincisi, arkadaşımız Yüzbaşı'yı en sevdiği ve sağkolu olan adama karşı dava açmak gibi tatsız bir duruma sokmak istemedim.
- Segundo, No quiero poner a nuestro amigo, el capitán, en la comprometedora posición de tener que abrir un caso contra su aprendiz favorito y su mano derecha.
Sizi yine rahatsız ettiğim için özür dilerim ama arkadaşım Barbara June buraya geldiği ve fahişe büyükannenizin anılarını deştiği için bütün gün suçluluk duydum.
Siento volver a molestarte, pero llevo sintiéndome culpable todo el día porque mi amiga Barbara June viniera aquí y sacara todos los recuerdos de tu abuela zorra.
Barney paketini takip edebiliyor ama ben eski kız arkadaşımın arabasına GPS yerleştirdiğimde ona 150 metreden fazla yaklaşamıyorum.
Barney consigue seguir su paquete, pero yo escondo un dispositivo GPS en el coche de mi ex-novia, y tengo que mantenerme a 150 metros lejos de ella.
Yani bizim değil, ama bir arkadaşımızın başına öyle korkunç bir olay geldi ki yıkıldık.
En realidad, nosotras no, pero un amigo nuestro tuvo un espantoso accidente y estamos devastadas.
Arkadaşımız... Tamam, yılanın karşılığı... "Arkadaşımızı yılan soktu demek için"...
Baksheesh, exactoe, pero nuestro amigo, vale... serpiente es... oh, así que "nuestro amigo fue mordido por una serpiente" es...
Ben- - evet yani ben, hayır duh, öyle olmasa ilgilenmezdim zaten, bir kız arkadaşım var, yani.
Si - - quiero decir si, no, duh, y además no estoy interesado, tengo una novia, así que. Oh.
Kendim ve kız arkadaşım için bir orada ayırtmıştım.
Tengo un cuarto reservado para esta noche para mí y una amiga.
Ev arkadaşıyız. Bir çözüm yolu bulmamız lazım.
Somos compañeros de cuarto, sabes, vamos a solucionar esto, Jess.
48. İstasyondaki arkadaşım Akademi yemeğine gelecek. Senin yaşında bir kızı var.
Hey, mi compañero de la estación 48, va a ir a la cena de la Academia y tiene una hija de tu edad... al parecer muy mona.
Bayraklarla Eğlence programımız yalnızca bayrak meraklılarına hitap etmiyor aynı zamanda acemilere de hitap ediyoruz. Bugünkü konuğumuz ; arkadaşım, komşum ve bir bayrak bakiresi...
Ahora, Diversión con Banderas no es sólo para el aficionado a las banderas también es para el aprendiz, entonces, para ayudarme con eso por favor, denle la bienvenida a mi amiga, vecina y virgen en banderas- -
Tüm paramızı aldı ve kız arkadaşımın ayağını kopardı.
Se llevó todo nuestro dinero y le voló el pie a mi novia.
Erin'le arkadaş olmanız dışında mı?
¿ Además de que Erin y tú sois amigas?
Arkadaş olmaya başladığımızı sanıyordum.
Y yo aquí pensando que éramos amigos.
Ne yani, süper-açık fikirli olmayı falan mı planlıyoruz, ileri görüşlü evlilik, Bunalanana kadar takılmayacağız ve eski tekeşlilik prensiplerini kafaya takmayacağız, ve bunun yerine, bir sürü hayat arkadaşıyla takılacağız, bazen onlara bizim medeni yatağımza gelmelerini söyleyeceğiz, sadece kızlar, adamlar olmayacak, belki bir süre sonra nasıl olduğunu anlamak dışında,
¿ Estamos planeando en un ultraligero, con proyectos futuros de matrimonio, en el que no nos obsesionemos con los sofocantes y atrasados principios de la monogamia, y en lugar de eso disfrutemos de la compañía de múltiples parejas,
Abed, Shirley bizim arkadaşımız ve biz onun evinde misafiriz.
Abed, Shirley es nuestro amigo, y estamos invitados en su casa.
Bu yüzüğü, şuradaki kıza vereceğim ve kız arkadaşım olur mu diye soracağım.
Le voy a dar este anillo a aquella chica y a preguntarle si quiere ser mi novia.
Belli ki, lisedeki kız arkadaşımı hamile bırakmam ve annesi seri katil olan bir küçük torun vermem ; bir yer kiralayacak ve çikolata şelalesi yaptırılacak kadar büyük olaylar değiller.
Y sé que dejar embarazada a mi novia del instituto y daros una biznieta cuya madre es una asesina en serie, no son motivos para alquilar un salón y tener una fuente de chocolate.
Biraz önce yenmiş olan arkadaşın Hal benden emirlere karşı gelmemi, yaptığımız şeyi durdurup şurada bulunan kırmızı pijamalıyı o dev robot cesedinin içine göndermemizi mi istiyor?
¿ Hal, tu amigo que acaba de ser devorado, quiere que ignore las órdenes, detenga lo que estamos haciendo e intente que aquí Pijama Rojo entre al cuerpo del robot gigante?
Kız arkadaşımı getirdim, onunla tanışmanı gerçekten çok istiyorum.
- Bueno, traje a mi novia y de verdad quiero que la conozcas.
Kız arkadaşına âşığım ve biz evleneceğiz.
Estoy enamorado de tu novia y, nos vamos a casar.
Seninle yattığımız için ve çağrılarına geri dönmediğim için bu durumun garip olduğunu biliyorum. Söyleyeceklerim seni şaşırtabilir ama kız arkadaşım olur musun?
Sé que esto es incómodo porque dormimos juntos... y nunca te devolví ninguna de tus llamadas... así que esto podría sorprenderte un poco... pero...
Kız arkadaşım rolü yapmanı istiyorum. Böylece o çok üzülecek, düğünü bırakacak ve benimle kaçacak.
Y quiero que simules ser mi novia... para que se ponga triste, cancele la boda y se escape conmigo.
- Kız arkadaşıyım.
- Soy su novia.
Evet, o bizim arkadaşımız. Stuart da benim "arkadaşım."
Sí, ella es nuestra amiga y Stuart es mi "amigo".
Arkadaşımız Violet'i hatırlarsın.
¿ Y te acuerdas de nuestra amiga Violet?
Arkadaşımız Violet'i hatırlıyor musun?
¿ Y te acuerdas de nuestra amiga Violet?
Parktayken kesin yanındaydı çünkü bir chihuahua'yı durdurup Kuzucuk'a kız arkadaş yaptım.
Definitivamente creo que lo dejamos en el parque... porque paré a un chihuahua de hacerla su novia.
Siz ve Astsubay arkadaş mıydınız?
¿ Usted y el sargento eran amigos?
Kendimi iyi hissetmemi sağlayan bazı şeyler söyledi. Ve sanırım artık onunla arkadaş olacağız.
Dijo algunas cosas que han hecho que me sienta mejor conmigo misma, y creo que ahora vamos a ser amigas.
O sırada önümüzdeki üç yıl boyunca sınıf arkadaşı olacağımızı bilmiyordu tabii.
No se dio cuenta de que íbamos a ser compañeros de clase los siguientes tres años.
Ama en iyi arkadaşımı en iyi arkadaşımı bir tünelde korkmuş ve yalnız bir hâlde uyanmaya terk etmek?
¿ dejando a mi... dejando a mi mejor amiga para despertarse, asustada y sola en un túnel?
Ayrıca fotoğraflarımızı asmış olabilirim, ama senin arkadaşın olamam. Bu olanlardan sonra olmaz.
Y puede que tenga fotos, pero... no puedo ser tu amiga, no después de lo que ha pasado.
Fakat ortalıkta dedikodular var, Wilson. Değerli arkadaşımız Edmund Reid, bu geçişe yardım etmiş olabilir.
Pero hay rumores aquí y allá, Wilson, sobre que nuestro amigo Edmund Reid le ayudó un poco.
Ve artık... Dostumuz ve iş arkadaşımız Bay Finkel'in sayesinde şu an nerede ikamet ettiğini biliyoruz.
Y ahora... gracias a su amigo y socio el Sr. Finkel... sabemos dónde vive actualmente.
Ve eski kız arkadaşımın düğünüyle ilgili olan vakada ne kadar kıskançlık yaptığını da unutma,
Y no olvides lo celosa que se puso cuando trabajamos en el caso de la boda de mi ex-novia.
Yeni bir kız arkadaşım da var gidip ona sürpriz yapar ve sinemaya götürürsem çok mutlu olur.
Tengo una chica nueva ahora, y estará encantada si me presento, la sorprendo, y la llevo a un espectáculo.
Ve bu da aşkım, kız arkadaşım.
Y ella es mi amor, mi novia
arkadaşım 498
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlarım 129
arkadaşlık 38
arkadaşımız 19
arkadaşları 29
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlarım 129
arkadaşlık 38
arkadaşımız 19
arkadaşları 29
arkadaşımdı 18
arkadaşız 60
arkadaş ister misin 22
arkadaşlarını 16
arkada 129
arkadaşların 36
arkadan 28
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19
arkadaşız 60
arkadaş ister misin 22
arkadaşlarını 16
arkada 129
arkadaşların 36
arkadan 28
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19