Arkadaşın mı translate Spanish
24,013 parallel translation
- Arkadaşın mı?
- ¿ Amiga tuya?
Kulağa acımasız gelebilir ama arkadaşımın vefatı bana bir şey gösterdi.
Duro como puede sonar, la muerte de mi querido amigo me proporcionó una total claridad.
Ancak bir kadeh rom için eski silah arkadaşıma uğrayabilirim. Ya da daha doğrusu, silah arkadaşımın eşine?
Pero esperaba poder pasarme por aquí y tomar un vaso de ron con mi viejo camarada, o en este caso, con la esposa de mi viejo camarada.
Kuzenimin bir arkadaşı bana yardım edebilecek birini tanıdığını söyledi.
Un amigo de mi primo dijo que conocía a alguien que podría ayudarme.
Arkadaş havanda mısın?
¡ Hola! ¿ Estás de humor para un poco de compañía?
Ne, bir bölümü daha mı kaçırdınız? Herife bak arkadaş.
¿ Qué, te perdiste otro episodio?
Arkadaşımın serbest paraşüt dalışı yapmama ikna etmesine izin veriyorum...
Dejo que mi amigo me convenza para ir a una de esas cosas de paracaidismo.
En yakın arkadaşım olduğuna göre, tabi ki geliyor.
Bueno, es mi mejor amiga, así que sí.
Buradayım, çünkü arkadaşın sevgilinle çok önemli bir anı mahvetmiş.
Estoy aquí porque tu amiga una vez arruinó lo que tendría que haber sido un momento muy especial con tu novio.
Sadece doğum gününde ve evlilik teklifinde değil arkadaşın olarak batırdım.
No sólo con el cumpleaños y la propuesta pero como tu amiga.
Hadi arkadaşınızı bulalım.
Busquemos a tu amiga.
Arkadaşınıza konuşacağımı zaten söyledim, Bayan...
Ya le dije a su amigo que iba a hablar, señorita...
Arkadaşınız bana Nomar'dan dolayı, Ghost'u da ele vermem gerekiyor dedi. Yoksa idam cezası alırmışım.
Tu amigo me dijo que tengo que delatar a Ghost por lo de Nomar o si no me darían pena de muerte.
O zaman en yakın arkadaşım yanımdaydı ve ondan gözlerini alamadı.
Y yo estaba con mi mejor amigo de ese momento, y ella no le podía quitar los ojos de encima.
Kız arkadaşın var mı?
¿ Tienes novia?
Hala eski erkek arkadaşımın davasıyla uğraşıyorum.
Mm, estoy enfrenta todavía a mi novio de edad en la corte.
Bakar mısın arkadaş?
- Disculpa. - ¿ Sí?
Benden iki üst sınıftaki bir arkadaşım, Sarah ile birlikteydim.
Tenía a esta amiga dos años más arriba, Sarah.
Bir arkadaşını mı göreceksin?
Iré a ver a un amigo.
Kaptan Kokpit, arkadaşım evlenmek üzere, ve O'nunla 500 dolar için seks yapar mısınız, merak ediyoruz.
Capitán cabina del piloto, mi amigo está a punto de casarse, y nos preguntamos si lo tiene relaciones sexuales con ella por $ 500.
Beni aşağı indirebileceklerini düşünmeleri umurumda. Bu yüzden bedelsiz davaların arkasına saklanıp onları arkadaş canlısı olduğuma ikna etmeye çalışmayacağım.
No me importa si piensan que pueden acabar conmigo, por eso no me encogeré de miedo con casos pro bono intentando convencerlos de que soy amigable.
- Peki yakın arkadaş mıydınız?
Por lo que estuvieron cerca de el?
- Peki hala yakın arkadaş mısınız?
¿ Todavia esta cerca de el?
- Sakın bana bunu sormaya kalkışma. Sizin için kanunları çiğneyeceğimi adın gibi biliyorsun ama arkadaşımın bunu yapmasını istiyorsun ve bunu yapmayacağım.
- No te atrevas a preguntarme eso ; sabes muy bien que rompería la ley por ti y por Mike, pero me estás pidiendo que ponga a mi amiga a hacerlo
Gregory benim çok yakın arkadaşım ve mükemmel bir üçkağıtçıydı.
Gregory era un querido amigo... y un estafador brillante.
Arkadaşımın evinde yüzdükten sonra eve dönüyordum eve geldiğimde üzerimdekileri kurutucuya atmak için bodruma indim... -... ve o oradaydı.
Volvía a casa después de ir a nadar con mis amigos y fui al sótano para poner mi bañador en la secadora, y allí estaba él.
Bir arkadaşımın arkadaşı.
- No mucho. - Es amigo de una amiga.
Bir arkadaşım geçenlerde bağışlamanın geçmişi değiştirmeyeceğini ancak geleceği değiştirebileceğini söylemişti.
Un amigo me dijo recientemente que el perdón no cambiará el pasado pero bien podría cambiar el futuro.
- Bir iş arkadaşınızla cinsel ilişki yaşadınız mı?
¿ Ha tenido relaciones sexuales con alguna compañera de trabajo?
Bir iş arkadaşınızla romantik bir ilişkiniz var mı diye sorduğumda hayır demiştiniz.
Le he preguntado si tenía una relación romántica con alguna de sus compañeras de trabajo y ha dicho que no.
- Arkadaşım olacaksın sözde.
En serio, ¿ qué pasó?
Seni bir arkadaşın evine bırakırım.
Te llevaré a casa de un amigo.
Arkadaşın için, arkadaşımız için üzgünüm.
Lamento lo de tu amigo... nuestro... nuestro amigo.
Erkek arkadaşın mıydı?
¿ Es por tu novio?
5C'deki David Wagner'ın arkadaşıyım.
Salía con David Wagner del 5-C.
Nina'nın erkek arkadaşını bulmak için başka bir yol bulmamız lazım.
- Debemos encontrarlo de otra forma.
Bu Nina'nın erkek arkadaşı mı?
- ¿ Aparece su novio?
Beni erkek arkadaşımın bir casus olduğuna ikna ettin.
Me convenciste de que mi novio es un espía.
Donnie, hiç eşcinsel arkadaşın var mı?
Donnie, ¿ tienes algún amigo gay?
Sarah'nın bir arkadaşıyım.
Un amigo de Sarah.
Hem istersen arkadaşını bulmana yardım da ederiz.
Y si quieres, podemos ayudarte a encontrar a tu amigo.
Arkadaşını aramasına yardım eder sonra da birlikte onun topluluğuna giderler. Nasıl bir yermiş görürüz.
Ayudarla a encontrar a su amigo y después continuar a su comunidad, solo... para ver cómo es.
Suratıma güçlü bir ifade koymaya çalışıyorum ama gerçeği söylemek gerekirse, birkaç arkadaşım olmasını çok isterdim.
Trato de mostrarme valiente, pero, a decir verdad, necesito amigas.
Sana söz veriyorum Amelia, ben senin arkadaşınım.
Te lo prometo, Amelia, yo soy tu amiga,
Arkadaşlarını özledinmi? Benim arkadaşım yok. Eğer olduysa da bilmiyorum.
no tengo amigos no sé si alguna vez los tuve
Kız arkadaşımın hamile olduğunu zannetmiştim yanıldığımdan emindim tabii.
Pensé que mi novia estaba embarazada, pero me equivoqué.
Arkadaşı beni bacağımdan vurdu, sen de onun tarafını mı tutuyorsun?
Su amiga, me dispara en la pierna, ¿ y tú estás de su lado?
Peki kız arkadaşın bu projeye birlikte başlasak kıskanır mı, yoksa...
¿ Crees que tu novia se pondría celosa si trabajáramos juntos en esto?
Arkadaşımın aptal Kickstarter kampanyasına bağış yaparken masada bıraktığımı hatırladım. Diane?
Recordé que estaba en mi casa porque la usé para contribuir en el Kickstarter de una amiga.
- Arkadaşımın tıbbi yardıma ihtiyacı var.
Mi hombre necesita atención médica.
- Arkadaşımın çok ağrısı var da.
A mi amigo le duele mucho.