Açıkla translate Spanish
2,489 parallel translation
Pekala o zaman lütfen insan gözü kadar karmaşık bir şeyin bir anda nasıl var olduğunu açıkla.
Bueno, entonces explica cómo algo tan complejo como el ojo humano simplemente empezó a existir.
Birisini açıkla.
Explica eso.
Açıkla bana, Hal.
Explícamelo, Hal.
Bir kez olsun nedenini açıkla.
Por favor, explícamelo una vez, por qué.
O adamın nasıl boydan boya delindiğini ve hâlâ sağ kalabildiğini açıkla!
ÀC — mo que el hombre podr'a haber sido empalado directamente a travŽs de... y seguir con vida!
- Olanları açıkla Mater.
¡ Explícales!
Garip mesajlarını açıkla çünkü seninle ilgili birşey yapmadım kendinle bir çocukken yatmak...
Entonces explícame tus extraños mensajes de mierda, porque no tenía nada que ver contigo... ¿ Dormir contigo mismo, cuando eras un niño?
- Hadi. Bunu bana açıkla.
¡ Adelante, explícamelo!
Açıkla, biz de onlar gibi Yahudi'yiz.
Explícales : somos judíos como ellos.
Açıkla.
- Explíquese mejor.
Bunu neden yaptığını açıkla bana.
Explícame, ¿ Por qué haces esto?
O halde şunu bana açıkla.
Explícamelo de nuevo.
- Açıkla o halde ve net olmaya çalış.
- Hazlo y esmérate explicándolo.
AÇıkla!
Explicar!
Bana ne yaptığını açıkla!
¡ Explícame en qué andas, demonios!
Açıkla bana.
Descríbemelo.
- Açıkla!
- Son solo detalles.
- Açıkla.
Solo son detalles.
O sıralarda şehrin yönetimini tamamen elinde tutan Bill Connor sıklıkla radyoda şöyle açıklamalar yapardı :
El hombre que tenía el control del gobierno de la ciudad... se llamaba Bill Connor.
Açıkla.
Explica.
Açıkla.
Explícate.
Sarpini, açıkla.
Sarpini, explícamelo.
Bunu bana açıkla bakalım hayaletler iki şehir arasında gezmez değil mi?
Pero dime esto, recoge bates... los fantasmas no son exactamente conocidos por saltarse las líneas de condado, ¿ verdad?
Nepal'de gördüğün izler rahatlıkla açıklanabilir.
Las huellas que viste en Nepal tienen una explicación fácil.
Açıkla.
Déjalo.
Açıkla.
Vamos.
Üzerinize bir takım elbise geçirip, bu partiye gelecek ve yaptığınız araştırmaları oradaki yaşlı insanlara açıklayacaksınız yoksa yemin ederim, Slumdog Millionaire'deki küçük çocuğa yaptıkları gibi sıcak kaşıkla sizi kör ederim.
Se pondrá un traje, vendrá a la fiesta, y le explicará su trabajo a un montón de ancianos, o juro por Dios, que le dejaré ciego con una cucharita caliente, como le hicieron al niñito en "Slumdog Millioniare".
Ama buyur açıkla.
Pero expón tu caso.
Açıkla şunlara Siebert.
Explíqueles, Siebert.
Açıkla şunu, Fisher
Por favor, Fisher.
Önce neden kitapların onları senin yazdığını işaret ettiğini açıkla. Sonra da makinenin amacını anlat.
Empieza por por qué esos libros parecen indicar que tú los escribiste, después continúa con para qué está destinada la maquina.
Tatilini neden kısa kestiğimi açıkla.
Explica porque corte tus vacaciones.
Rich'e neden öyle davrandığını açıkla.
Explícame tu conducta de hoy con Rich.
Tek... dir etmeyi kes ve bana niye mahvedeceğimi açıkla.
Dejen de rep... de reprimirme, y díganme por qué lo arruinaré.
Tamam, neden ofisimde olduğunu açıkla bana senin durumuna yardım edemeyecek olduğum halde?
Ok, explicame porque estás en mi oficina... cuando no soy yo el que puede ayudarte... con tu situación.
Daha iyi açıkla! Her şeyimle kendimi geliştirdim ve tüm kâinat artık benim işlemcim oldu.
Me hackeé a mí mismo de arriba a abajo y ahora el universo entero es mi procesador.
Sadece bana tek bir şeyi açıkla, Alma. Neden bir servis numarası arama ihtiyacı duydun?
Sólo dime una cosa, Alma. ¿ Por qué demonios llamaste a un número de servicios?
Bunun kızımı bulabilmekle ne alakası olacak bana açıkla.
Explíqueme qué tiene que ver todo esto con encontrar a mi hija.
Ona sen açıkla.
Dejaré que te lo explique ella.
Bana bunları açıkla.
¡ Explicámelo!
Sen de diğerlerine açıkla durumu.
Tú solo apóyame con todos los demás.
Ve iyice açıkla.
Y que tenga clarito
Açıkla o zaman Tim.
Entonces ¿ qué es Tim?
Demek istediğim askeri açıdan, denemek başarısızlıkla aynı şey.
- Intentarlo sería fracasar.
Önceleri acıtacak belki ama bir kaç ay içinde en büyüğü rahatlıkla girip çıkacak.
Dolerá al principio... Pero en unos meses... cabrá el más grande sin esfuerzo... y la piel... estará perfectamente cicatrizada.
Açıkla.
Testifica.
Ve açıkla öldürücü dozda ilaçtan sonra nasıl oluyor da hayatta kalabiliyorsun? İnanılmaz!
-... aún sigas vivo. ¡ Increíble!
Kurnazlıkla. Acımasızlıkla.
Con astucia, con implacabilidad.
Onların... onların yabancı bir hastalıkla eve dönen fatihin çektiği acılar için söyledikleri bir söz vardı.
Ellos tenían una... una palabra para el sufrimiento del conquistador que regresa a casa con una enfermedad extranjera.
- Yardımseverlik kısmını açıkla.
Explica por qué era benefactor.
Yanlışlıkla masaya çarptım, sonra laptop'u açıldı. Aman aman.
Moví el escritorio y se encendió la pantalla de su laptop.