English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bilemem

Bilemem translate Spanish

2,804 parallel translation
Masraflar ne kadar olur bilemem ama karşılayamayacağım kesin.
No sé a cuánto asciendan tus honorarios, pero sé que no puedo costearlos.
Ne olacağını bilemem ama... bu senin kim olduğunu belirlemez.
No sé lo que va a pasar, pero esto... no determina quién eres.
- Nasıl olur bilemem!
- ¡ No sé cantar! - Inténtelo.
Bilemem.
No sé.
Bunların neden olduğunu bilemem. Ama olduğunu biliyorum, ve sen de biliyorsun.
No sé por qué ocurren esas cosas, pero sé que pasan, y tú también.
Bilemem tabii, sik kafali!
¡ Claro que lo sé, pendejo!
Bilemem.
Quién sabe.
Bazı tahliller yapmadan bunu net olarak bilemem.
Yo no lo sabré hasta realizarte un par de pruebas.
- Nereye gittiklerini bilemem.
- No sé dónde.
- Orasını bilemem.
- Eso no lo sé.
Sizinle tanışmadan önce arkanızda neler bıraktınız, bunu bilemem.
Y lo que había dejado antes de conocerla no lo sé.
Bu son ayı bilemem ama biz konuşurken, o Cenevre'ye varmak üzere.
No sé del mes pasado, pero mientras hablamos va en camino a Ginebra.
Eğer öyleyse... geriye ne kalıyor, bilemem.
Y si eso se me ha acabado... no sé qué es lo que queda.
Onu bilemem efendim, ama burada kalamaz.
Eso no lo sé, señor, pero sé que ella no va a quedarse.
- Bilemem!
- iA saber...!
Herkesi dövüp geçen belalı Amerikalı sen misin? - Orasını bilemem.
Dougie, así que tú eres el rudo que muele a golpes a todos.
Küçük bir şehirden geldim diye ne yapacağımı bilemem diye düşündüm.
Pensé que, por ser de una ciudad pequeña no podía pensar por mí mismo.
- O kadarını bilemem.
- No estoy seguro de eso.
Bunu bilemem efendim.
No lo sé, señor.
Onu bilemem ama sanırım bir şeyler yapabiliriz.
ES EL MEJOR, DR. MACABI. NO LO PUEDO DECIR, PERO CREO QUE PODEMOS RESOLVER ALGO AQUÍ.
Ben onu bilemem ama şu an o yavrucukların yanına, eve dönmem gerekiyor.
NO SÉ, PERO TENGO QUE IR A CUIDAR A LOS MALCRIADOS. FUE GENIAL, DE VERDAD.
Orasını bilemem.
Bueno, no sé.
Tabi yürüdüğüm yol eğrilirse bilemem.
Son otros los delincuentes.
Aşağıda ne olur bilemem.
No sé lo que vamos a encontrar allá.
Onu bilemem, baba.
No sé, papá.
Karınız bunu onaylar mı bilemem, Bay Hoover.
No sé si su esposa lo aprobaría, señor Hoover.
Birisi köpeğe dönüşmüştü siz neye dönüşürsünüz bilemem!
- Ellos se convertirán en un perro Hutch y tú en un perro de Pomeranians. - ¡ No! ¡ No!
Baktığınız kimin MR'ı bilemem ama onun değil.
No sé qué resonancia habrá visto, pero no era de ella.
Bilemem artık.
No sé de eso.
Bilemem. Çene mi?
No lo sé. ¿ Una barbilla?
Bir süreliğine şehirde kalacak ama sonu neye varır bilemem.
Estará en la ciudad por un tiempo así que no estoy segura de como terminará esto. Yo...
Burada uzaylı tutup tutmadığınızı bilemem, efendim ama bir sır sakladığınızdan adım gibi eminim.
No sé si tienen extraterrestres aquí, señor, pero sí sé que tienen secretos.
- Orasını bilemem.
- No sé eso.
Bilemem, beni alakadar etmez.
Puede que sí, pero ese no es mi problema.
Bilemem David, senin arkadaşın sonuçta.
No lo sé, David, es tu amigo.
Seni bilemem ; ama ben, yavru penguenlerin yuvasının erimesine mani olmanın verdiği hazzı yeterli bir ücret olarak görüyorum.
escuchen, yo no se ustedes, pero la satisfaccion de detener que un iceberg se derrita o salvar un nido de pinguinos ... es todo el pago que necesito.
Gammaz mısınız yoksa amatör müsünüz orası bilemem ; ama yalan söylediğiniz anlaşılıyor.
No sé si eres un traficante o un simple amateur, pero sé que estáis mintiendo.
Evet, bilemem.
No, no lo sé.
- Orasını bilemem.
Bueno, eso no lo sé.
Kanunlar bana ne kadar katılır bilemem ama bence burada ebeveynlerin de sorumluluğu var.
Bueno, no importando si la ley se pone de acuerdo conmigo o no, Creo que los padres tienen una responsabilidad aquí.
Bilemem. Başka birinden öğrenme diye söylemek istiyorum.
Yo solo quiero - Quería decirte para que no te enteraras por otra persona.
Sizi bilemem çocuklar ama ben yıllıkta sıradan bir yüz olmak istemiyorum. Veya insanların koridorda dalga geçtiği tip.
No sé qué piensan ustedes pero yo no quiero ser una cara más del anuario o la chica que la gente recuerda vagamente de los pasillos.
Anneniz benden ne kadar daha zeki bilemem ama dayanacağı tek kişi benim hala.
No importa que tu madre sea más lista o fuerte que yo, solo me tiene a mí como su apoyo.
Orasını bilemem.
No sé nada de eso.
Orasını bilemem ama hiçbirinin kötü niyetle taşımadığına eminim.
Bueno, no lo sabría. Pero estoy seguro de que ninguno tiene malas intenciones.
Tabi eğer o "görkemli bir şekilde" yi gerçekleştirmek istiyorsanız, bilemem.
A menos que quieras repensar eso de "cubierto de gloria".
Bak, Peggy aramızda neler olur, bilemem ; ama kalbimin bir parçası hep Marcy'nin olacak.
Mira, Peggy no sé qué pasará entre nosotros pero Marcy siempre tendrá un lugar en mi corazón.
Birazdan burada olması lazım, ama Henry'nin nerede olduğunu bilir mi, bilemem...
- Está por llegar. Pero no creo que sepa dónde está.
Orasını bilemem.
Sí, no estoy seguro de eso.
Bilemem.
Ni idea.
Çünkü kan basıncın çok düşük. Rahatsız eden başka bir şey varsa bilemem.
Porque tu nivel de azucar en sangre es peligrosamente bajo... a no ser que algo te esté molestando.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]