Bilemeyiz translate Spanish
1,605 parallel translation
Ama bunu bilemeyiz.
Pero no podemos estar seguros.
Eğer kimse kilit altında değilse Will'in gerçekten karartmalar esnasında burada olup olmadığını bilemeyiz.
Si ninguno estaba en el hoyo, entonces no sabemos si se mantuvieron dentro durante los apagones.
Ama yarın da açılabilir. Ya da bin yıl içinde de, bunu bilemeyiz. Asıl sorun bu.
pero podría ser mañana o podría ser en mil años, no lo sabemos, ese es el problema.
Demek istediğim, Ne olacağını asla bilemeyiz.
Es decir, nadie sabe que sucederá.
Büyük mü değil mi asla bilemeyiz çünkü kadınlar y... aklarımız hakkında bir sürü yalan atar.
No sabemos si es lo suficientemente grande, porque las mujeres mienten sobre el tamaño... de nuestro pene y no sabemos lo que tenemos.
Sorunun ne olduğunu bulmadan, neyin alakasız olduğunu bilemeyiz.
Hasta que no sepamos qué pasa, no sabemos qué es relevante.
Bin yıldır gerçek bir Arayıcı yoktu. Richard'ın gerçek potansiyeli nedir bilemeyiz.
No ha habido un Buscador verdadero en mil años, no podemos saber cual es el potencial total de Richard.
Bir her şeyi bilemeyiz.
No somos omniscientes.
Geride bizi neyin bekledigini bilemeyiz.
No tenemos idea de lo que nos espera allí atrás.
- Onu bilemeyiz.
Nunca lo sabremos.
Kızımıza ne tür bir ilaç vereceğimizi bilemeyiz.
No sabemos qué puede hacerle al bebé.
Asla bilemeyiz.
- Nunca lo sabremos.
Pezuela için değerli olmazsan bu soruşturmanın ilerlemesi için işe yarar mısın bilemeyiz.
Si ya no tienes valor para Pezuela, no estamos seguros de que seas de valor para esta investigación.
Bilemeyiz. Orada bir kıpırdama olursa, siz...
Cualquier movimiento que haya...
Bilemeyiz.
Desconocido.
İnsanları güvenli bir alana taşıma gibi bir şansımız yok ayrıca dondurucu yıldırımın nereyi vuracağını da bilemeyiz.
No hay forma de trasladar a la gente a zona segura además no tenemos ni idea de dónde puede impactar el próximo rayo congelante.
Onu bilemeyiz, Rodney.
Nosotros no podemos saber eso, Rodney.
Cesedi teşhis edene kadar bilemeyiz.
Bueno, no lo sabremos hasta que identifiquemos el cuerpo.
Dinle. Ona söylemediğim bir şey var. Tam DNA testi sonuçları çıkana kadar saçın kıza ait olup olmadığını bile bilemeyiz.
Mira, lo que no le dije, es que hasta que no tenga los resultados completos del ADN, no podremos saber si ese cabello pertenece a su hija.
Belki de dekanlardan biri ile ilişkisi vardır. Bilemeyiz.
Tal vez se esté acostando con el decano de admisiones.
Başkasına bağlanana dek kim olduğumuzu bilemeyiz.
No sabemos bien quienes somos hasta que no conectamos con otra persona.
- Her şeyi değerlendirene kadar bilemeyiz.
No hay forma de saberlo hasta que evaluemos todo.
Onu isteriz ama nasıl elde edeceğimizi bilemeyiz.
Lo queremos, pero no sabemos cómo conseguirlo.
Eğer Braniac yüzünden olduysa, sonra ne olacak bilemeyiz.
Esto es culpa de Brainiac, entonces no sabemos qué puede pasar.
Nate'in ne yapacağını bilemeyiz, Vanessa.
No sabemos lo que habría hecho Nate, Vanessa.
Aksi takdirde, doktorların ona ne yaptığını bilemeyiz.
Si no, no tenemos idea que le hicieron estos doctores.
Onu bilemeyiz.
Tu no sabes eso
Bunu bilemeyiz değil mi. Sadece bir el ateş edildi.
Eso no lo sabemos, sólo hubo un disparo.
Neler olacağını bilemeyiz.
No podemos saber lo que va a pasar.
Ama yakından bakınca gerçekte neye benzediklerini asla bilemeyiz.
Pero no sabemos realmente como se ven desde muy cerca.
Bizi neyin beklediğini asla bilemeyiz.
"Nunca se sabe que va a suceder", ¿ no? .
- "Bizi neyin beklediğini asla bilemeyiz."
- Que nunca sabes qué te va a suceder. - Exactamente. Siéntate.
Sessiz kalmalıyız, kimin izlediğini bilemeyiz.
No sabemos quien puede estar mirando.
Kanserin yarın yine tekrarlamayacağını bilemeyiz?
Puede reaparecer el cáncer mañana?
Kararlarımızın etkisinin nereye kadar gideceğini bilemeyiz.
No sabemos hasta qué punto repercuten nuestras decisiones.
Neler olabileceğini asla bilemeyiz, Lucy.
Nunca podemos saber lo que hubiera pasado, Lucy.
Hepsinden uzak duralım... Nelere bulaştığımızı bilemeyiz.
Aléjate de todas, nunca se sabe lo que te puedan contagiar.
Bunu bilemeyiz ama yetkililer bu kazayı gözden geçireceklerdir.
No lo sabemos con certeza. Seguramente analizarán el choque.
Hiç bilemeyiz.
Nunca estás en casa.
Peter, oğlun yanılıyor olsa bile, bir şekilde seni sorumlu görüyorsa yanına yaklaştığında sana neler yapacağını bilemeyiz.
Peter, si él, de cualquier forma, lo toma como responsable por más engañado que esté, no se sabe qué hará al tenerlo cerca.
- Her tümör kanser değildir Test sonuçlarını alana kadar bunu bilemeyiz tabi.
No todos los tumores son cáncer, esperemos por las pruebas.
Göremeyiz, onu yönetemeyiz, amacını bile bilemeyiz.
Nunca lo vemos, no podemos ordenarle ni siquiera sabemos su propósito.
Ne görüp duyduyuğunuzu bilemeyiz.
No sabemos lo que vieron o escucharon. Bien.
- Asla bilemeyiz.
- Nunca lo sabremos.
Röntgenle bakmadan bunu bilemeyiz, değil mi?
Bueno, no sabremos hasta que tome una PEEP, vamos?
Herhangi birimizin geri dönüp dönemeyeceğini bilemeyiz.
No sabíamos, si alguno volvería.
Bunu bilemeyiz.
- No lo sabes.
Boş verin. Yale'de neyi nasıl yapardınız onu bilemeyiz ama biz burada okul ruhuna çok önem veriyoruz.
No es problema, no sé como hagan las cosas en Yale
Bunu henüz bilemeyiz.
No lo sabemos.
Bizi neyin beklediğini asla bilemeyiz.
Nunca se sabe lo que va a suceder.
Bazen bilemeyiz.
Nunca se sabe, a veces no sabemos.
bilemem 161
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemiyorum ki 20
bilemedim 29
bilemiyorum 2041
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemiyorum ki 20
bilemedim 29
bilemiyorum 2041
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26