English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bilmek istemezsin

Bilmek istemezsin translate Spanish

829 parallel translation
"Bazı soruların cevabını bilmek istemezsin"
A algunas preguntas, no querrás saberle las respuestas.
Benimle ilgili her şeyi bilmek istemezsin diye düşündüm.
Antes no te interesabas por mis cosas.
- Neden ağladığımı bilmek istemezsin.
- Supongo que ni sabrías por qué.
Ne yaptığını bilmek istemezsin, bayan. Kabuslar görürsünüz.
No quiera saberlo, tendría pesadillas.
- Bunu bilmek istemezsin!
- Y un general, nada menos.
Benim adımı bilmek istemezsin.
No quieres saber mi nombre.
- Bütün gece ne yaptın? - Bilmek istemezsin.
- No voy a preguntarte lo que has estado haciendo.
- Ne diyeceğimi bilmek istemezsin.
- Mejor no te lo digo.
Bilmek istemezsin yoldaş.
Mejor no, compañero.
Affedersin, ama bu parçanın değerini bilmek istemezsin.
Permiso. No quisiera decirte lo que vale esta pieza.
- Bilmek istemezsin.
- El porqué da igual.
- İnan, bilmek istemezsin.
- Mejor me callo.
Ne olduğunu bilmek istemezsin. Bir dakika lütfen.
Disculpa.
- Bilmek istemezsin.
- No quieres saberlo.
Gömülü hazinem var... ve sen nerede olduğunu bilmek istemezsin.
Tengo mi tesoro enterrado... y ni desees saber dónde lo tengo escondido.
- Fakat bilmek istemezsin.
Pero tú no lo sabes.
Bilmek istemezsin. - Oh, isterim.
No es interesante.
Bilmek istemezsin.
No quieres saberlo.
- Ne demek istediğimi anladın mı? - Bilmek istemezsin.
Usted no quiere conocer.
- Bilmek istemezsin.
- Es mejor que no lo sepas.
- Bilmek istemezsin.
- No querrás oír.
Bilmek istemezsin!
Tu no lo quieres!
- Komik olan ne? - Bilmek istemezsin.
- ¿ Qué es tan gracioso?
Bilmek istemezsin.
No querrás saber sobre eso.
Bilmek istemezsin. Ne yapmış?
No querrás saberlo.
Bilmek istemezsin... Ne yapmış?
- No diré nada.
- Bilmek istemezsin.
- No lo querrás saber.
Bir hafta içinde ortaya çıkmazsa, kiralık katil tutup seni avlamalarını sağlayacağım, yakaladıklarında üreme organına olacakları bilmek istemezsin.
Grant, si no encuentro a Joanna en una semana, voy a contratar a un grupo de mercenarios para que te atrapen y te corten las partes prominentes de tu cuerpo. ¿ Está claro?
Bilmek istemezsin, Duncan.
Mejor que no sepas, Duncan.
Bilmek istemezsin.
- ¿ Te gustaría saberlo?
- Bilmek istemezsin.
Es mejor que no lo sepa.
- Bunu bilmek istemezsin.
- Mejor no te lo digo.
Bilmek istemezsin.
Créeme, es mejor que no lo sepas.
- Bilmek istemezsin.
- No quieres saber.
Ne olduğunu bilmek istemezsin.
Tu ni siquiera quisieras saber.
Bilmek istemezsin.
Ni lo preguntes.
- Stanley, bilmek istemezsin.
- Stanley, no quieras enterarte.
Biliyorum ama sen bilmek istemezsin.
- Lo sé, pero será mejor que usted no.
Bilmek istemezsin, Duncan.
Bien. ¿ Y después qué?
- Hayır, bilmek istemezsin.
- No, no quisieras saberlo.
- Bilmek istemezsin.
- Mejor que no lo sepas.
O hikayeyi bilmek istemezsin.
Es una historia muy larga.
Bilmek istemezsin.
No querrás saberlo.
- Bilmek istemezsin.
- No le gustará la respuesta.
- Cevabını bilmek istemezsin.
- No va a gustarle la respuesta.
- Ya... - Ne kadar ileri gidebileceğimi bilmek istemezsin.
- Mejor que no sepas hasta dónde llegaría.
Nasıl işlediğini bilmek istemezsin.
No quieres saber como trabaja.
Bilmek istemezsin.
No querrías saber.
Söylediğimi... Bilmek istemiyorum çünkü bildiğim başka bir şey var. Yani beni ona satmak istemezsin.
No quiero saberlo, porque ahora sé otra cosa, es decir, que no quieres venderme a él.
Az önce ne gördüğümü bilmek bile istemezsin, tuvalet kağıdı.
No quieren saber lo que acabo de ver, vagos.
Bilmek istemezsin.
- No quieras saberlo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]