Bilmiyorsun translate Spanish
14,358 parallel translation
Ama muhtemelen sen bu konuda hiçbir şey bilmiyorsun.
Pero probablemente no sabes nada al respecto.
Neyle uğraştığımızı bilmiyorsun.
No tienes idea de con qué lidiamos.
Yine de hiçbir şey bilmiyorsun.
Y no sabe nada de él.
Biz Afrika'yı biliyoruz ama sen bilmiyorsun.
Conocemos África, y usted no.
Ne yapacağını bilmiyorsun.
No sabes qué decir.
- David'le ilgili hiçbir şey bilmiyorsun Dört.
- Cuatro, no sabes nada sobre David.
Burada neyin üstünde çalıştığımızı bilmiyorsun.
- No sabes en qué hemos estado trabajando.
David'in neler yapabileceğini bilmiyorsun.
No sabes de lo que es capaz.
- Neyle karşı karşıya olduğunu bilmiyorsun.
- No sabes a qué te enfrentas.
- Çok tuhaf David. Beni yıllardır izliyorsun ama hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
Es irónico, David, llevas años observándome y no sabes nada sobre mí.
Hiçte bilmiyorsun.
No, no lo sabes.
- Hala beni neden çağırdığını bilmiyorsun.
- Aún no sabes por qué me llamaste. No te llamé.
Gerçek bir anne nasıl olur... onu bile bilmiyorsun.
Tú no sabes lo que es ser una madre de verdad.
- Hiçbir şey bilmiyorsun.
- Usted no tiene idea.
- Programımı bilmiyorsun ki?
¿ Cómo sabes lo que está en mi itinerario?
Mike'ın neden asık suratlı olduğunu bilmiyorsun.
No sabe por qué Mike era hosco.
# Bilmiyorsun nasıl hissettiğini bile, Aman ne şahane #
# Ni siquiera sabes cómo te sientes # ¡ Qué adorable!
Ben şaşırtmadığını biliyorum ama sen buradaki sorunu bilmiyorsun.
Sí, sé que no es una sorpresa. ¿ Sabes lo que no está bien, sin embargo?
Ne zaman vazgeçeceğini bilmiyorsun!
¡ No tienes idea cuándo renunciar, maldita sea!
- Nasıl kapı açacağını bilmiyorsun?
- ¡ ¿ Cómo no sabes abrir una puerta? !
Tabii ki bilmiyorsun.
Por supuesto que no.
Onun kız arkadaşını bilmiyorsun.
No conoces bien a su novia.
Benim kim olduğumu da bilmiyorsun herhalde.
Y tampoco debes saber quién soy.
Bu konuda bir şey bilmiyorsun.
No sabes nada sobre eso.
Hiçbir şey yapmayı bilmiyorsun, bir yetenek öğrenmelisin.
No saben hacer nada, deben aprender un oficio.
Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
No sabes nada de mí.
Demek sahiden bilmiyorsun.
Realmente no lo sabes.
Onun neler yapabileceğini bilmiyorsun.
No sabes de lo que es capaz.
Yaptığını düşündüğün kadar yarısını bilmiyorsun, Freedgood.
No sabes ni la mitad de lo que crees saber, Freedgood.
Dövüşmeyi hiç bilmiyorsun değil mi?
No sabes pelear mucho, ¿ verdad?
- Evet, bilmiyorsun.
- No, no lo sabes.
- Ne demek, bilmiyorsun? - Ben...
- ¿ Como que no lo sabes?
Endişelenme, aleti nereye koyacağını bile bilmiyorsun, bakirsin sen daha.
No te preocupes. No sabría dónde meterla si así fuera, pues aún eres virgen.
Nasıl kazanılcağını bilmiyorsun!
¡ No sabes cómo! ¿ Qué mierda haces?
Sen ne dediğini bilmiyorsun.
No sabes de lo que hablas.
Ian, bilmiyorsun çünkü benim gibi başarılı değilsin.
Tú no lo sabes, porque no eres exitoso, como yo.
Ama diğer kız, Diğer kızın kimliğini bilmiyorsun.
Pero desconocen la identidad de la otra chica.
Bilmiyorsun bile ne hakkında konuşuyorsun.
No sabe de lo que está hablando.
Annesiyle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun.
No sabe nada de su madre.
Diğer insanların hayatlarından sorumlu olmanın ne demek olduğunu hiç bilmiyorsun. Çünkü sonuçların olmadığı ve kimsenin zarar görmediği bir hayal dünyasında yaşıyorsun.
No tienes ni maldita idea... lo que es tener la responsabilidad de la vida de otros, porque vives en una tierra de cuentos de hadas, donde no hay consecuencias y nadie saldrá herido nunca.
Bizim hakkımızda bir şey bilmiyorsun.
No sabes nada de nosotras.
Adamlarımın ne kadar tepkili olduğunu bilmiyorsun.
Debe intentar entender los sentimientos de mi pueblo.
Hayatım hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
No sabes nada de mi vida.
Bunu bilmiyorsun.
¡ No lo sabes!
Nasıl hissettiğimi bilmiyorsun.
No sabes cómo es.
Hasta olmak nasıl bir şey bilmiyorsun.
No sabes lo que es estar enfermo, siempre con dolor.
Ama, nasıl yapabilirsin Birine baş vurmak Sen bile bilmiyorsun
¿ Pero, como puedes entregarte a alguien a quien que ni siquiera conoces?
Ne kadar yüksek olduğunu bilmiyorsun.
No sabes que tan alto puedes volar.
Neye ihtiyacım olduğunu bilmiyorsun.
No sabes lo que necesito.
Katılmamak için yeterince şey bilmiyorsun. Kimsin ki sen?
No sabes lo suficiente para eso.
- Ne demek bilmiyorsun?
¿ Cómo que aún no lo sabes?
bilmiyorsunuz 29
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyor 92
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyor 92
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum efendim 100
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyordu 23
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyor muydun 125
bilmiyorduk 25
bilmiyor muydunuz 35
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyordu 23
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyor muydun 125
bilmiyorduk 25
bilmiyor muydunuz 35