English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bilmiyorum işte

Bilmiyorum işte translate Spanish

1,045 parallel translation
- Bilmiyorum işte.
- Simplemente no sé.
Bilmiyorum işte. Bu şekilde yaşamak istiyorum.
Quiero vivir a mi manera.
Bir sürü şey biliyorum, ama bunu bilmiyorum işte.
No sé bien qué es, sé muchas cosas, pero eso no.
Bilmiyorum işte.
No lo sabía.
Bilmiyorum işte.
Simplemente, no lo sé.
Bilmiyorum işte. Ne yapılır ki?
No se qué hacer durante un momento de silencio.
Gülümsediğinde bir başka hissediyorsun, sanki... bilmiyorum işte.
Y cuando sonríe, te sientes como... No lo se.
Belki de demek istemiştir ki... Bilmiyorum işte.
Talvez, lo que quiso decir ella...
Belki de demek istemiştir ki... Bilmiyorum işte.
Tal vez, lo que ella quiso decir...
Onu tam bilmiyorum işte.
No lo sé exactamente.
- Bilmiyorum, korkuyorum işte.
- No lo sé, pero tengo miedo.
Bunu denemeli miydim bilmiyorum. Ama olmuyor işte.
No sé si debí haberlo intentado, pero no puedo.
Zengin bir herifle kaçtı işte. Başka bir şey bilmiyorum.
Se fue con un hombre rico, y eso es todo.
Ne aradığını bilmiyorum, ama işte başlıyorum.
No sé qué está buscando, pero aquí va.
Bilmiyorum, çocuk onlar işte...
No Sé, son niños.
Bilmiyorum işte.
Yo no sé.
Nasıl atlatıyoruz bilmiyorum ama atlatıyoruz işte.
Pero lo superamos. No se como pero lo conseguimos.
Ama bir erkek bir kadınla nasıl birlikte yaşar, işte onu bilmiyorum.
No sé cómo se debe vivir con una mujer.
İşte bunu bilmiyorum...
Ésa no es la información que tengo.
- İyi, iç işte. - Bilmiyorum.
- Bueno, bébetelo.
Eeh işte, belki, belki... Bilmiyorum...
Bueno, quizás, quizás, quizás.
Taklitlerin işte. Bilmiyorum.
Tus imitaciones.
Bilmiyorum ama yaramıyor işte.
No sé, pero no funciona.
Bilmiyorum. Orada içeri girmenin... bir yolu olmalı. İşte orası.
No lo sé, sencillamente.
Evet, ama hangisi işte onu bilmiyorum.
Sí, pero no sé quién las tiene.
Ben böyleyim işte. Neden bilmiyorum.
Oh, es la forma en que yo soy.
Bunun hakkında konuşmaya nasıl başlayacağımı bile bilmiyorum ama bilirsin işte, Orta Çağ'da bugünkü bildiğimiz şekliye bilimsel düşünce oluşmadan önce insanlar her şeye inanırlardı.
No sé ni por dónde empezar. En la Edad Media, antes de existir la ciencia... tal como la entendemos hoy, la gente creía cualquier cosa, todo podía ser verdad.
Ve... Bilmiyorum işte... Ben de bilmiyorum.
Y entonces entonces no lo sé.
Orada işi ne bilmiyorum, çünkü o evde yaşamıyor. Ama rüya işte, ben de durumu kabulleniyorum.
No sé qué hace ahí, porque no vive en esa casa, pero como es un sueño, me lo creo.
- Ayaküstü konuştuk, işte. - Hayır, bilmiyorum.
- Fue sólo una charla trivial, ¿ sabe?
Bilmiyorum işte.
¡ No sé!
Bilmiyorum, öyle işte.
No sé, es lo que tiene.
Bilmiyorum, sadece Kate işte gelişigüzel kurallar koyar.
Es Kate - - con esas reglas arbibrarias.
Bilmiyorum, kafe işte.
¿ Qué número? Pues no sé, es un café...
Henüz bilmiyorum, bir şekilde işte.
Todavía no lo sé. de algún modo.
Nasıl oldu da yaptım bilmiyorum ama oldu işte. " dedi.
No sé qué me sucedió, pero algo me poseyó ".
Senden ne beklediğimi de bilmiyorum. Ama bir şeyler yap işte.
No sé qué esperaba de ti, Jack, necesito tu ayuda.
Bilmiyorum, komik işte.
No lo sé, pues de forma rara.
Bilmiyorum, Ben... işte sadece bu garip duygu var, ve.... bana dokunmasını istemedim.
No sé, me da una sensación extraña y simplemente no quiero que me toque.
Bilmiyorum, bana, anlarsın işte bana aptalca geliyor.
No sé, a mí no me servía para nada.
İşte onu bilmiyorum!
- ¡ Eso es algo que desconozco!
Bilmiyorum. İşte orada!
¡ Está allá!
İşte deney, başka ne yapabilirim bilmiyorum.
Pues ahí lo tienes. No sé qué más podemos hacer.
- Bilmiyorum, bu yüzden kavga ettik işte!
- ¿ Por qué? - No lo sé. ¡ Por eso peleamos!
Bilmiyorum, gökyüzünün maviliği gibi, işte bizim ilişkimiz böyle.
Es, no sé... el color del cielo azul... nuestras relaciones.
Yüz yıl ya da bir dakika önce. Ne zaman düştüm, bilmiyorum. İşte ben şu sapsarı yuvarlaktaydım.
Hace un minuto o cien años de mi aterrizaje estaba en aquella bola color de azafrán.
Sadece şey demek istiyordum. Bilmiyorum, bir şey işte.
sólo quería decirte, no sé, algo.
- İşte. - Bana doğru tutma. - Silah Kullanmayı bilmiyorum.
¡ Cuidado!
Bilmiyorum. Bir çizik işte, bir kesik.
No lo se, Rebanando, tu sabes, un corte.
Hangi işte iyi olduğunu bilmiyorum. Minyatür golf olabilir.
O el golf en miniatura.
Kadın mı? - Bilmiyorum. Biri vurmuş işte, Yani bir tek ben değilim.
No se, solo me dijo que se chocó la puerta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]