Bu saatte translate Spanish
3,604 parallel translation
Bu saatte hiç trafik olmaz.
No debería haber movimiento a esta hora.
- Bu saatte ne işiymiş?
- ¿ A estas horas qué tipo de trabajo?
Getirse getirse bir gerizekalı McCoy'un kızını evimize getirebilirdi hele ki bu saatte.
Solo un idiota traería a la hija de Randall McCoy aquí y pasada la medianoche.
Bu saatte kahve içersem bütün gece uyuyamam.
Si bebo café tan tarde, estaré despierta toda la noche.
Doktor, bu saatte ne yapıyorsun?
¿ Doc, qué estás haciendo despierto tan tarde?
- Bu saatte mi?
- ¿ Sopa a estas horas?
Bu saatte hala dışarıda mısın?
¿ Tan tarde en la calle?
Uyudun mu bu saatte?
¿ Ya estás dormida?
Bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Disculpa que te moleste a esta hora.
Sizi bu saatte rahatsız etmek istemezdim, efendim.
Odio molestarlo a esta hora, señor.
Bu saatte büyük salonda ne yapıyorsun?
¿ Qué estás haciendo en el gran salón a estas horas?
Burda ne işin var bu saatte?
¿ Qué haces aquí tan tarde?
- Ne işin var bu saatte ayakta?
- ¿ Despierto tan pronto? - Me estoy preparando para irme a la fiesta de la playa.
Sen ve Holden niye bu saatte döndünüz?
Entonces, ¿ a dónde vais tú y Holden esta vez?
Bu saatte kim ki?
Quien llama a esta hora?
- Sen ne yapıyorsun bu saatte?
De todos modos, ¿ qué sigues haciendo aquí?
Bu saatte burada ne yapiyorsunuz?
¿ Qué haces aquí tan tarde?
Saat dokuzu geçti. Bu saatte Pasadena sokakları sarhoş gemiciler ve sokak kedileriyle kaynıyor.
Son pasadas las 9pm a esta hora las calles de Pasadena están llenas de marinos ebrios y gatos de callejón.
Her gün bu saatte sessizce dolanırım.
Yo solía dar traspiés hasta casa a esta hora del día todo el tiempo.
Bu saatte aradığım için özür dilerim.
Siento llamar tan tarde. Necesitaba hablarte.
Niye bu saatte evdesin?
¿ Y por qué estás en casa tan temprano?
Sokaklar bu saatte tehlikeli olabilir.
Las calles pueden ser peligrosas a estas horas.
Saat daha on, insanların bu saatte bunları yapmaya hakları var.
Son las 10 : 00, la gente tiene permitido caminar y escuchar música.
"Kim bu saatte ayakta olur ki?"
"¿ Quién va a estar despierto a esta hora?"
Bu saatte kiminle mesajlaşıyorsun?
- ¿ Quién te escribe a estas horas? - ¿ Eh?
Bu saatte arabanızda bir çocukla mı gideceksiniz?
¿ Con un niño en el coche en este momento del día?
- Bu saatte mi?
- ¿ Tan tarde vas a tomar un café?
- Kim o? Şu aptala bu saatte aramamasını söyle.
Dile a ese idiota que no llame a estas horas.
Selam Howard, bu saatte kalktığın için sağ ol.
Hola, Howard, gracias por levantarte tan temprano.
- Bu saatte mi?
- ¿ A esta hora?
Bu saatte mi?
¿ De día?
Bu Lucas. Bu saatte ne yapıyor burada?
Es Lucas. ¿ Qué está haciendo tan tarde?
Bu saatte nereye gidiyorsun?
¿ Dónde vas a esta hora?
Bu saatte aradığım için özür dilerim...
Disculpe por llamar a estas horas...
Bu saatte sen ne yapıyorsun?
¿ Qué estás haciendo aquí tan tarde?
Sizi bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bu kadını arıyoruz.
Lamento molestarla a estas horas, pero estamos buscando a esta mujer.
Bu sabah 7'den beri her bir buçuk saatte.
Cada media hora desde las 7 en punto de esta mañana
Bu da gördükleri şeyi saatte 34.000 mil hızda yapar.
Lo que hace que lo que sea que vieron, se moviese a 54.000 km hora.
Bu kadın bizim ömür boyu işleyemeyeceğimiz bilgiyi bir saatte işliyor.
Esa mujer procesa más información en una hora que tú y yo en toda la vida.
Rüzgârın hızı saatte 8 ila 16 km ve bu sadece başlangıç.
Viento de entre 8 y 16 kilómetros por hora, y eso solo para empezar.
Burada bu kadar geç saatte ne yapıyorsun?
- ¿ Qué estás haciendo aquí tan tarde?
Bu kadar geç saatte yolu arabalarla paylaşmaya pek alışık değilim de.
No acostumbro a ver autos aquí tan tarde.
Bu sabah erken saatte,... NCIS koruma aracı, SUV kullanan maskeli bir adam tarafından saldırıya uğradı.
Esta mañana temprano, un equipo de protección del NCIS fue atacado por un hombre enmascarado que conducía un todoterreno camuflado.
Bu geç saatte rahatsız edilmem de.
Ni la perturbación a horas irrazonables.
Bu geç saatte geldiğine göre, kötü haberle dolu olmalısın.
Deben ser malas noticias si vienes a estas horas.
Bildiğiniz üzere, aynı gecede aynı saatte yapmamız gereken iki tane iş var. Bu da şu demek oluyor :
Como sabéis, tenemos dos trabajos que hacer en el mismo tiempo, en la misma noche lo que significa sólo una cosa.
Bu saatte burada olman gerektiğini nereden bildin?
¿ Cómo sabe esto?
Bu saatte mi?
¿ A esta hora?
Yarın bu saatte.
Mañana a esta hora.
Lucas, bu kadar geç saatte dışarıda ne yapıyor?
Lucas. ¿ Qué hace por ahí a estas horas?
Yani diyorsun ki bu hastalık 72 saatte beynini kedi mamasına dönüştürüyor ama ne ile karşı karşıya olduğumuz hakkında bir bilginiz yok.
¿ Así que me estás diciendo que esta enfermedad puede convertir tu cerebro en comida para gato en 72 horas, pero no tienes ni idea de con qué estamos tratando?
bu saatte mi 92
saatten haberin var mı 18
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sadece bir oyun 48
saatten haberin var mı 18
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sadece bir oyun 48