Bu şarkı translate Spanish
7,401 parallel translation
Yani, bu şarkıcılık kariyerini devam ettirme fikrin...
Es decir, la manera en la que persigue tu sueño musical.
Ben sadece... Bu şarkıyı severim.
Es que... me encanta esta canción.
Az önce bu şarkıyı sevdiğini söyledin.
Acabas de decir que te encanta esta canción.
Bu şarkıya bayılıyorum.
Me encanta esta canción.
Hatırlayacak mıyım ne vardı bu şarkıda?
¿ Recordaré las canciones?
Emily nasıl açtı bu şarkıyı?
¿ Cómo ha conseguido que la canción suene en el momento justo?
Bu şarkıyı severim. - Şarkı değil bu.
- No es una canción.
Bu şarkıyı Addison Carver'a armağan etmek istiyorum. Her neredeyse.
Me gustaria dedicar esta canción a Addison Carver, donde quiera que esté.
Bu şarkı resmen sınırsız açık büfe benim için.
Esta canción es mi infinito bufet de efectivo.
Bu şarkı söyleyen dev mersin balığıyla...
* Te enviamos los mejores deseos *
Bu şarkı kafamın içinde.
Tengo esa canción metida en la cabeza.
Bu şarkıda nedir, ve herkes niçin benimle bu şarkıyı paylaşıyor?
¿ Qué es esta canción? ¿ Por qué todo el mundo la comparte conmigo?
Listemin ilk sırasına bu şarkıyı koymamalıydım.
No debería haberla escuchado en primer lugar.
Bu şarkının haftasonu çalışmakla alakası yok.
Esa canción no va de trabajar para el fin de semana.
Ben de tam bu şarkıyı söylecektim.
Es la que iba a cantar.
Bu şarkıyı duyduğum sürece şuradan şuraya gitmem.
No puedo salir de casa sin escuchar esa canción.
Mesele, Marcuscuğum, bu şarkıdan binlerce güneşin kızgın gazabı kadar nefret ediyorum.
El problema es, Marcus, que odio esa canción con la rabia al rojo vivo de mil soles.
- En az bu şarkı kadar güzel.
Suena tan bien como esa canción.
- Aslında bu şarkı gerçekten güzel. - Nick, şarkı söylemeyi kes!
- La verdad es que es una buena canción.
Bu şarkılar, bu da sanatçılar.
Estas canciones. Estos artistas.
Bu şarkılar profesyoneller tarafından yazıldılar ve denetimimden geçtiler.
Esas canciones fueron escritas por profesionales y supervisadas por mí.
Bu şarkılar müvekkilimin çalınan yazılımı tarafından üretildi.
Esas canciones fueron escritas por el programa robado a mi cliente.
Bu şarkının bir parçası mı?
¿ Es parte de la canción?
Ya da O'Jays'in. Bu şarkılar arasında da durmazdı.
El hubiese tocado algo por LTD o O'Jays, y entre esas canciones, el no hubiese parado.
"Bu şarkıyı sanki ben yazmışım gibi hissediyorum." dedi.
White : El dijo, "Hombre, Siento como si yo escribí esa canción."
Ama bu şarkı biraz Country havasına dönmeye başladı.
Pero en esto, esta como cambiándolo una pequeña parte en una canción country.
"Bu şarkıyı söylemenizde bir sakınca yok. Ama bu şarkı bizim. Radyoya vermediğiniz sürece şarkıyı istediğiniz gibi söyleyebilirsiniz." dedim.
Yo estaba como, " Bueno, Yo no tengo problema con que grabes la canción, pero esa es nuestra canción, y mientras tú no promociones en la radio, si quieres tenerla en tu disco,
O sırada resmen Nashville'i yöneten Joe Galante döneminde Sony'yle bir anlaşma imzaladılar. "Bu şarkı olacak." demiş.
Después ellos tuvieron un contrato con Sony y este tipo, Joe Galante, quien, dirige Nashville básicamente, el dijo, "Ese es el single."
Bu şarkıya izin vermediğin için seni Nashville'de kara listeye alabilirler. " dedi.
El dijo, "Puedes ser rechazado de Nashville para siempre por no dejarles grabar esta canción."
Tamam tamam, yeter yeter bu dosyalama şarkısı.
Bien, bien, basta, basta con la canción del archivador.
Çeviri : smyrna44 İyi seyirler... d 80'lerin yeni akım jeneriği d d bip bap bip bap bip bap d d Bu 80'lerden bir şarkı d d Şu an içinde olduğumuz sene d
Nueva ola genérica de los 80 Beep, bop, beep, bop, beep, bop Esto es una canción de los 80
# Her güzel bakireyi hoşnut eden # Mert ve yiğit gencin şarkısıdır bu
Acerca de un muchacho joven... amigo de todas las niñas valientes.
ve şimdi farkına varıyorum ki ; şarkımızı paylaşmayın gizle tehlikesi de bu.
Y ahora me doy cuenta de los inconvenientes de compartir nuestra música aquí.
Bu felaket birşey çünkü şimdi farkına varıyorum ki... bir zamanlar şarkıcı olabileceği düşünerek geçirdiğim yıllar bir hayalin peşinden koşmak değilmiş anlayamadım.
Esto es un desastre. Porque ahora me estoy dando cuenta de que... No estaba siendo una ilusa al pensar que podía haber sido cantante todos estos años.
- Andrew, Bu çok tatlı, Ama ben senden paylaşmamanı isterken sen benim şarkımı paylaştın, ve şimdi çözüm yolun benim, müzik okuluna gitmem mi?
- Andrew, esto es muy dulce, pero compartiste mi canción cuando yo te pedí que no lo hicieses, y ahora para arreglarlo ¿ me metes en la escuela de música?
"Call Me Maybe" şarkısını da bu kadar çok dinlemiyişimin.
He oído "Call Me Maybe" casi la misma cantidad de veces.
Bu Robin Thicke'nin When I Get You Alone şarkısı değil mi?
¿ Es esa la de Robin Thicke, When I Get You Alone?
Tahmin edeceğiniz üzere bu uyduruk şarkıyı listemden sileceğim.
Como podéis imaginar, no la voy a borrar de mi lista de reproducción.
Bu kız yeni Açlık Oyunlarının şarkılarını yazıyordu, yani sen miydin?
La chica que escribió la canción de la nueva película de Los Juegos del Hambre, ¿ eres tú?
Milyonlarca insana bu zevki aşılayan bir şarkı yazdın.
Escribiste una canción que ha infundido alegría en millones de personas.
İki hafta önce, bazı çalışanlar radyo dinliyorlarken, bu teknolojiyi kullanan bazı şarkılar duyduğumdan eminim.
Hace dos semanas, algunos empleados estaba oyendo la radio y escuché algunas canciones que estoy seguro utilizaron la tecnología.
Ama şarkıyı duyduğunda Reid'e söyledin ve ondan bu konuyu yazmasını istedin öyle mi?
Pero tu oíste la canción, le dijiste a Reid y él quería escribir sobre eso.
Bu parayı kazanmak için, kaç tane şarkı yazmak zorunda olduğumu biliyor musun?
¿ Sabes cuántas canciones tengo que escribir para ganar todo ese dinero?
Sophie'me sarkıntılık eden azgın erkek bu mu?
¿ Este es el semental que estuvo tocando a mi Sophie?
Um, ve bu yüzden yaptım... ( Homurdanan "alfabe şarkısı" ) ♪ "e", "f" ve "g" ♪
"e", "f", y "g"
Bu gerçekten çok hoş bir şarkı.
Esa es una canción muy bonita.
Tamam, bu güzeldi ama bir kez daha deneyelim şey gibi, salve parentis, şarkı söylüyormuşsun gibi olsun istersen, tamam mı?
Vale, eso fue muy bueno, pero intentémoslo una vez más como salve parentis, casi puedes cantarlo si quieres, ¿ de acuerdo?
Bir hikaye anlatan şarkılar yazmak istiyordum. Bu da bence country müzikle olur.
Quería escribir canciones contar una historia, y para mí ahí es donde la música country vive.
Bu kadar içli şarkıları hayatınızda duymamışsınızdır.
Uno nunca ha oído algo tan conmovedor en el mundo.
Bu şehir şarkıcı - şarkı yazarlarını sevmez. Şarkı yazarlarını ve şarkıcıları severler.
A la ciudad no le gusta los cantantes-compositores, le gusta los compositores y los cantantes.
Şarkı yazarları şarkılarını başkalarına verdiğinde bu makine çok daha iyi çalışıyordu.
Tim, por aquí! Así toda la máquina trabaja mejor cuando los escritores fueron convirtiendo en canciones, y, tus sabes, realmente grandes cantantes estaban grabando. Earle :
şarkı 121
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkı söylüyorlar 17
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkı söylüyorlar 17
şarkıcı mı 16
şarkı söyleyin 16
bu sabah nasılsın 16
bu sabah 343
bu saçmalık da ne 22
bu sana 142
bu sana ders olsun 23
bu sadece bir oyun 48
bu saçmalık 450
bu sayede 46
şarkı söyleyin 16
bu sabah nasılsın 16
bu sabah 343
bu saçmalık da ne 22
bu sana 142
bu sana ders olsun 23
bu sadece bir oyun 48
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu şartlar altında 79
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sabah geldi 27
bu sahte 24
bu sadece bir başlangıç 18
bu saçma 71
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu şartlar altında 79
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sabah geldi 27
bu sahte 24
bu sadece bir başlangıç 18
bu saçma 71