Bu çok doğru translate Spanish
1,157 parallel translation
Bak bu çok doğru. Hatta bir gün...
Es la mera verdad.
Bu çok doğru.
Eso es muy cierto.
Bu çok doğru bu koşullar altında gerek yok. Üzücü bir dava, ama oldukça net bir tane Mercek yüksekte.
Eso es muy cierto, no es necesario bajo las circumstancias es un caso triste, pero uno muy claro la presiòn es alta tenemos buen tiempo.
Bu çok doğru. - Evet, Ben-
Eso es verdad.
Bu çok doğru.
Eso es verdad.
Ve bence bu çok doğru.
Y creo que eso es verdad.
- Bu çok doğru. Seni çok kullandım.
Es verdad, te usé mucho.
Bu çok doğru.
Eso es cierto.
Fazladan itibar kazanır Çünkü bu çok doğru
Tiene mucho a su favor, porque es cierto
Şu kapıdan içeri adımını attığından beri sana iyi davranmak için iki büklüm oldum. Bu çok doğru.
Traté de ser amable desde que llegaste.
Evet bu çok doğru.
Eso es muy cierto.
Bu yüzden beni affedin ama tartışacak çok az şey olduğu doğru değil.
Así que perdóneme, Sr presidente pero no es cierto que tenemos poco que discutir.
- Bu çok önceden kalma. Bu doğru, 200.
Se los debía hace mucho tiempo.
Doğru ama bu çok küçük bir ihtimal.
Sí, pero las probabilidades están a tu favor.
Bu evliliğin yapılmasına itirazı olan varsa,... şimdi konuşsun, ya da sonsuza dek sussun. Çok doğru!
Si hay alguien que se oponga a esta unión que hable ahora o que calle para siempre.
Duygusal olmadığını söylüyor. Bu doğru değil. Çok duygusal bir adam.
Dice que no es sensible, pero no es verdad.
Bu kadar çok valizle yolculuk yapmak doğru değil.
Esa bolsa es un error!
Bir yerlerde bir gezegende buna uygun, doğru bir estetik anlayışı olmalı. O gezegende pürüzsüz ciltleriyle bütün o gençler korkunç derecede çirkin sayılırken bu sarkık cilt, kırışıklar, kırmızı lekeler aklın izi değil mi? Çok güzel, hatta seksi.
Tiene que haber un planeta con la estética justa, donde las caras lisas sean horrendas y estos... pliegos y arrugas y granos... bien, son sabiduría, son bellas e incluso ¿ sexies?
benim için özel olan kişiler, bu çatı altındakiler bu doğru. hayatında bir çok özel kişi olacak.
Todos los que son especiales para mí están bajo este techo. Es verdad. Ahora, tendrás montones de personas especiales en tu vida.
Doğru, haklısın, bu hala çok önemli bir konu.
Tenías razón, ahí está el Mayor.
Şimdi bu başlığı Karen gibi siz giyiyor olsaydınız bu size çok doğal gibi gelecekti çünkü başınızı çevirdiğinizde dünya doğru şekilde hareket ediyor görünecek.
Este casco proporciona una experiencia muy natural, pues responde a cada giro de la cabeza.
Çok konuştukları doğru, ama bir şey söylüyorlar mı, bu başka bir konu.
Hablan mucho, que digan algo o no es otra cuestión.
Picasso'nun söylediği bu şey çok doğru.
Eso dijo Picasso.
Geçmişte, kadınların genellikle güçsüz ve ikinci sınıf olduğu düşünülürdü. Ama çok uzun zamandır bu doğru değil.
Antes, a la mujer se la veía débil e inferior pero hace bastante tiempo que eso ha cambiado.
Bu çok önemli. Aynı zamanda elini o kadının başının arkasına koyarsın. Aşağı doğru sertçe bastırırsın.
Al mismo tiempo, pones la mano sobre la cabeza de la chica... y le empujas la cabeza hacia abajo, entre tus piernas.
Bugün çok güzel vakit... geçirdim, mecbur kalmış olsanda bu doğru.
La pasé de maravillas hoy... aún cuando hayas estado obligado a hacerlo.
Bu kadar yakın olmamız beni çok rahatlattı ama Çin su işkencesine de bu kadar yakın olmam beni çok korkuttu çünkü doğru altı insanla bunu yapabilirsin.
Me reconforta saber que estamos tan próximos, aunque también me parece una tortura china, porque tienes que encontrar a las seis personas para lograr la conexión.
Ve bu kadar emek sarf ettiğin her şey... Çok emek sarf ediyor, doğru. ... bir bir gerçekleşiyor.
Y todo por lo que trabajaste se hace realidad.
Teorik olarak bu doğru ama bu seviye de bile çok tehlikeli bir sinirsel geri tepmeyi tecrübe ediyorsun.
Eso es teóricamente cierto, pero incluso a este nivel, ya experimenta reacciones neurales peligrosas.
Başka türden işlere de yöneldim ama onları da sürekli cinsellikle bağdaştırıyordum. Bu yüzden pornografiye yönelmek çok doğru bir karardı.
Pasé por otros trabajos, pero siempre los sexualizaba... así que encontrar la pornografía fue lo correcto.
Bir maymun bu sınava girse ve onu sadece B ve C'leri işaretlemesi yönünde eğitseniz... muhtemelen sadece A ve D'leri işaretlemesinden daha çok doğru yanıt verirdi.
Si un mono tomara este examen y fuera entrenado para poner sólo respuestas de B y C... probablemente acertaría más que si él escogiera A y D.
Bu yoldan ayrılma ve bu yolda doğru dürüst yürü. ... ve her şeyden önemlisi çok çalış.
Sigue tu camino, síguelo bien, y sobre todo, trabaja bien.
Bu cihazın doğru ellerde olması çok önemli.
Es muy importante que este aparato permanezca en las manos adecuadas.
Evet bu doğru ama bir anlam çıkarmak için çok iyi.
Sí, es verdad. Pero hace algo mejor que tener sentido.
Bu çok dogru. - Evet, Ben-
Eso es verdad.
Bu çok dogru.
Eso es verdad.
Bu doğru! Doğru! Çok gerzeğiz.
Es verdad, somos tan aburridos.
"yanlış mantık" dediniz ama, bana çok doğru geldi bu.
Usted dijo : "Lógica falsa". Pero a mí me pareció normal.
Sana çok değer veriyorum ama bu doğru değil.
Escucha, te tengo mucho cariño. Pero esto no está bien.
O çok güzel. Bu doğru.
Es verdad.
Dolores benim çok iyi bir bayan arkadaşım, Vic. Ve bu ona yapılacak doğru davranış şekli değil.
Delores es una señorita muy respetable amiga mía, Vick, y no creo que ese sea modo de tratarla.
Çok saçma bu. "Kamyon sürmek" mi? Yani, doğru söyle.
Esto es ridículo. ¿ "Conduje un camión"?
Tanrım, umarım bu doğru numaradır. Kulağa çok kötü geliyor.
Dios, espero que este sea el número correcto.
Özellikle de Mr Wickham'la ilgili olanlara, Doğru olsaydı çok üzüntü yaratacak olan tamamıyla asılız bu suçlamaları, ancak ailemle olan ilişkisini açıklayarak çürütebilirim.
En particular en lo que refiere a Mr Wickham, lo cual de ser cierto, sería verdaderamente cruel, pero carece por completo de fundamentos, y que únicamente puedo refutar exponiéndole cuál es su conexión con mi familia.
Çok doğru, Komutan, fakat ben bu değişimlerin tektonik hareketlenmeler olduklarına pek inanmıyorum.
Es cierto, Comandante, pero yo no creo... Que exista alguna actividad tectónica por aquí...
Bu doğru değil. Kendisi çok cesur bir savaşçıydı ve sen onu sırtından bıçakladın.
No es cierto, era un guerrero valiente y tú lo apuñalaste por la espalda.
Doğru zamanı bekleyelim istiyorum çünkü bu çok önemli bir olay. - Biliyorum.
Quiero esperar el momento adecuado, porque esto es algo muy importante.
Geldiğimden beri, bir arkadaş olarak bana çok iyi davrandınız. Bu nedenle duygularımı sizden saklamayı doğru bulmuyorum.
Aún cuando me he sentido muy bien, como una amiga, desde mi llegada... no me parece honroso esconderme de ti.
Ayrıca çok da yakışıklı olduğunu söylemişti. Bu kısmı doğru görünüyor.
También me dijo que eras muy guapo y eso es verdad.
Çok hayat dolu... gerçekten, doğru kelime bu.
Enérgica... ésa es la palabra justa.
Biliyor musun bu ne kadar latinumdur? Çok. Doğru.
- De acuerdo, tiras.
bu çok güzel 567
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok zor 90
bu çok 150
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok zor 90
bu çok 150
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok fazla 165
bu çok doğal 48
bu çok para 46
bu çok güzeldi 52
bu çok ilginç 132
bu çok kötü oldu 29
bu çok komik 209
bu çok eğlenceli 50
bu çok kolay 78
bu çok saçma 642
bu çok doğal 48
bu çok para 46
bu çok güzeldi 52
bu çok ilginç 132
bu çok kötü oldu 29
bu çok komik 209
bu çok eğlenceli 50
bu çok kolay 78
bu çok saçma 642
bu çok önemli 351
bu çok iğrenç 62
bu çok kötü 494
bu çok tuhaf 143
bu çok gülünç 58
bu çok tehlikeli 167
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16
bu çok iğrenç 62
bu çok kötü 494
bu çok tuhaf 143
bu çok gülünç 58
bu çok tehlikeli 167
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16