Bu çok fazla translate Spanish
5,536 parallel translation
Bu çok fazla çalınmamış.
Esto no se ha tocado mucho.
Haklısın, bu çok fazla.
Tienes razón, es demasiado.
Bu çok fazla. Şimdi, siz gençlere bir özür borçluyum.
Eso es demasiado.
Bu çok fazla oldu, değil mi?
Eso fue demasiado, ¿ no?
- 75 insan gelecek, bu çok fazla puf eder.
Ya sabes, solo... son 75 personas. Eso... Eso...
Bu çok fazla.
Es demasiado.
- Bu çok fazla. - Hayır.
- Es demasiado.
Bu çok fazla.
Son demasiadas.
Bu çok fazla.
¡ Es demasiado!
Bu günlerde bu çok fazla olmuyor.
Sucede muy poco en estos días.
Jane, bu çok fazla. Fazla güzel.
Jane, esto es demasiado.
Bu çok fazla değil Bir insan nüfusu sorunu. Bir insan yeme-hayvanlar var Nüfus konusu.
Este menor de un tema de la población humana sino más bien una "comer animales humanos" cuestión de la población.
Hayır, bu çok fazla!
No, ¡ eso es demasiado!
Aria, bak, bu açığa çıkarsa çok fazla üzüleceksin.
Aria, mira, si esto sale a la luz, va a herirte a ti también.
- Bu çok fazla.
Eso es mucho.
Önceden bu kasabaya çok fazla turist gelip giderdi.
Todos los turistas utilizan para rodar dentro y fuera de esta ciudad.
Bu konular hakkında çok fazla şey bilmiyorum.
Yo no sé mucho de estas cosas.
Ben ölebilirim! Ama benim gibi bu bölümde çok daha fazla olacak!
El departamento entero te insulte en las calles.
Bu konuda çok fazla endişelenmene gerek yok! " " Sen bulamazsınız Benden daha iyi bir oğul. "
"Usted nunca encontrará a un hijo-en-ley tan increíble, en cualquier lugar, siempre!"
Sevdim. Bu işi çok fazla...
A que cometa muchos...
- Orada çok fazla kalırsan aynı anda çok şeyi düşüneceksin ve bu akıl sağlığına hiç iyi gelmeyecek.
Te quedas demasiado allí, piensas demasiadas cosas al mismo tiempo, eso es malo para tu salud mental. Es bueno saberlo.
Modesto'lu bu taşralıları aşmak için çok fazla yol kat ettik.
Es que... hemos llegado muy lejos para ser un par de paletos de Modesto, ¿ verdad?
Bu gece çok fazla içmeyeceğim.
prefiero no beber nada.
Sanırım çok fazla içmişim ki bu aşırı neşeli hâlime bürünmüşüm.
Ops. Y bebí un poco mucho hasta donde me siento como si estuviera debajo de esta manta de apática euforia.
Amerika'da 5 bini askin tarikat oldugunu biliyor musun? Bu cok fazla.
¿ Sabes que hay como 5.000 sectas en Estados Unidos?
Bu kadar büyük bir izleyici kitlesi varken ve herkesin evinde oyunu izlediğini biliyorken... Ümitlerini sana bağlamışlar ve öyle hissediyorum ki... ortada çok fazla şey var.
Cuando tienes una audiencia tan grande y sabes que todos están en casa mirando la partida... tienen sus esperanzas depositadas en ti y siento que... hay mucho en juego.
Özellikle yavaş başladığınızda bu gerçekten, gerçekten yapması çok zor bir iş ama gelecekte bir şeylerin olacağını biliyorsunuz ve bunun için çok fazla zamanınızı ortaya koyuyorsunuz ve onlar size sürekli diyor ki, "Gerçek bir meslek edinmelisin."
Es muy muy difícil, especialmente cuando empiezas despacio pero sabes que puedes llegar a algo en el futuro e inviertes mucho tiempo en ello, mientras ellos continúan diciéndote : "Deberías buscar un trabajo de verdad".
Bu kadar zaman boyunca, polislerin tüm dikkatine ve baskısına rağmen çoğunuzun çok fazla çabaladığını biliyorum.
Sé que estos han sido tiempos difíciles para muchos de vosotros, con toda la atención de las autoridades y de la prensa.
Oliver, geçtiğimiz beş haftada bu herifi bulmak için kendini çok fazla zorladın.
Oliver, por el pasado cinco semanas de empujar a ti mismo bastante duro en busca de este tipo.
İkimizin de bu konuda konuşmaması için çok fazla sebep var.
Nos han pasado demasiadas cosas como para no hablar de esto.
Bu ülkede çok fazla kalmışsın.
Llevas mucho tiempo en este país.
Evet ama bu sefer çok fazla kişisel oldu değil mi?
Sí, pero esta vez se convirtió en demasiado personal, ¿ no?
Hayır, bir sürü velinin çok fazla kederlenmemesi için işlemiyorum. Bu yüzden ben sadece öğrenmeye hevesli gördüğüm öğrencilerle ilgilenirim ve Emily'de onlardan biriydi.
No, no sin mucho revuelo de ciertos padres, pero, ya saben, procuro dejar entrar sólo a estudiantes que creo que podrán manejarlo, y, uh, Emily podía.
Sen resmen tanıdığım en iyi kişisin. Ve seni değiştirebileceğimi düşününce bu ilişkinin bana çok fazla katkısı oluyor ama sana hiç yeterli değil.
Eres literalmente la mejor persona que he conocido, y pensar que podría cambiarte me da demasiado crédito y a ti no el suficiente
Bu etkinliği düzenlemek için çok fazla bağış topladık.
Hay un montón de tareas cuando se organizan estos eventos.
Bu cüppelerde çok fazla cep oluyor.
Es que estas casullas tienen muchos bolsillos.
Çünkü bu ara çok fazla büyürlerse, taşıması pek kolay olmayabilir.
Porque si crecen mucho aquí dentro, tal vez no se trasplanten bien.
Çok fazla endişe etmiyorum bu konuda.
Yo no me preocuparía tanto.
İhtiyaçlarından çok daha fazla sayıda avukatları da mevcuttu. Bu durumu anlamak mümkün, zira zaman zaman karşılarına saati 500-700 dolar olan avukatlara sahip şirketler, Rus hackerlar çıkardı.
Entonces, sabes, puedes imaginarte todo tipo de casos que serán realmente difíciles de llevar adelante porque tendrás criminales en Rusia o tendrás gente de una corporación que contarán con abogados de 500 o 700 dólares la hora trabajando contra ti, entonces aparece este caso de un chico
Bu kadar kısa sürede çok fazla yerde çalışmış.
Muchos lugares de trabajo en poco tiempo.
Çok fazla yükü var, bu yük sen oluyorsun.
Tiene demasiado equipaje, el equipaje eres tú.
Çalıntı sanat eserlerinin satışı çok uzun sürebilir bu yüzden adamlarımızın elinde çok fazla sanat eseri olduğunu düşünüyoruz dünkü soygundan yürüttükleri tablolar da dahil.
El arte robado puede tardar mucho en venderse así que sospechamos que tiene almacenada gran cantidad de arte incluyendo los cuadros del golpe de ayer.
Aslında taşımak için çok fazla bu.
En realidad, es demasiado para traerlo solo.
Çok üzgünüm ama bu mal iade edilemez. Dış ortamla fazla temas etmiş.
Lo siento mucho, pero este artículo no se puede devolver una vez que ha sido expuesto a los elementos.
Bu şehirde çok fazla kaptan var.
Hay demasiados capitanes en este pueblo.
Bu yüzden, sana da çok fazla değer veriyorum.
Y por eso, también me preocupo mucho por ti.
Bu anlamak için çok fazla.
Esto es... mucho que asimilar.
Bu çok mu fazla?
¿ Esto es demasiado?
Korkarım çok fazla tatlı ve içecek aldı, bu yüzden çok üzgünüm.
Me temo que ha comido una tonelada de caramelos y bebidas horribles, lo siento.
Teşkilatımız geçen seneden bu yana çok fazla kayıp verdi.
La agencia ha sufrido demasiadas pérdidas en el último año.
Görünüşe göre evimin önünde çok fazla zaman geçiriyorsun ve bu her ne demekse hiçbir şey demek değil.
Claramente, has estado pasando mucho tiempo frente a mi casa, y cualquiera que sea esto que está sucediendo... que no está sucediendo...
bu çok güzel 567
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok doğal 48
bu çok para 46
bu çok güzeldi 52
bu çok doğru 46
bu çok ilginç 132
bu çok kötü oldu 29
bu çok komik 209
bu çok eğlenceli 50
bu çok kolay 78
bu çok kötü 494
bu çok para 46
bu çok güzeldi 52
bu çok doğru 46
bu çok ilginç 132
bu çok kötü oldu 29
bu çok komik 209
bu çok eğlenceli 50
bu çok kolay 78
bu çok kötü 494
bu çok önemli 351
bu çok iğrenç 62
bu çok saçma 642
bu çok tuhaf 143
bu çok gülünç 58
bu çok tehlikeli 167
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16
bu çok iğrenç 62
bu çok saçma 642
bu çok tuhaf 143
bu çok gülünç 58
bu çok tehlikeli 167
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16