Bütün bunlar ne için translate Spanish
179 parallel translation
Shinza, bütün bunlar ne için?
Shinza, ¿ de qué va todo esto?
Bütün bunlar ne için?
¿ A qué viene esto?
Ama bütün bunlar ne için?
¿ Pero para qué es?
- Bütün bunlar ne için?
- ¿ De qué va todo ésto?
Bütün bunlar ne için?
¿ Y eso qué me va a abrir?
Şimdi... bütün bunlar ne için, bana söyleyecek misin?
Ahora... ¿ me dirá de qué se trata esto?
Affedersin, bütün bunlar ne için?
Perdone, ¿ a qué viene todo eso?
Bütün bunlar ne için, biliyor musun?
¿ De qué va todo esto?
Bütün bunlar ne için?
¿ De qué sirve todo esto?
- Bütün bunlar ne için?
- Pero, vaya, esto... - No, no se preocupe.
Batı'daki bütün kızıIderilileri... yok etme planları yapacağız diye canımız çıkıyor, ve bütün bunlar ne için?
Nos tomamos la molestia... de cargarnos hasta el último indio del Oeste y ¿ para qué?
Bütün bunlar ne için?
Y todo esto ¿ para qué?
Afedersiniz efendim, bütün bunlar ne için?
Disculpe. ¿ Para qué es esto?
Bütün bunlar ne için?
¿ Para qué era?
- Bütün bunlar ne için?
- ¿ Qué pasa?
Bütün bunlar ne için?
¿ De qué se trata?
Bütün bunlar ne için?
¿ Para qué es esto?
- Anlamıyorum, bütün bunlar ne için?
- ¿ No entiendo, todo esto, para qué?
Bütün bunlar ne için?
¿ Qué es todo esto?
- Bütün bunlar ne için büyükbaba?
- ¿ De qué se trata todo esto, abuelo?
Bütün bunlar ne için?
¿ Para qué?
Neelix, bütün bunlar ne için?
Neelix, ¿ a qué viene esto?
Bütün bunlar ne için?
¿ A qué viene todo esto?
Bütün bunlar ne için?
Que es todo esto?
Söyler misiniz, bütün bunlar ne için?
¿ Puede contarnos de qué se trata?
Isabel, Bütün bunlar ne için?
Isabel, ¿ de qué se trata esto?
Bütün bunlar ne için?
¿ Qúe pasa?
- Bütün bunlar ne için?
- ¿ Aqué viene todo esto?
Bütün bunları hak etmek için ne yaptım?
¿ Qué hice para merecer esto?
Bütün bunlar için ne diyeceksin Widgren?
Bien... ¿ Qué tiene que decir?
Bütün bunları senin için yaptığımı ne zaman anlayacaksın?
¿ No ves que lo hago por tu bien?
Bütün bunlar okuyucu için ne anlama geliyor?
¿ Qué significa todo eso para el lector?
Bütün bunlar ne? Buraya uçak için bir sürü adam geldi.
Han venido hombres de la compañía aérea,...
Bütün bunların sadece seni korkutup kaçırmak için sahnelendiğini öğrenmekten daha çok ne isterim.
No hay nada que desee más que averiguar... que todo esto es tan sólo un montaje para asustarte.
Bak, bütün bunları kaybetmenin semin için ne kadar güç olduğunu biliyorum, benim için olduğundan çok daha güç, çünkü ona hiç sahip olmadım.
- Sé Io dificil... que Ie resultaría perderlo todo. Mucho más que a mí. Nunca he tenido nada.
Adamlar adına vali yardımcısına ve size ifade etmek istediğim şey, müdür bey, ve öğretmene, ve diğer seçkin konuklara... ve oradaki tüm yasalara sadık insanlara... bütün bunların biz buradkiler için ne çok şey ifade ettiği.
Me gustaría decirle al teniente gobernador, y a usted, Director, a la maestra y a los otros distinguidos invitados y a todos los ciudadanos honrados que están ahí fuera, cuánto significa esto para los que estamos aquí dentro.
Tamam, benim için tamam ama bütün bunların Cathy'ye ne yaptığı konusunda fikir edinebilirsin.
No me molesta. Pero deberías pensar... en cómo afecta todo esto a Cathy.
Bak ne diyeceğim, bütün bunlar bitince, en güzel elbiseni giy, ben de seni Tik Tak'a götüreyim, bütün gece boyunca dans etmek için, horozlar ötene kadar.
Te diré qué haremos, cuando todo esto termine... te pondrás tu vestido más bonito... y te llevaré a bailar al Tictac toda la noche.
Bütün bunların ne için olduğunu sanıyorsun?
¿ O qué creen que es todo esto?
Bize getirdiğin bütün ilaçlar için sana minnettarız zaten, ama bunlar da ne?
Te agradecemos las medicinas... -... pero ¿ qué es esto?
- Maurice hayatın, bütün bunları çekmeyenler için ne kadar kolay olduğunu düşün.
- Maurice... piensa cómo la vida es fácil para las personas que no tienen que pasar por todo esto.
- Peki bütün bunlar için ne yapıyorsun?
- ¿ Qué te hacen hacer con todo esto?
Senin gibi bir adam bütün bunları alabilmek için ne iş yapıyor olabilir?
¿ Qué hace un hombre como usted... para tener todo esto?
Bütün bunlar ne için?
- ¿ De qué va todo esto?
Bütün bunlar ne için?
¿ Para qué es todo esto?
Adamım hayatın boyunca insanlara iyi davranmaya çalış, yüzlerine vurmamak için zor sabret, ne içindi bütün bunlar?
Caray, uno vive su vida intentando ser bueno con los demás luchando contra el impulso de golpearles la cara, ¿ y para qué?
Tartışmanın, iyiliği için, bütün bunların doğru olduğunu farz edelim. Sırada ki ne?
Digamos que es cierto. ¿ Y ahora, qué?
Bütün bunlar için ne kadar para alacaksın?
¿ Cuánto te darán por esto?
Bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum, ama bütün bunları geçmişte bırakmalısın.
Entiendo lo difícil que es para usted, pero debe olvidar el pasado.
Evet, endamlı cesedini geri çalmak için hayatımı riske ederken vücudumun içinde yaşamana izin vermemden... ve bütün bunlar olurken Gabrielle'in Zeyna'yı ne kadar özlediğiyle ilgili sızlanmasına ve günde 24 saat ağlamasına katlanmaktan başka hiçbir şey.
- ¿ Sí? Sí, nada excepto dejar que vivieras dentro de mi cuerpo mientras arriesgaba mi vida para robar tu bien proporcionado cadáver y mientras tenía que aguantar a Gabrielle quejándose y llorando las 24 horas del día por cuánto extrañaba a Xena.
Bütün bunların olmaması için elimden ne geliyorsa yaptım.
Quiero que sepas que hice Io posible para evitar esto.
bütün bunlar 64
bütün bunlar da ne 26
bütün bunlardan sonra 25
bütün bunlar ne demek oluyor 23
bütün bunların anlamı ne 26
bunlar ne için 23
ne için 2038
ne için mi 19
ne için bekliyorsun 17
ne için bu 20
bütün bunlar da ne 26
bütün bunlardan sonra 25
bütün bunlar ne demek oluyor 23
bütün bunların anlamı ne 26
bunlar ne için 23
ne için 2038
ne için mi 19
ne için bekliyorsun 17
ne için bu 20