Cinayetler translate Spanish
1,711 parallel translation
Asıl mesele, öldürmek olmayabilir. Cinayetler, onun gerçekten istediği şeyi elde etmekte bir araç olabilir.
Quizá las muertes no sean el objetivo, sino el medio para obtener lo que quiere.
Hayal bile edemeyeceğin cinayetler gördüm.
He visto más muerte... de la que puedan imaginar.
Neden bu cinayetler adalete kavuşmadı?
¿ Por qué no llevan a los asesinos ante la justicia?
Buradaki cinayetler polislerin umurunda değil ki.
A los policías no les importan los asesinatos de este barrio.
Soğukkanlılıkla işlediğim ilk cinayetler sırasında titriyordum.
Temblé la primeras dos veces en que maté a sangre fría.
Neden seni öldürmüyor da seri cinayetler işliyor?
¿ Por qué no matarte? ¿ Por qué andar comportándose como asesino en serie matando a todos estos degenerados?
Bir süre sonra bu cinayetler artık ona yeterli gelmeyecektir.
Después de un tiempo, salirse con la suya no es suficiente.
Ve bu cinayetler bana kötü giden bir gizli operasyonun temizliği gibi geldi.
Y esas muertes parecen un tipo de "limpieza" Una especie de operación secreta que salio mal.
Ve bu onun cinayetler zincirinin son halkasıydı.
Y ese fue el final de una larga cadena de asesinatos.
Yollarda işlenen soygun ve cinayetler hakkında bir sürü haber okudum.
Leí sobre autoestopistas atacando conductores, robando... ¿ Dónde?
Cinayetler onun gelmesiyle başladı.
Los asesinatos comenzaron a su llegada.
Hatta tüm cinayetler şehrin doğu yakasında işlendi.
Además todos los asesinatos fueron en el área este.
Sen kitabın dışına çıktın evlat, yetkisiz cinayetler, satılan sırlar.
Te descontrolaste, hijo. Asesinatos sin autorizar, venta de secretos.
Kiralık cinayetler.....
¿ Asesinatos a sueldo?
Hâlâ o cinayetler yüzünden mi peşimdesiniz?
¿ Aún está tras de mi por esos homicidios?
Görünüşe bakılırsa, seri cinayetler işlemeye başlamadan önce dişlerini törpülemiş.
Afiló sus dientes como colmillos, inició una ola de asesinatos.
Cinayetler için lanet olası şerif bir çocuğu tutuklamış.
Ese maldito alguacil arrestó a un muchacho por los asesinatos.
Toplumun saygıdeğer bir üyesi ve başarılı tanınmış bir doktorun böyle cinayetler işleyebilmesi insanları şok etmiş olsa da
El sentimiento general aquí es de alivio...
Bu cinayetler, neden amonyum hidroksit?
Estos asesinatos - ¿ por qué el hidróxido amonico? Es una manera rara de matar a alguien.
Başka gezegenden gelen bir gezgin gizli bir cemiyet, seri cinayetler.
Un viajero de otra galaxia. Una sociedad clandestina, una serie de asesinatos.
Yeğenin cinayetler sırasında doğmuş.
Tu sobrino nació durante los homicidios.
Bush birinci derece cinayetler için idamı destekliyor.
Bush apoya la pena de muerte para asesinatos en primer grado.
Bir, cinayetler önceden tasarlanmış, Belirgin bir şablon oluşturmaktalar, özellikle idamlara benzeyen...
Una, los asesinatos son claramente premeditados siguen casi idénticos patrones... ejecuciones, casi.
İşlenen suçlar, cinayetler, onca güç.
Todo el crimen, los asesinatos, ¡ debido a las habilidades!
İşlediğin cinayetler yüzünden Charlie Crews'in 12 yıla mahkum olması, seni rahatsız etmedi mi?
¿ No le importa que Charlie Crews haya estado 12 años preso por los asesinatos que usted cometió?
Cinayetler?
¿ Asesinatos?
- Evet. Cinayetler dar kesici bir aletle işlenmişti.
si, fue un instrumento delgado y romo.
Beşinci ve kimliği belirsiz kurban bugün Hoffman'ın evinde bulundu. Gizli görevde çalışan NCIS ajanı tarafından vurularak öldürülünce başkent civarındaki asker eşlerinin öldürüldüğü seri cinayetler son buldu.
Una quinta víctima, todavía no identificada, fue encontrada esta tarde en casa de Hoffman que fue asesinado a tiros por una agente encubierta del NCIS terminando con una serie de brutales asesinatos de esposas de militares que se encuentran en la guerra.
Cinayetler iki aydır meydana geliyordu. Ve her olayda- - - Barmenle ben konuşayım.
Los asesinatos tuvieron lugar durante los últimos dos meses guau
Bu cinayetler eserlerimdekilere benziyor.
Esos asesinatos son como mis propias creaciones.
Ayine benzer cinayetler yapılsa bile mi?
¿ Incluso si resulta que es un sitio donde hay asesinatos ritualistas?
Pelerinli bir Azrail ve yaklaşan cinayetler hakkında bir şeyler.
Algo sobre más asesinatos por venir y una figura vestida de La Muerte.
Ya işlenecek cinayetler?
¿ Y los futuros asesinatos?
Bayan Pensall, kabul etmeden evvel size cinayetler işlendiğini hatırlatayım.
Ahora, antes de que esté de acuerdo, Srta Pensall, Debo advertirle, han habido asesinatos.
Belki ilkel beceriler. Ancak bu cinayetler usta bir elden çıkma.
Habilidades rudimentarias, quizás, pero éstos asesinatos han desplegado una mano experta.
- Dedektif Taylor, cinayetler birbirine bağlantılı mı?
Detective Taylor, están conectados esos asesinatos?
- Dedektif Taylor, cinayetler bağlantılı mı?
¿ Detective Taylor, están relacionados estos homicidios? Sin comentarios.
- Tüm cinayetler gündüz işlenmiş.
- ¿ Qué es lo que sabemos? - Los asesinatos ocurrieron al mediodía.
Zor bir iş olduğunu biliyorum ama cinayetler gün ortasında işlendi.
Comprendo que es una posibilidad remota pero estos tipos, atacan a mediodía.
Bölgelerinizdeki insanlarla konuşup ipucu arayın ve rasgele cinayetler olmaması için dua edin.
Hablen con la gente de sus recorridos. No ahorren energía y rueguen porque este asunto no sea aleatorio.
Tüm cinayetler bir köprünün ya da tünelin yakınında gerçekleşti.
Todos los homicidios se ejecutaron cerca de un puente o un túnel.
Sadece bir karışıklık olduğunu düşünmüştük. Sonra cinayetler oldu.
Supusimos que sólo era un malentendido y luego ocurrieron los asesinatos.
Cinayetler devam etti. Üç yıl geçti. Hayatım çok karanlıktı.
En el pueblo, los homicidios se repetían los años pasaban y mi vida era sombría.
Renard Mahallesinde onunki gibi cinayetler oldu.
Han habido asesinatos como el suyo en Renard Parish.
Tamam, tüm insanların eşit olduğu bir demokrasi de neden bazı cinayetler diğerlerinden daha öncelikli görülüyor ki?
De acuerdo, aquí vamos. ¿ Por qué es que, en una democracia, donde todas las personas son creadas igualmente, algunos asesinatos son tratados como prioridad y otros no?
Başka yere bakmayı kabul edersen bugünkü cinayetler için cevap verilmeyecek ayrıca kaybettiklerinizi geri almanız için de yardım edeceğiz.
Si estás de acuerdo en buscar en otro lugar... Estamos dispuestos a dejar los asesinatos de hoy como están y te ayudaremos a encontrar a quien tomó lo que perdieron.
Bugünkü cinayetler için bana hemen birini versen iyi olur yoksa Tanrı şahidim olsun, o şantaj kutusunun ebediyen küçük Ermenistan'da kalmasını sağlarım.
Será mejor que me des a alguien para echarle la culpa por los asesinatos de esta mañana ahora mismo. O juro por Dios, que me aseguraré de que esa caja de chantajes se quede en Little Armenia permanentemente.
New Jersey ve New York'taki seri cinayetler. Ama onu yakalayamamıştık.
Asesinatos seriales en Nueva Jersey y en Nueva York y nunca lo atrapamos.
Cinayetler ve kundaklamalar bağlantılı.
Los asesinatos e incendios están conectados.
Eşekarısı, cinayetler...
La avispa, las muertes y nosotros.
Cinayetler birbiriyle bağlantılı mı?
¿ Están los homicidios conectados?