Değişiyor translate Spanish
2,915 parallel translation
Kültürümüz değişiyor. Ve buraya da yansıması gerekiyor.
Y eso necesita ser reflejado aquí.
- Şifreler hemen her hafta değişiyor.
- Los códigos los cambian cada semana más o menos.
- Olaylar nasıl da değişiyor.
- Es curioso cómo resultan las cosas.
Her şey bir zincir halinde değişiyor, değil mi?
Todo se duplica desde una cadena, ¿ no?
Üst Düzey Örümcek Adam olma yolunda her şey değişiyor.
Todo cambia en mi camino a convertirme en el Ultimate Spiderman.
Kaç aylığına istediğinize göre fiyatı da değişiyor.
Lo pondre en el sistema para. para saber como a cuantos meses lo quieres, y demas.
Sadece mikrodalgayı. Diğerleri kendiliğinden değişiyor!
Solo la del microondas. ¡ El resto de relojes se cambian solos!
Sürekli değişiyor.
Siempre está cambiando.
Sonrasında olanlar anlatana göre değişiyor.
Lo que ocurrió luego depende de quien cuente la historia.
Bazı şeyler değişiyor.
Las cosas tienen modo de cambiar.
Dünya değişiyor.
Es un mundo diferente.
Bugün, zaman ilerledikçe politik konumlarda sürekli değişiyor.
Hoy, a medida que pasa el tiempo, la situación política cambia continuamente.
Her defasında değişiyor.
Cambia a cada momento.
Ama işler değişiyor, Chummy, yani o da olabilir.
Pero las cosas están progresando, Chummy, así que podría ser.
Sanırım o daktilo, o Alman daktilosu - bu arada yeri gelmişken film boyunca rengi değişiyor ve daktilolar genellikle bunu yapmazlar - bu özel tarihsel olaya bir gönderme yaparak bize ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
que cambia de color en el transcurso de la película, cosa que no es común para las máquinas de escribir, es muy, muy importante como referente de ese evento histórico en particular.
Ama bilirsiniz ya, bu gibi şeyleri tekrar tekrar görünce sizin için anlamları değişiyor.
Pero cuando ves cosas una y otra vez, su significado cambia.
Ayrıca Bill Watson'ın giysileri de değişiyor.
Además, la ropa de Bill Watson cambia.
Pantolonunun desenleri değişiyor.
El estampado de sus pantalones cambia.
Ve eğer o sahneye dikkat ederseniz, Danny ayağa kalktığı zaman halıdaki desenler değişiyor.
Si prestas atención, el estampado cambia cuando Danny se para.
Mel Burke artık değişiyor.
Sí, bueno, Mel Burke está reposicionándose.
Bay Altman doğru yaş, kişiye göre değişiyor.
Sr. Altman, la edad adecuada depende de cada persona.
Değişiyor bir kız şöhret arzusuyla. Ve akılda kalacak bir yüz ve isim uğruna. Ve geçmiş siliniyor.
* Fundido en una chica * * con hambre de fama * * y una cara y un nombre * * para recordar * * el pasado se desvanece * * porque desde hoy *
Sana Andrew ve kız kardeşinin evleneceğini söylüyorum ve plan aniden değişiyor.
Así que te digo que Andrew y tu hermana van a casarse, y el plan cambia de repente.
Sanırım hücrelere giren virüs yüzünden cinsel dürtüler de değişiyor.
Creo que también hay políticas sexuales involucradas debido a la penetración por parte del virus.
- Nasıl her şey bir anda değişiyor. - Mm.
Es increíble cómo cambia el mundo.
Üretilen su miktarı havadaki su ve rüzgarın oranına göre değişiyor.
La cantidad de agua generada depende de la relación calor-viento.
Ama âşık olunca herşey değişiyor.
Pero las cosas cambian cuando te enamoras.
Hem bebek sürpriz olunca ve anne de onu istemeyince durum değişiyor.
Y es un poco diferente cuando el bebé es una sorpresa y la madre no lo quiere.
Havalar değişiyor sonuçta.
El tiempo está cambiando.
Yine de işler değişiyor.
Sin embargo, las cosas van a cambiar.
Değişiyor, değişiyor.
Está cambiando, está cambiando, está cambiando.
Savaşın doğası değişiyor.
La naturaleza del combate está cambiando.
Pelerinden pelerine değişiyor.
Depende de cada capa.
Bunlar değişiyor, değil mi?
Pero todo está cambiando, ¿ no es así?
Obama ilk defa seçildiğinden beri, hepsi değişiyor.
Desde que Obama fue elegido por primera vez, todo está cambiando.
Sanırım ülkemiz gerçekten de değişiyor.
Supongo que este país está cambiando.
Yaşları 25-45 arasında değişiyor.
Las edades se estiman entre los 25 y 45 años.
Devriyeler Kuzey tarafında değişiyor, siz Güney tarafından gideceksiniz oraya kadar araç sürecek ve ön kapıdan gireceksiniz.
Las patrullas serán desplazadas al norte y tú te acercarás por los bosques desde el sur, continúa conduciendo, y entra por la puerta principal.
Sadece bu yolculuğun süresi değişiyor.
Solo difiere la longitud del viaje.
Ve o seçilmiş azınlık sürekli değişiyor.
- Y los pocos elegidos están en constante cambio.
Askerleri haftalar önce rahatlatmalıydı. Ama benim hâlâ mühimmat bekleyen askerlerim var. Biz, mühimmatı cımbızla tedarik ederken siyasi ustaların fikirleri sürekli değişiyor.
Tiene tropas que debían ser reemplazadas hace semanas... y tengo tropas esperando la Ordenanza para que les suministren pinzas... mientras que nuestros políticos cambian constantemente de opinión... sobre enviarlos al frente...
- Bazı şeyler, düşündüğünüzden de hızlı değişiyor.
Esto cambiará antes de lo que cree. ¿ De verdad lo cree?
- Doğum sertifikası da onun için değişiyor.
Y cambio la partida de nacimiento por él.
Aslına bakarsanız burada bazı şeyler değişiyor.
De hecho, las cosas van a cambiar por aquí.
Renkler nasıl değişiyor görüyor musunuz?
Ves como cambian los colores?
Nüfus değiştikçe suç oranı da değişiyor.
A medida que la demografía cambia, también cambian los índices de crímenes.
Dünya değişiyor.
Nuestra cultura está cambiando.
Kadınların rolü değişiyor.
El papel de la mujer va a cambiar.
Ama durum şimdi değişiyor diyebiliriz.
Bueno... cambiado.
~ Tamam dostum. Simdi melodi degisiyor. ~
"Está bien, concilia el cambio."
Hayat değişiyor.
La vida cambia.