Diyorsunuz translate Spanish
5,837 parallel translation
Ne diyorsunuz?
¿ Qué tenéis?
Ama hepiniz Jessica diyorsunuz.
Pero todos se refieren a Jessica.
Ne diyorsunuz baylar,? Bir gün söyleyin?
¿ Qué dicen, si la terminamos por hoy?
İnsanın ne olduğuna dair bir tanım yok diyorsunuz.
Usted dice que no existe una clara definición de lo que es un hombre.
Hep "kurallara uy biz de tv izlemene izin verelim" diyorsunuz.
Ustedes siempre dicen : "sigan estas reglas y le dejaremos ver TV."
Şapkanı çıkart diyorsunuz yani.
Entonces tendré que quitarme el sombrero.
Buna ne diyorsunuz?
¿ Qué le parece eso?
Ama kocalarını böyle bir şerefsizle aldatan o kadınlara masum mu diyorsunuz!
¿ Saliendo a espaldas de sus maridos con un hijo de puta como ése? ¿ Llama a eso inocentes?
Eğitmenlik mi diyorsunuz yani?
¿ Entrenamiento, dice?
Ne diyorsunuz siz?
¡ Navío negro se acerca!
Ne diyorsunuz?
¿ Qué?
Evet... bazı hırsızlıklar yapmış... nasıl diyorsunuz siz... çoğunlukla önemsiz şeyler.
Sí... ha robado algo... cómo se dice... casi nada.
Oğlunuza tasma takarsanız, ben de hapse tıkarak size tasma takmam, ne diyorsunuz?
Así que, ¿ qué me dice si pone una correa a ese hijo suyo y yo no le pongo una correa a usted mandándola a la cárcel?
Siz kendinize izci mi diyorsunuz?
¿ Se hacen llamar exploradores?
- Fikrini değiştirmiş, ne diyorsunuz?
- Señoría, ¿ qué dice?
Ne diyorsunuz Mösyö?
¿ De qué estáis hablando, Monsieur?
Buna güvenli mi diyorsunuz?
¿ Y esto es seguro?
- Parayı mı diyorsunuz?
- ¿ Se refiere al dinero?
Ben sanattan anlıyorum. Neden sürekli böyle diyorsunuz ki?
Si que entiendo de arte. ¿ Por qué dicen eso?
Oh, Tessandrayı diyorsunuz.
Debes referirte a Tessandra.
Doğru diyorsunuz, aptallar.
Así es, tontos.
Siz Amerikalılar nasıl diyorsunuz?
¿ Cómo dicen ustedes los norteamericanos?
Siz polisler başka bir şey mi diyorsunuz?
¿ No es así como le dicen?
Ve sonra diyorsunuz ki...
- Y entonces dice...
- Ne diyorsunuz?
¿ Qué quiere decir?
İngiliz seferi kuvvetlerine ne diyorsunuz?
¿ Y qué hay de una fuerza expedicionaria británica?
Neler diyorsunuz?
¿ Qué dices?
Siz buna aşk mı diyorsunuz?
¿ Esto es amor?
Kurtarma ekibi mi diyorsunuz buna?
¿ Llamas a esto un grupo de rescate?
Nasıl diyorsunuz sidik yarıştırmak isterlerse.
- ¿ Cómo se dice? ¿ El juego del gallina?
Ne diyorsunuz yani, öylece taraf değiştirdi, Dryden ne isterse yapıp saldırıyı mı gerçekleştiriyor?
Así que ¿ dices que cambia de bando, sigue las órdenes de Dryden, y lleva a cabo la emboscada?
Serbest yüzme mi diyorsunuz buna?
¿ Eso es lo que llamamos estilo libre?
O da bizim gibi sıcaklıkla mı karşılandı diyorsunuz yani?
¿ Supongo que también fue recibido con una calurosa bienvenida?
Yani diyorsunuz ki, biz birbirimize öğretmeliyiz.
- Enseñe a nosotros mismos?
Kibar mı? ! Bize pay vermemeye kibarlık mı diyorsunuz siz?
¿ Ustedes lo llaman clase para que no nos den nada?
Doktor, ses tonumun kusuruna bakmayın ama efendim siz kimsiniz de milyonlarca anne, baba oğul ve kızları bir anda kaybolan Amerikan halkına bu bir mucize değil diyorsunuz?
Doctor, perdone mi tono, pero ¿ quién es usted, señor, para decirle al pueblo estadounidense que millones de madres, padres, hijos e hijas desaparecieron, se fueron, en un instante, y que eso no es un milagro?
Siz Tanrı için ne diyorsunuz?
En el nombre de Dios, ¿ cómo lo llama usted?
Cesar, babasını terk ettiğinde ondan çaldı... Ne diyorsunuz siz şu, kağıtla elde edilen para.
Cuando César dejó a su Padre él le robó, cómo lo llaman, dinero en papel.
Yaramazlık Gecesi'ni mi diyorsunuz?
- ¿ Se refiere a la noche de travesuras?
Whoa, Ne diyorsunuz?
¿ Qué? ¿ Qué estáis diciendo?
- Siz öyle diyorsunuz.
- Así lo dice usted.
Anlıyorum. Yani cadılık, cadı olmaya karar vermekle olmuyor diyorsunuz.
Estás diciendo que no es una elección ser una bruja.
- Ne diyorsunuz?
¿ Qué dicen?
İç güdüleri ve kan sevgisi yüzünden mi Val'e Voodoo diyorsunuz?
Entonces Val es "Vudú" por lo de la sangre y vísceras.
Dr. Thompson, eleştiriler konusunda, bunların bir tür dev kırkayak olduğu iddiaları için ne diyorsunuz?
Dra. Thompson, ¿ qué piensa de aquellos críticos? ... que afirman que es solo un tipo de ciempiés gigante?
Siz ne diyorsunuz Yüzbaşı Alden?
¿ Y qué piensa, capitán Alden?
Anlamıyorum. Ne diyorsunuz?
No lo entiendo. ¿ Qué estás diciendo?
Siz buna "terörizm" diyorsunuz.
Vosotros lo llamáis terrorismo.
- Ne diyorsunuz?
- ¿ Qué está diciendo?
- Neden böyle diyorsunuz?
Dar respeto!
Bildiğime göre hukuki açıdan, bir kadın kocasının vekilliği olmadan anlaşma yapamaz. - Anlaşma mı diyorsunuz?
- ¿ Un contrato?
diyorsunuz ki 20
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorlar ki 68
diyorsun ki 51
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorlar ki 68
diyorsun ki 51