Dünyalı translate Spanish
1,285 parallel translation
Dünyalılar bizi işgal etmeseydi, Centaurileri temizlemenize yardım edebilirdik.
Si la Tierra no nos hubiese invadido les habríamos ayudado a eliminar a los centauri.
Dünyalılara uygulanan standart fiyattır.
- basado en ciclos estándares de la tierra. - Bien.
Bana Dünyalıların bunu kısa süre içinde kendilerinin keşfedeceği söylendi.
Me dicen que los terráqueos descubrirán todo esto por su propia cuenta muy pronto.
Aynı tehdit Minbariler, Dünyalılar, Bağımsızlar ve hemen hemen herkes için geçerli.
Sin mencionar a los Minbari, Los Terrestres, la liga y todo alrededor de este lugar.
Sadece Dünyalılar.
Sólo para terrícolas.
Ne zamandır Dünyalı güvenlik amirlerine Centauri dukatlarıyla ödeme yapılıyor?
¿ Desde cuándo le pagan a los Jefes de la Fuerza Terrestre en ducados Centauri?
Onu duydun, Dünyalı.
Lo escuchaste, Terrícola.
Dünyalı.
Terrestre.
- Dün gece iyi iş çıkardın, Dünyalı.
- Lo hiciste bien anoche, Terrícola.
En cesur kan, Dünyalı Walker Smith. Irkının en yiğidi.
A la Arena de Sangre llega Walker Smith, de la Tierra el más valiente de su raza.
Dünyalılar buna poker diyorlar.
Los terrestres lo llaman Poker.
Bir dünyalı gibi yetişti.
Fue criado como un simple terrícola.
Aptal dünyalı, zaman yolculuğunun sonuçlarına hazırlıksız yakalandı.
Un terrícola tonto, no preparado para el viaje en el tiempo.
- Benimle bu ses tonuyla konuşma, Dünyalı.
No use ese tono con nosotros, terrano.
- Dünyalı mı?
¿ Terrano?
Bu Dünyalı, istasyondan ayrılan yük gemilerinden birinde saklanmaya çalışırken yakalandı.
Este terrano iba de polizón en un carguero que dejaba la estación.
Al sana fazladan bir işçi. Kuralları bilmeyen Dünyalı bir işçi daha.
Otro trabajador, un terrano que no conoce las reglas.
İstasyon, Bajor, Kardasyalılar, Dünyalılar, Klingonlar var.
Hay una estación, un Bajor, cardassianos, terranos, klingons.
Hemen hemen 100 yıl önce James Kirk adlı Dünyalı kaptan ışınlama arızası yüzünden kazara bu taraftaki benzeriyle yer değiştirdi.
Hace casi un siglo un capitán de una nave terrana llamado James Kirk intercambió sitios por accidente con su homólogo debido a un accidente del transportador.
Bizim Dünyalılar o zamanlar barbardı fakat imparatorlukları çok güçlüydü.
Nuestros terranos eran bárbaros entonces, pero su imperio era fuerte.
Benim tarafımda ayrıcalıklı hayat yaşayan kibirli bir Dünyalı.
Es un terrano arrogante que vive una vida privilegiada.
Dünyalı arkadaşım rahat duruyor mu?
¿ Se está portando bien mi amigo terrano?
Dünyalıların istasyondan kaçmasına yardım ediyormuşsun.
Está ayudando a los terranos a escapar de la estación.
Bu sabah yakaladığımız Dünyalının sorgulamada söylediği bu değil ama.
Eso no es lo que el terrano que apresamos nos dijo en el interrogatorio.
Ama herhangi bir Dünyalı kadar anlarım.
Sé lo mismo que cualquier terrano.
Senle arkadaşların burada gördüğüm diğer Dünyalılara benzemiyorsunuz.
No se parece a los otros terranos que he visto aqui.
Yaptın çünkü bu Dünyalılar için üzülüyordun.
- Estos terranos te dieron pena.
Quark'ın birkaç Dünyalının kaçmasına yardım ettiğini duydum. Onun için çok geç.
- Quark ayuda a los terranos a escapar.
Dünyalıların ruhu yoktur. Ruhlara inanmayız.
Los terranos no creen en las almas.
Dünyalılar neye inanır?
¿ En qué creen?
Dünyalıların özgürlüğüyle neden ilgileniyorsun?
¿ Qué le importan los terranos?
Aptal Dünyalı domuz!
Estúpido cerdo terrano.
Ne oldu, Dünyalı?
¿ Qué ocurre, terrano?
Buradaki her insanın, her Dünyalının,... yaşamı uzun zaman önce son bulmuş.
La vida de cualquier humano aqui, de cualquier terrano, murió hace tiempo.
Yeni Dünyalı şekil değiştireni öldürdü. O'Brien'da kaçmasına yardım etti.
El nuevo terrano mató al metamorfo y O'Brien intentó ayudarle a escapar.
Bu tarafta,... Dünyalı işçiler amirleriyle senin konuştuğun gibi konuşmaz.
En este lado, los terranos no hablan a sus superiores asi.
Bu benim ödülüm... Siz Dünyalılara çok az saygı göstermemin karşılığı bu.
Esta es mi recompensa... por tratar a los terranos con un minimo respeto.
Bütün Dünyalılara ibret olsun.
Siente un ejemplo para todos los terranos.
Bırak merhamet yalvarışları bütün Dünyalıların duyması için...
Que sus súplicas de misericordia hagan eco en los pasillos
Onlar Dünyalılar.
Son terranos.
Dünyalılar inatçı ama onurludur.
Los terrícolas son una raza testaruda, pero honorable.
Ben Dünya düşmanı değilim. Dünyalılardan yanayım.
No estoy en contra de la Tierra.
Yeni Dünyalı dostlarımdan ders almak için burada olan mütevazı bir adamım.
Soy un hombre modesto que vino a aprender de mis amigos en el nuevo mundo.
Artık, dünyalı sayılırsın...
van progresando.
Kendi kayıplarımız için üzülsek de 100 yıl önceki karşılaşmamızdan beri Dünyalı dostlarımızın kalbimizde özel bir yeri olmuştur.
Y aunque lamentamos nuestras propias pérdidas... nos sentimos muy unidos a nuestros amigos de la Tierra... desde la primera vez que encontramos su mundo, hace 100 años.
Vir, dünyalılar senin gibilere menfi diyorlar.
¿ Sabes? Vir, tienes lo que los terrícolas llaman una personalidad negativa.
Saçmalamayın. Yeni anlaşmamızdan önce bile sevgili Dünyalı dostlarım için yapmayacağım şey yoktu.
Aun antes del nuevo tratado... no hay nada que no haría por mis amigos de la Tierra.
"Tarih tekerrürden ibarettir" sözünü söyleyen de Dünyalı bir âlim değil miydi?
¿ No fue un terrícola el que dijo... que aquellos que no escuchan la historia la repetirán?
Senle Talarian öğleden sonra birlikte zaman geçirirken dünyalıyla ben tatlı yiyebiliriz.
Él y yo podemos tomar el postre, mientras ustedes no hacen nada.
Siz zavallı Dünyalıları yüzyıllardır gözetliyoruz fethedilmeye hazırsınız.
Les llevamos analizando desde hace siglos.
Dünyalı isyanının lideriydin.
Usted fue el líder de la rebelión terrana.
dünyalılar 16
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17