Dürüstlük translate Spanish
1,478 parallel translation
Ofise dürüstlük, empati, saygı ve açık fikirlilik getireceğime... "
"Prometo tener un espíritu de honestidad empatía, respeto y extroversión..."
- Şunu hatırla, dürüstlük...
- Recuerda esa honestidad...
- Dürüstlük...
Honestidad.
Unutmayın, dürüstlük istiyorum, yoksa çıranızı yakarım.
Concéntrense, necesito absoluta honestidad aquí o les aplastaré la cabeza
Çok güzel bir ilişki kuruyor olmalısın sağlam bir ilişkinin temellerinin karşılıklı güven ve dürüstlük olduğu düşünülürse.
Tienes la pinta de ser un tipo bueno para los relacionamientos, viendo como esta siendo construido sobre una sólida base de confianza mutua. Y honestidad.
Ama bu kararın, yaşının çok ilerisinde büyük bir dürüstlük örneği.
La decisión que tomaste muestra una integridad que sobrepasa tu edad.
- Dürüstlük.
Integridad.
- Dürüstlük. - Adam'dan haber var mı?
- ¿ Se sabe algo de Adam?
Dürüstlük gerçekten de en uygun politikaydı.
La sinceridad era la mejor opción.
Olamaz. İlk buluşmada dürüstlük kötü bir izlenim verir.
Sinceridad en la primera cita.
Biz. Tabii onur anlayışı, dürüstlük ve de ahlaki değerlerin hariç.
Excepto por el sentido del honor, la decencia y la moral.
Sonuna kadar hepimizi kandırmayı bildi. Ama sanırım sonunda, içindeki dürüstlük kazandı.
Nos engañó desde el principio pero creo que, al final, prevaleció su lado honesto.
Protesto hükümet aleyhinde değildi vefa ve dürüstlük namınaydı.
La protesta no era contra el gobierno era por la verdad.
Dürüstlük, gerçeği söylemek demek değildir.
Sinceridad no es sinónimo de verdad.
Sadece Hintli olduğumuz için değil gülüşündeki samimiyet ve gözlerindeki dürüstlük yüzündendi.
No sólo porque eramos indios era por la sinceridad en su sonrisa y la honestidad de sus ojos.
Cesaret, çabukluk, dürüstlük.
Agallas, inteligencia, integridad.
Dürüstlük, güzellikle birleşince şekerin üzerindeki bal gibi durur.
Ya que la honestidad con belleza es como ponerle miel al azúcar.
Dürüstlük mü?
¿ Integridad?
Dr. Johnson'un sözlüğünde "dürüstlük" kelimesinin anlamına bakmaya.
A encontrar la palabra "integridad" en el diccionario del Dr. Johnson.
Dürüstlük, Jörgen.
Integridad, Jörgen.
Katıksız bir dürüstlük.
Una sinceridad completa.
Efendim, dürüstlük benim prensibimdir.
Señor, mi política es la honestidad.
Dürüstlük istiyorlar.
Ellos buscan honestidad.
Saray Hekimi büyük bir sadakat ve dürüstlük göstererek hanedana yıllarca hizmet etmiştir.
El Doctor Imperial nos ha servido por muchos años con conducta impecable, lealtad y honestidad.
Sana karşı bazı konularda şey dürüst davranmadım, belki dürüstlük Tanrım.
Porque no he... No he sido franca contigo sobre ciertas cosas.
Dürüstlük...
Tal vez "franca"...
İncelik, irade, azim, dürüstlük ve mütevazılık.
Empiecen. - Cortesía, autocontrol, perseverancia... - Cortesía, autocontrol integridad, espíritu indomable.
Dürüstlük
INTEGRIDAD
Dürüstlük.
la verdad.
Dürüstlük... Yazılarında kendimden çok şey gördüm.
Me vi reflejado en tus escritos.
Ayrıca dürüstlük en tatlı bir kare de bile güven olsun isterim ve herşey tamamen yaslanır.
En la rectitud No quiero confiar El dulce cuadro
Belkide bu dürüstlük, budur ilişkimizin köşe taşı olacak olan
Tal vez será la honestidad la base....... de nuestra relación.
Lâkin dürüstlük yoluna tekrar başlamadan önce... Yapmam gereken kötü bir şey olacak,
Pero antes de volver al camino de la honradez...
Çok yalın bir sayı olduğu için dürüstlük ve samimiyetin harfleriyle yazılmıştır. Ve tabii alçakgönüllülüğün harfleriyle.
Como es un número muy modesto se escribe con el caracter de "franqueza" y el caracter de humildad.
Bizi aile yapan dürüstlük ruhu dolayısıyla soruyorum.
Es el espíritu de franqueza lo que los hace una familia. Lo sé.
"Dürüstlük en iyi yoldur."
"La honestidad es lo más recomendable".
Dürüstlük hakkında konuştuklarına gelirsek... bu iki taraflı işler.
Y esa cosa de la honestidad, es para ambos.
İş sebepleridir, tamam ama politik dürüstlük peki?
Por razones de negocios, sí, ¿ pero por corrección política?
Müşteri ve dedektif arasındaki dürüstlük politikası gereğince bu birayı ısmarlamamın sebebinin iyi kalbim olmadığını söylemeliyim.
En el espíritu de un completo acercamiento cliente-investigador no te ofrezco esta cerveza por la bondad de mi corazón...
Sadece dürüstlük istiyorum.
Solo necesito algo honesto.
- Çünkü dürüstlük benim işim.
- Porque la honestidad es lo mío.
Ahlaki ve hukuki sorunlar biryana dürüstlük kötü bir şey olamaz.
Dejando de lado los... Asuntos morales y legales. La claridad nunca puede ser mala.
Cedric Hampton Okulunda mezuniyet senamonisi konuşması olsa bile memnundum olurdum, dürüstlük adına veda konuşmacısı seni yaptılar benim sakat oğlumu değil,
Me alegro que incluso después de que yo conseguí que Cédric Hampton fuera el portavoz inicial de la escuela, Todavía tienen la integridad para hacerte un valedictoriano y no mi hijo lisiado.
Dürüstlük önemlidir.
La sinceridad es esencial.
Sanat, dürüstlük olmadan kusursuz olamaz.
El arte no puede ser perfecto sin la verdad.
Dürüstlük, Weiskopf...
La verdad, Weiskopf.
- Dürüstlük, ha?
Integridad, ¿ verdad?
"Dürüstlük kalmamışsa ne olmuş"
"Si la integridad es baja"
Ve bu sorumluluğunu da bütünlük, dürüstlük ve ahlak sınırları dâhilinde yerine getirir.
Lo hace con integridad, honestidad y decencia.
Sahip olduğumuz tek şey dürüstlük.
Eso es todo.
Berrak suratında dürüstlük ve kararlılık vardı. Beni şüpheye düşürecek bir iz, bir gölge göremedim.
Observando esa foto, me pregunté : ¿ por qué en esa cara serena, abierta, franca y decidida, no descubrí un indicio, una sombra, que me hiciese dudar?