Evet bu translate Spanish
46,507 parallel translation
Evet bu yüzden, çok derine gömmemiz lazım.
Sí, bueno, por eso hay que cavar profundo.
Evet bu o.
Sí, ese es él.
Evet bu doğru, yaptım.
Sí, es cierto. Lo hice.
Evet, annesine çıktığımızı söylemiş, ve bu yüzden Hanukkah'a gitmek zorunda kaldım. kulağa garip geldiğini biliyorum... Ben oraya gittim ve onu getirdim.
Sí, le dijo a su madre que estábamos saliendo, así que he tenido que hacer Hannukkah, y pensé que sería raro si cuando me fuese no la trajese, así que...
- Evet, bu fikrin arkasındayım.
Sí, puedo apoyar esta idea. Muy bien entonces.
Evet ama bu şeyin gerçekten arıza çıkardığını fark ettim.
Sí, bueno, me acabo de dar cuenta de que esta cosa ha estado fingiendo.
Evet, ve bu bağ iki yöne çalışıyor.
Sí, y ese vínculo es de doble sentido.
Bu yüzden... Evet, maça onunla gitmelisin.
Así que... sí, deberías llevarlo a él al juego.
Evet, bu bir yalandı.
Sí, eso fue una mentira.
Evet, ama bu benim tutkum değil.
Sí, pero no me apasiona.
- Evet, bu üstün çaban için ödül alamayacak olmana yazık.
Sí, es una lástima que no obtengas ninguna recompensa - Por tu duro trabajo.
Evet, bu yüzden o kadar üzüldüm.
Sí, por eso estoy muy molesta.
Evet, diğer veliler beni önemsemedi, bu yüzden dün gece onlara kesin cümlelerle hatırlatmak zorunda kaldım.
Sí, los otros padres me estaban ignorando, así que tuve que darles con unas fuertes palabras, un recordatorio anoche.
Evet, bu yapılabilir, değil mi?
Sí, se podría hacer, ¿ verdad?
Evet, bu harika.
Sí, esto está delicioso.
Evet, bu o.
Sí, así es.
Evet babasıyım. Ama bu her şeyi bileceğim anlamına gelmez.
Sí, soy su padre pero no significa que lo sepa todo.
Evet, bilirim, ülkeniz bu konuda çok sıkıdır.
Sí, sé lo estricto que es su país respecto a ese tipo de cosas.
Evet, bu doğru.
Sí, es verdad.
Bu bana gönderilmişti, evet, ama hiç okumadım.
Esto me fue enviado, pero nunca tuve la oportunidad de leerlo.
- Evet, hepsi bu.
- Sí, esa es.
Evet, bu doğru.
Sí, es cierto.
Evet. İstediğimiz bu.
Sí, es lo que queremos.
- Evet, bu ilk konuşman.
- Sí, es tu primer discurso.
Evet, ya bu?
Sí, ¿ y qué es esto?
Evet, ama bu uygulama sayesinde kimseyle konuşman gerekmeyecek.
Sí, pero con la aplicación, no tendrás que hablar... con nadie.
Yani evet, bana bu iş teklifini yapması ve bana o denli güvenmesi etkileyici.
Así que, sí, llamando con una oferta de trabajo y teniendo esta fe en mí, me parece... fascinante.
- Bu sadece bir kaza. - Evet.
- Esto solo ha sido un accidente.
Evet, bu elemanı hatırladım.
Sí, me acuerdo de este tipo.
Evet, bu yüzden aşağı inmiyoruz.
Sí, es por eso que no vamos hacia abajo.
Evet birbirimizi sevdik Ama bu yıllar önceydi
Sí, nos enamoramos, pero eso fue hace años.
Evet, bu berbat bir durum.
Sí, y eso es lo que apesta.
Evet, bu senin için hiç ama hiç iyi olmadı.
Sí, no es muy bueno para ti.
Artık bu işin bitmesini istedim... evet.
Es solo que quiero que se acabe... sí.
Evet, bu kesinlikle yerçekimsel bir sallanma.
Sí. Eso es sin duda una oscilación gravitacional.
- Pardon, bu evet demek mi?
Perdona, ¿ eso es que sí? ¡ No!
Artık senin sorunun değil bu. - Evet.
- Ya no es tu problema.
Evet. Evet, ihtiyacımız olan her şey bu mağaranın içinde bulunuyor.
Sí, todo lo que necesitamos se encuentra dentro de la cueva.
Evet, yani bu yeri doldurup bir yıldan fazladır duran şu çukuru tamamen gözden kaçırmak delilik.
Sí, es una locura que hayan llenado este lugar... e ignorado ese bache que está... hace un año.
Evet, bunun betonu tahrip edeceğine eminim. Bu zekice.
- Apuesto a que puede corroer el concreto.
Evet, bu duruma tam teşhis olmuş.
Sí, es una descripción bastante acertada.
Evet. Hayır, bu harika.
Sí.
Evet, bu çok ciddi bir mesele.
Es un tema bastante serio. Sí.
- Evet. İlgi çekmek için bu kadar çaresiz halde olduğunu bilmiyordum.
No tenía idea... de que estabas tan desesperado por atención.
- Evet, bu önemli bir görüş.
Matrimonio.
Bu yüzden, sorunuza cevap olarak, evet, alkol kullanırım.
Gracias por dejarme apoyarme en ti hoy.
Ve o... evet, bu iş gittikçe garipleşiyor.
Quiero decir, después de todo, ese es el sueño Americano. Pero vamos a ser realistas.
Evet, bu ameliyat büyük bir hata olabilir. Fakat bu dünyada ona karşı duran seslerden biri de ben olmayacağım. Onda bir terslik olduğunu söyleyen seslerden olmayacağım.
Así que, sí, de acuerdo, esta cirugía puede ser un error enorme, pero no seré otra voz en el mundo emitiendo juicio acerca de ella, diciéndole que hay algo en ella que está mal.
- Bence bu işe yaramıyor. - Yaramıyor evet.
No creo que esto ayude.
Pekâlâ, evet, matematik uzmanı değilim ama görünüşe göre bu sayı bizim aradığımızdan 1 eksik gibi.
Bueno, no soy ningún experto en matemáticas, pero eso me parece que es una menos de las que estamos buscando.
- Yani bu evet demek mi?
¿ Eso es un sí?
evet bu o 18
evet burada 46
evet buradayım 17
evet bu doğru 66
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
evet burada 46
evet buradayım 17
evet bu doğru 66
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29