Eşki translate Spanish
88,716 parallel translation
Hemen şu an, kocam ve çocuklarımla eski hayatımızda sadece tek bir gün geçirebilmek için sana herşeyi verirdim.
En este momento te daría lo que fuera por un día con mi esposo y mis hijos en mi vieja casa.
Eski bir Su ve Enerji Departmanı tünelinden bahsetmişti.
Dijo algo de un viejo túnel de Agua y Energía.
Eski arkadaşların?
¿ Viejos amigos?
Eski kocan.
Exesposo.
Eski kocam tamamen masum.
Mi exesposo es completamente inocente.
Evet, eski bir komşu.
Sí, es un antiguo vecino.
Sadece eski mektupları.
Solo son viejas cartas.
Eski dostum Noah ile tanış.
Te presento a mi excompañero Noah.
O teftiş üç yıldan eski değil.
La inspección no tiene más de tres años.
Eski eşini mi beceriyorsun?
- ¿ Te estás acostando con tu exesposa?
Eski karınla yattın mı?
¿ Te acostaste con tu exesposa?
Eski eşin türünün tek örneği gibiydi.
Tu exesposa es única en su especie.
Eski sevgili görmek için iki saat... yolculuk yapıp bana söylememene ne dersin?
¿ Qué tal tú manejando dos horas para ver a tu ex sin decírmelo?
Ben karısı... eski karısıyım.
Soy su esposa... su exesposa.
Eski eşimi bir partiden eve götürüyordum.
Estaba llevando a su casa a mi exmujer, al salir de una fiesta.
Protomolekül Eski yapıları yutar ve onları yeniden oluşturur.
La protomolécula devora las viejas construcciones y las recrea.
Beni eski zamanlar gibi vurabilirsin.
Podrás pincharme como en los viejos tiempos.
Çok eski bir hikaye, ve birazı doğru birazı ise yanlış.
Es una historia muy, muy vieja, y algunas cosas son verdad y otras no.
- Çok eski ama işe yarayabilir.
Es antiguo, pero podría funcionar.
Hem eski, hem de yeni dünyada.
Un viejo mundo y uno nuevo.
Eski davalardan çok fazlası gündeme gelmiş.
Tantos casos viejos acumulados.
Yani babanın eski işini yapıyorsun, öyle mi?
¿ Así que estás haciendo el viejo trabajo de papá?
Sadece eski gün uğruna. Ah evet?
- Sólo por los viejos tiempos. - ¿ Sí?
Eski arkadaşlarınla iyi günler mi
¿ Buenos tiempos con tus viejos amigos?
Babamın eski kamyonunda işlem gördüğünü görüyorum.
Veo que cambiaste a la vieja camioneta de papá.
Çünkü değerli, bu eski okula gidiyoruz.
Porque, precioso, estaremos haciendo esto a la vieja escuela.
İnsanlar buraya gelmez çünkü zam yapmak için bir sürtüktür, Bazı eski eşlerin masalı yüzünden değil.
La gente no sube aquí porque es una puta la caminata, no por el cuento de algunas viejas esposas.
Sadece eski bir geyik gibiydi.
Era sólo un ciervo viejo o algo así.
Yıllardır kullanılmayan eski bir havuz var.
Hay una antigua piscina. Hace años que no se usa.
Eski eşinizin eski yardımcısı.
Era asistenta de su exesposa,
- Aynen. Olay şu, eski Apollo kaydı bir şey için geri sayıyordu,... önceden belirlenmiş bir an için.
esa vieja grabación del Apolo contaba hasta algo, a un momento muy específico.
Ölü atlatıcı, darin gunn, Denizcilikte eski bir teğmen.
El que saltó y murió es Darin Gunn, un exteniente de la Marina.
Ya eski sistemimize benziyorsa, Ve tek ihtiyacımız olan kitap?
¿ Qué tal si es como nuestro antiguo sistema y lo único que necesitamos es el libro?
Eski işim çıktı Bu yeni dünya için beni mükemmel bir uyum haline getirdi.
Resulta que mi empleo anterior me preparó perfectamente para este nuevo mundo.
Ama eski evimizi özledim.
Pero extraño nuestra antigua casa.
Sadece şeylerin eski hallerine dönmesini istiyorum.
Solo quiero que todo regrese a como era antes.
Mike eski bir aile dostu.
Mike es un viejo amigo de la familia.
Sanırım, hâlâ eski seni istiyorum.
Creo que aún quiero al antiguo tú.
Peki eski yazlık malikanenizde klasik bir partiye ne dersiniz?
Bueno... ¿ y si hacemos una juerga clásica en su antigua casa de verano?
Eski müzik kutularının hoparlörlerinden yapılan bu çantalara ne fiyat vereyim?
¿ Cuánto debo cobrar por estas carteras hechas de cubiertas de altavoces de tocadiscos viejos?
O Jay G'nin eski eşi.
Es la ex esposa de Jay G.
Ekibimize öfkeli eski eşin de katılmasıyla durdurulamaz olmuştuk.
Con una exesposa enojada en nuestro equipo, seremos imparables.
Merhaba eski dostum!
¡ Hola, viejo amigo!
Eski günleri yad edeceksek en azından birer içki içelim.
Si vamos a ponernos nostálgicos, al menos tomémonos un trago, ¿ no?
Eski James olmam için bana kim olduğumu hatırlatmalısın.
Necesito que me recuerdes... quién soy para poder volver a serlo.
Dolabının arkasında eski eşyalarının yanında buldum.
Lo he encontrado en el fondo del armario con todas tus cosas viejas.
Ed Johnson birinci dereceden cinayetle suçlandı Eski kız arkadaşının ölümünden sonra Ve gördüğü bir oğlan vardı.
Ed Johnson fue acusado de asesinato en primer grado después de las muertes de su ex-novia y de un chico que estaba viendo.
Martin'in eski bir arkadaşının oyunu O zaman hala yapıyordu ve çıktığında bir bahis gerekiyordu.
El dato provino de un viejo amigo de Martin que aún estaba preso y necesitaba dinero para cuando saliera.
- Adam eski bir hırsız.
El hombre es un ladrón de la vieja escuela.
Emeklendim, biliyorsun, Normal bir eski iş falan gibi bir postacı ol.
Incluso me jubilaré, ya sabes... ser cartero en un trabajo regular o algo así.
- Tabi, eski arkadaşım.Endişelenmemeye çalış.
- Claro, compañero. Trata de no preocuparte.
eskimo 18
eşkıya 17
eski 156
eski dostlar 20
eskiden 151
eskisi gibi 43
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22
eski kocam 26
eşkıya 17
eski 156
eski dostlar 20
eskiden 151
eskisi gibi 43
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22
eski kocam 26