Genç dostum translate Spanish
170 parallel translation
" O kadar hızlı gitme, genç dostum!
¡ No tanta prisa, mi joven amigo!
İyi yolculuklar, benim genç dostum... hayaletlerin yurduna! "
Encamínese, mi joven amigo, a la tierra de los fantasmas.
Sende ne var, genç dostum?
¿ Qué tienes ahí, joven?
Pekala genç dostum, seninle birkaç şey konuşacağım. Nasıl isterseniz efendim.
Mi joven amigo, tengo algo que decirle.
Buraya kasırga falan geldiği yok, genç dostum.
Por aquí no se acerca ningún huracán, amigo.
İşte bu genç dostum.
Ya está, joven.
- Hiç sorun değil. Bak sana ne diyeceğim, genç dostum. Ne için burada olduğunu Eke'ye söylemen büyük şans.
Pero te voy a decir una cosa, fue una suerte que dijeras adónde te dirigías con el barco, si no, no habríamos podido encontrarte.
Neden bahsettiğini anlamıyorum, genç dostum. Orada başka hiçbir sandal yoktu. Çoğu kişi o gün işe çıkmamıştı zaten.
No sé de qué estás hablando, joven, pero aquel día no había ningún otro barco a la deriva.
Eğer yerinde olsam genç dostum, bu kızla hiç sorun çıkartmak istemezdim.
Yo en tu lugar no me buscaría problemas con esa muchacha, jovencito.
İsteseydi doğrudan seni vurabilirdi, genç dostum.
Menos mal que tiene tan buena puntería, jovencito.
Yine de gel ve beni gör bir gün, genç dostum.
Venga a verme algún día, joven.
Hayır, genç dostum.
No, mi joven amigo.
Ve Tanrı aşkına, genç dostum... dönüşünde tekrar sessizce girmek zorunda kalmamaya çalış.
Y por el amor de Dios, mi joven amigo... haz todo lo posible para no tener que volver a escondidas.
Genç dostum, zaten öleceksem öleceğim andan on ya da yirmi dakika önce ya da sonra ölmemin ne önemi var ki?
Mi joven amigo, ¿ qué puede importar si muero... diez o veinte minutos más allá del momento... en el que debería morir de todos modos?
Bela arıyorsun, genç dostum.
Se va a buscar problemas, amigo.
Durdur onu genç dostum!
¡ Deténganlo!
Genç dostum, bu sabah bazı şeylerin sizin lehinize işlemediği ortada.
Veamos, está claro que algo va mal esta mañana.
Dinleyin genç dostum, çok naziksiniz ama kızım için daha ışıltılı bir düğün düşünüyorum!
- ¿ A que sí? Mire, es muy simpático, pero quiero a alguien más brillante para mi hija.
Sizi tekrar gördüğüme çok sevindim! - Nasılsınız, genç dostum?
Qué alegría verle, ¿ qué tal está?
Bunlar fanteziler, genç dostum.
Eso son puras fantasías, mi amigo joven.
Bu benim genç dostum Imre Toth.
Éste es mi joven amigo lmre Toth.
Adımına dikkat et genç dostum.
Cuidado por donde anda, joven.
Endişeye gerek yok, genç dostum
No importa joven
Hey, genç dostum.
Espere un momento, joven.
Benim yerime geçmek tamamen sana bağlı, genç dostum!
Puede tomar mi lugar, mi joven amigo.
Ee, genç dostum. Diploma notun kaç?
Entonces, muchacho, ¿ Qué nota media obtuvo en la licenciatura?
Ama sakin olun, "yavaş olun" genç dostum.
Pero con calma, "nicht so schnell", colega.
Haydi genç dostum. Buna kim inanır ki?
- Entonces basta - ¿ Quien va a creerse esto?
Sen de bir katırsın, genç dostum.
Tu lo eres también jovencito, un cachorrito
Yani benim genç dostum ikimizde çok şanslıyız.
Entonces, mi joven amigo, los dos somos muy afortunados.
Yanılıyorsunuz genç dostum ;
Usted se equivoca, mi joven amigo.
Şimdi, genç dostum.
Bien, joven amigo.
Zevk duyarım genç dostum.
Un joven muy Agradable
Çok muzip bir cevap, genç dostum.
Una respuesta astuta, amiguito.
Yardımınız için çok teşekkür ederim, genç dostum.
Gracias por vuestra ayuda, mi joven amigo.
Şu genç dostum için de bir tane alayım.
Voy a tomar otro para mi joven amigo allí.
Sen neden bahsediyorsun genç dostum?
¿ De qué está hablando, jovencito?
- Sağol genç dostum, seni takdir ettim.
- Gracias, chico. Te debo una.
En büyük arzun, senin olsun genç dostum.
Tu sueño preferido, mi joven amigo.
Genç dostum, yaşlanıyorum.
Ahora ya estoy viejo.
" Dostum, bugün geminden inen genç Arrius nerede?
" Amigo, ¿ dónde está ese joven Arrio que Ilegó a tierra en tu barco esta mañana?
Hadi genç dostum.
¿ A quién le toca?
Genç Amerikalı dostum Teğmen Frederick Henry'i tanıştırabilir miyim?
Le presento a mi amigo americano, el teniente Frederick Henry.
Eski dostum Pontius Pilate. Genç Arius.
Te presento a mi hijo, mi amigo Poncio Pilatos, el joven Arrius.
Bak genç dostum.
Mira, joven.
- Dostum Barbara! İnsanları dinlemek istemeyen genç hanım, günlerdir boş boş duruyordun.
Mi querida Barbara, la joven no quiere escuchar a la gente que ha estado descansando estos días.
Özel küçük bir olay, dostum, benim ve genç kadın arasında.
Un pequeño asunto privado, amigo mío, entre la jovencita y yo.
Sonra gittin ve yakın dostum Dr Kananga'dan bu genç bayanı çaldın.
Luego, roba a esta valiosa jovencita a mi buen amigo, el Dr. Kananga.
Çok genç olmak diye bir şey yoktur dostum sadece daha yaşlı olmak vardır.
Ben mi buen amigo, no hay tal cosa de ser muy joven. Es solo que tú eres muy viejo.
Ama dostum, sen benim o sıralar olduğum gibi genç değilsin.
Pero, amigo mío, usted no es tan joven como yo por entonces.
Dinle, dostum, buralarda genç bir arkadaşımızı kaybettik, ona rastladın mı?
Aquí hemos perdido a un muchacho. - ¿ No lo ha visto?
dostum 6912
dostum benim 16
dostumuz 17
genç kız 23
genç bir kız 20
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
genç efendi 21
genç adam 490
dostum benim 16
dostumuz 17
genç kız 23
genç bir kız 20
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
genç efendi 21
genç adam 490