Genç bir adam translate Spanish
2,216 parallel translation
Genç bir adam. 62 yaşında.
Aún en la flor de la vida. 62 años.
İsa'nın ardından çıplak vücudunun üzerinde sadece keten bez sarılı olan genç bir adamın gittiği kesin.
Ellos trajeron sus cautivo a Moisés. Él dijo,'usted ha salido vivo ¿ todas las mujeres?
Genç bir adamın onu keşfedip elimden almasının an meselesi olduğunu biliyordum.
Sabía que era sólo una cuestión de tiempo... para que algún joven me la arrebatara.
Genç bir adam olmasına karşın oldukça donanımlıymış.
Muchas condecoraciones para un hombre tan joven.
Genç bir adam olduğumda, tam bir hayvana dönüşmüştüm.
De joven era un pedazo de animal.
Ona Gao onu öldürmeye çalışmadan önce Togawa isimli genç bir adamın oraya geldiğini söyle.
Dile que antes de que Gao intentara matarle... un joven llamado Togawa fue a verle.
Beni gücü yerinde genç bir adam sanıyor.
Ella asume que soy un joven viril.
Jack, korkarım bu çiçekler genç bir adam tarafından Jenny'e gönderilmiş.
Jack, me temo que Jenny ha estado recibiendo flores de un muchacho.
Ne tarz genç bir adam?
¿ Qué clase de muchacho?
Senin gibi genç bir adam nasıl olurda Japon Dojosuna düşer?
Como un joven hombre como tú... - ¿ Puede estar en un dojo? - ¿ Tu te refieres a un hombre blanco?
Confessor'e olan aşkına gelirsek, o da diğerleri gibi genç bir adam.
Y de su amor por su Confesora, él es un joven como cualquier otro...
Burada gördüğün küçük Henry, sen döndüğünde genç bir adam olmuş olacak. O zaman büyük, cesur teyzesine kendisi teşekkür edecek.
El pequeño Henry será un adolescente para cuando regreses, así que le dará las gracias en persona a su valiente e importante tía.
Agatha'ya göre "İyi huylu, vakur genç bir adam"'dır.
Según Agatha, "un joven serio con una hermosa naturaleza".
Benim gibi genç bir adamın kaldıramayacağı bir şey değil.
Nada que un joven como yo no pueda superar.
- Dışarıda genç bir adam var.
Hay un joven afuera.
Genç bir adam.
Tipo joven.
Birkaç yıl önce bir hastam vardı. Genç bir adam, 50'lilerinde belki.
Yo tuve un paciente hace un par de años... un tipo joven, unos 50 quizás.
Bir başka kayıp genç daha. Yaptığı hata, yanlış adamın peşinden gitmek olmuş. Yani aynı sizin ifadelerinizde belirttiğiniz gibi.
Otra chica más que cometió el error de enamorarse del tipo equivocado, tal como dijo en su declaración.
"Devriyem sırasında bir grup genç adam bir Donaldson müşterisine yaklaştı ve tehditlerde bulunurlarken kafama bir şişe fırlattılar."
"Mientras realizaba mi patrulla de cortesía el grupo de jóvenes se acercó a un cliente y a mí amenazándonos y yo recibí un botellazo en la cabeza con una botella de Yoo-hoo".
Fark etmiştim ki... o olaydan önce yüzüne sprey sıktığım genç adam o sırada bir şey içiyordu.
Me fijé, antes del incidente que el joven con el que tuve el altercado bebía una botella de Yoo-hoo.
Bir genc adam vardi, bir kadin icin delirmek uzereydi.
tuve a un chico que estaba por volverse loco por una mujer.
Yakışıklı bir genç adam.
Un joven muy bien parecido.
Genç adamın babasının da ekleyeceği bir şey var mı?
¿ Tiene algo que agregar el padre del joven?
Çok iyi bir genç adam. Ama benim kalbim...
Padre, sé que piensas que es inferior, pero mi corazón...
Şu genç adam buraya bir arkadaşını ziyaret etmeye geldiğini söylemişti.
El joven que venía a visitarla tenía un amigo aquí.
Ve sen, genç adam bir dahaki görüşmemizde, Trisha Sparks hakkındaki her şeyi bilmek istiyorum.
Y tú, jovencito me vas a contar de Trisha Sparks la próxima vez que te vea.
Belki Victor'la gidip çekici genç bayan için yeşil bir adam bulabiliriz.
Usted debe librarse de su bragas. ¿ Me permiten? Claro que si.
Biliyordum. Çünkü bir zamanlar ben de o genç adamın yaptığını yapmıştım.
Lo sabía... porque yo fui una vez ese joven y lo hubiera hecho.
Bu sadece bir oyun, genç adam.
Esto? Es sólo un juego, hombre joven, un juego que comenzó hace años.
"Dominant" George du Maurier'in hikayesinde bir karakter. Trilby adında. Adam hipnozcu ve genç bir kadınla tanışır.
Esfenk Gollie es un personaje, en la novela "Ser cultural" de George de Morie, y es un hipnotista que conoce a una mujer joven y la convierte en una "performer" y en su musa... el se vuelve controlador... y ella se da cuenta que no puede hacer performance sin él.
Ve sen genç adam, suç işlemiş olacaksın ve 250,000 $ lık bir para cezası ve eyalet hapishanesinde 5 yıllık mahkumiyet cezası alabilirsin.
Y usted, joven, habrá cometido un delito que conlleva una multa de 250.000 $ y una estancia de cinco años en una prisión federal.
O onun bunun çocuğu her nerdeyse, büyük bir ihtimalle senin nasıI bir genç adam olduğunu görünce ; seninle gurur duyuyordur.
Que donde sea que este ese hijo de puta, Probablemente este orgulloso En el gran joven en el que te has convertido.
Tabii ki, sizin gibi genç, sağlıklı bir adam bir sürü çiftlik satın alabilir ama bunu konumuzla ilgisi yok.
Sé que un joven rico como usted podría comprar muchas granjas. Pero no es el tema. Todo lo que digo es...
Şu genç Cindi Whitehall nasıl bir melek ki bu adamın masraflarını ödüyor.
Qué ángel es Cindi Whitehall ya que pagó todas las cuentas de él.
Genç adam, sorunları olan bir tek sen değilsin.
Joven, Ud. no es el único con problemas que resolver. ¡ Hágase humo!
Yanımda duran bu genç adam Brutus ve Balzaak'ı o kadar çok sevmiş ki ondan Mayalı Çocuklar isimli bir film uyarlaması yapmış.
El joven parado junto a mí disfrutó tanto de Brutus y Balzaak que lo convirtió en la adaptación para pantalla Muchachos de la levadura.
Ben... Ben, ee, ciddi bir adamım. Genç.
Soy un serio hombre joven.
Bu gün LCD kullanmış bir genç adam bütün meselenin sadece, hepimizin tek bir bilinç halinde içinden geçtiğimiz daha yavaş bir titreşime yoğunlaşan enerji olduğunu fark etti. Ölüm diye bir şey yok, yaşam sadece bir rüya, ve siz kendinizin hayal ürünüsünüz.
" Hoy, un joven que tomó ácido se dio cuenta de que toda la materia es sólo energía condensada a una vibración más lenta, que todos somos una sola consciencia yendo a través de ella, subjetivamente, no existe la muerte, la vida es sólo un sueño,
Bir süre Alexei'nin çalışma odasında konuştular sonra genç adam gitti.
Hablaron en el despacho de Alexi y luego el joven se fue.
Yepyeni bir dünyaya öncülük edeceksiniz. Orada bir genç bilim adamı yirmi siyasetçiden bile daha değerli olacak.
Te diriges a un bravo nuevo mundo donde un científico joven valdrá lo que 20 políticos viejos.
700 yıldan uzun bir zaman önce genç bir rahip, ölüm döşeğindeki bir adamın son duasını yapıyordu.
700 años atrás, un joven sacerdote fue llamado al lecho de muerte de un viejo para la Extremaunción.
Ne büyük ayıp, böyle bir genç adam için.
Es una desgracia, un joven como ése.
Bir gün Dışişleri Bakanı olabilirsin, genç adam..
Quizás seas Secretario de Estado algún día, jovencito.
- Zeki bir genç adam değil mi?
Es listo el muchacho, ¿ verdad?
Genç adam, siz de bir krep almaz mıydınız?
Joven señor, ¿ quiere un panqueque gratis?
İşte kendisiyle barışık bir genç adam.
Ahí va un joven que está conforme con quién es.
Mülteci kampındaki kışlaya dönmeden önce genç ve yerli bir adamın emrinde İç Güvenlik Kuvveti olarak çalışıyordu.
Antes que el cuartel se convirtiera en el asilo, el era mayor y manejaba con los muchachos por la villa.
Mutlu, mutlu zamanlar. İriyarı bir genç adam öylesine utanmaz oldu ki.
Ho Gayi Re felices, felices tiempos beja, beja, beja beja Ho Gai Re un hombre joven y fuerte Ek gabru jawaan se ha hecho desvergonzado aisa hua beimaan me apuntó con su arma y dijo Bandook ki taan
Genç adam, senin barbar lider Vercingetorix gibi soylu bir duruşun var.
Joven, usted tiene el noble porte del lider bárbaro Vercingetorix
Tek gördüğüm, zeki bir genç adamın çaresizce dikkat çekmeye çalışması ve açıkçası bunu elde etmek için de her şeyi yapacak olması. Pekâlâ.
Lo único que veo es a un joven brillante... desesperado por atención... y dispuesto a llegar hasta el final para conseguirla.
Bu genç adamın von Hippel-Lindau denen bir hastalığı var.
Este joven tiene una enfermedad llamada von Hippel-Lindau.
genç bir kız 20
genç bir kadın 21
genç biri 17
bir adam var 42
bir adam 202
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir adam öldü 19
bir adam öldürdüm 17
adam 944
genç bir kadın 21
genç biri 17
bir adam var 42
bir adam 202
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir adam öldü 19
bir adam öldürdüm 17
adam 944
adamı 23
adams 109
adama 80
adamım 2484
adamim 23
adamın 29
adam ol 18
adamlar 55
adamım benim 32
adam deli 37
adams 109
adama 80
adamım 2484
adamim 23
adamın 29
adam ol 18
adamlar 55
adamım benim 32
adam deli 37
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35