Gideriz translate Spanish
6,261 parallel translation
Aşk tamamen mantıksızdır. Ama bu şekilde davranmak zorundayız yoksa kaybolup gideriz aşk da ölür ve insanlık da beraberinde biter.
El amor es completamente absurdo, pero tenemos que seguir haciéndolo o si no estamos perdidos y el amor está muerto y la humanidad solo debería darse por vencida.
- Bize ihtiyaç duyulan yere gideriz.
- Vamos donde nos necesitan.
Belki bir bara gideriz, oradaki erkeklere sanki onlarla seks yapacakmış gibi davranarak, bize içki ısmarlatırız.
Tal vez vayamos a un bar y dejar que unos chicos nos compren tragos si estamos dispuestas a besarnos entre nosotras.
- Sonra gideriz.
- Luego nos marchamos.
Travis'le ben yılda bir gideriz.
- Sí, a menudo. Travis y yo vamos todos los años.
- Gideriz! - 15 dakika!
- En 15 minutos.
Sonra bira içmeye gideriz, tamam mı?
Luego tomaremos una cerveza, ¿ sí? - Sí.
Nereye kadar gideriz ölçüp biçmemiz lazım.
- Coge el mensaje.
Tamamen yeni bir yere gideriz.
Vamos a un lugar completamente nuevo.
Anaheim'de WonderCon oluyor, ona gideriz.
Sabes, siempre queda la Wonder-Con de Anaheim, ¿ no? Es-
- Başka yargıca gideriz o zaman.
Vayamos a otro juez.
Yarın işe uzun yoldan gideriz olur biter.
Mañana podemos ir al trabajo por el camino más largo.
Yine eczaneye gideriz.
¿ Iremos otra vez a la farmacia?
Alışverişe gideriz, sadece sen ve ben.
- Vamos a comprarlo, sólo tú y yo
- Ne kadar erken bulursak o kadar çabuk gideriz.
Tan pronto lo encontremos, Pronto nos vamos. Estoy de acuerdo
Astrid ve ben gideriz! Yalnız.
¡ Iremos Astrid y yo!
Alıp gideriz.
Y entonces lo tomamos.
- Bunlardan sonra benim eve seks yapmaya gideriz.
Y luego vamos a mi casa para tener sexo.
O zaman buradan kaçıp Londra'ya gideriz.
- A continuación, vamos a correr lejos y volver a Londres.
biz tepeleri kullanıp kestirmeden gideriz.
Nosotros cortaremos por las colinas.
Belki üçümüz bir ara bir filme falan gideriz?
Igual podríamos ir los tres a ver una peli alguna vez.
Pensilvanya'nın kuzeyine gideriz.
Podemos ir al norte de Pennsylvania.
Oraya hep gideriz.
Vamos allí a todas horas.
Karma'yla ben gideriz, olur mu?
Karma y yo podemos manejarlo, ¿ verdad?
Graeme ve ben bazen çarşamba geceleri Sammy's restoranına gideriz. Yiyebildiğiniz kadar büfesi var.
Graeme y yo a veces vamos a Sammy el miércoles por la noche para el buffet libre de "todo lo que puedas comer".
Düşünüyordum da kızarmış ıstakozlu tavuk yemeyeli epey oluyor bu yüzden dava kapandığında "Binion's" a gideriz diye umuyordum.
Sabes, he pensado, ha pasado mucho tiempo desde que comí langosta de pollo frito, así que esperaba que tal vez cuando se termine el caso, podemos ir a Binion.
Annem Ruby Tuesday restoranına deden uyanırsa gideriz diyor.
Mamá dice que podemos ir al Ruby Tuesday cuando te despiertes.
Polise gideriz, kim olduğunu bulamasalar bile... -... biraz korkutmuş oluruz...
Vamos con la policía, y aunque no encontremos quién fue sea quien sea se va a asustar
O zaman biraz uyuruz, sonra da gideriz.
Entonces dormimos una siesta, y después hacemos esto correctamente
Sonra beraber Hon'a gideriz.
Iremos después de Hon juntos.
- Sonra da dükkanıma gideriz.
- Entonces vamos a mi tienda.
Biz de Rudy'i haberdar etmeye gideriz.
Iremos a comprobarlo con Rudy.
Her sene gideriz.
Vamos cada año, ¿ no?
Pes ederse, sonuna kadar gideriz.
Si arruga, seguimos todo el camino.
Gerekirse tekrar gideriz.
Oye, ¿ lo entiendes?
Kendi yolumuza gideriz, bize bir şey olmaz.
Nos iremos por nuestra cuenta, y estoy segura de que estaremos bien.
Sonra eve yemeğe gideriz.
Luego nos iremos a casa a cenar, ¿ de acuerdo?
- O zaman biraz daha geçmişe gideriz.
Okay, iremos mas profundo.
Arabayı alırız ve Paris'e gideriz.
Cogamos el coche y nos vamos a París.
O zaman başka bir yere gideriz.
Entonces buscaremos otro lugar.
O zaman, seninle bu gece tekrar burada buluşuruz. ve birlikte bir gayrımenkul danışmanına gideriz.
Nos encontraremos aquí de nuevo esta noche, e iremos a la agencia inmobiliaria.
Belki siz öyle yapıyorsunuz ama benim geldiğim yerde biz sonuna kadar gideriz.
Tal vez eso es lo que su gente hace, de donde yo vengo, nos aguantamos.
Ne dersiniz, vardiyadan sonra hep beraber gideriz ve bir kaç el bowling oynarız. Bilirsiniz, Jones'un şerefine.
Qué te parece si después del turno, todos vamos a jugar un rato, tú sabes, en honor a Jones.
Ne diyorsun, burada inelim mi? Bara falan gideriz.
¿ Qué te parece si vamos por aquí e ir a un bar?
- Biz kendimiz gideriz.
- Nosotros podemos conducir.
Bunu buraya koyabilmemiz için bir şans var mı, belki yemek almaya gideriz?
¿ Hay alguna posibilidad de que podamos alejarlo, quizás ir a por algo de cenar?
- İçkim bitsin gideriz.
- Termino la copa y me voy.
Çocukları da alır, gideriz.
Tomamos a los niños y nos mudamos.
Kazanırsam, gideriz.
Si gano, nos vamos.
Eğer yakalanırsak Sibirya'ya gideriz. Rikers'e değil, anladınız mı?
Ahora recuerda, técnicamente, estamos en suelo Ruso, lo que significa que si nos cogen, es Siberia, no Rikers, ¿ lo entendéis?
Sessizce gideriz.
Pero, ¿ cómo lo haremos, señor?