Giderken translate Spanish
7,931 parallel translation
Annemlere giderken birkaç yere uğrayabiliriz.
Podemos parar en algunos lados.
Adam yolda giderken güzel, çekici, genç bir rahibeyle karşılaşmış.
Y halló en su camino a una hermosa, hermosa, joven y ardiente sacerdotisa.
Size Dallas'a giderken refakat etmek için geldim.
Voy a escoltarla a Dallas.
İki kadın kaçak en son kuzeye giderken görüldü.
Estén atentos a dos fugitivas vistas yendo hacia el norte.
Okula giderken bana bir motosiklet çarptı.
Y cuando salía del colegio, me atropelló una moto.
Gelip giderken ihtiyatlı olmanızı istemiştim.
Les pido que permanezcan atentas del ir y venir.
İşe giderken yolda kestiriyordum.
Y yo dormía una siesta camino al trabajo.
Köye giderken, Ben haydutlar tarafından rehin alındı!
¡ Los bandidos me han secuestrado cuando iba a la escuela!
Sonbahar kaybolur ve giderken, zengin renklerini de yanında götürür. Geriye bomboş bir... bahçe bırakır.
Mientras se va el otoño, se lleva sus colores y deja un jardín sin hojas.
Genellikle okula veya işe giderken, Hiçbir iz bırakmadan.
Ellas se van a trabajar y van a la escuela como de costumbre.
En son San Francisco'dan Denver'a giderken görülmüş, 1995 model mavi Ford Bronco kullanıyor.
La vieron por última vez viajando desde San Francisco a Denver en una Ford Bronco de 1995.
En son San Francisco'dan Denver'a giderken görülmüş.
La vieron por última vez viajando desde San Francisco a Denver.
İnsanlar kapımızdan sürekli girip çıkar Ken ama giderken 4 milyon dolar değerindeki Birds Eye ürünlerini alıp götürmezler.
Gente entra y sale por nuestras puertas todo el tiempo, Ken, pero no salen con cuatro millones de dólares en productos de Birds Eye.
Asansöre giderken kapı deliğinden bakıp koridorda olmadığımdan emin olacaksın.
Deberá ver a través de la mirilla y asegurarse que no estoy en el vestíbulo mientras se dirige al ascensor.
Efendim, yeni bir ihbar geldi. İki şahıs, Periomen Yolu'ndan batıya giderken görülmüş.
Señor nuevo avistamiento... dos sujetos hacia el este por el perímetro.
Onunla babamın tamirhanesine doğru giderken gördüm.
Vi, que nos dirigimos hacia el taller de mi papá.
Üniversiteye giderken tuhafiyecide çalıştım.
Trabajé en una tienda de ropas en la universidad.
Buradaki çoğu insan 9-5 işe giderken ben kendi işimin patronuyum.
Mucha gente de por aquí debe marcar tarjeta. Yo soy mi propio jefe.
Ona yardıma giderken ben de vuruldum.
Fui a ayudarlo y me hirieron.
Giderken yanınıza almayı unutmayın.
Recuerda cogerlas antes de irte.
Yolda giderken arayacağım. Bu sayede canın sıkılmaz. Tamam mı?
Te llamaré de camino... para que tengas un poco de compañía, ¿ de acuerdo?
Eve giderken bulacak.
Encontrará el camino a casa.
Birlikte giderken tehlikede olmadığımı söyledim!
Te dije que no habría peligro si me llevabas contigo.
Taşı aldıktan sonra eve giderken konuşuruz.
Hablaremos de camino a casa, después de obtener la piedra.
Hatırlasana. Ben giderken güvenliğim için dua ediyordun.
- Recuerde que cuando me iba, y que estaba orando por mi seguridad.
Giderken sana bir şey bıraktı.
Se ha ido y dejado algo'para usted.
Elaine'in giderken o maskeyi götürdüğünü biliyor muydun?
¿ Sabías que Elaine se la llevó?
~ Ama işten eve giderken sebze almayı unutmayacak. ~
¶ Pero que no olvide comprar verduras camino a casa de su trabajo. ¶
Bu yol Mirabeau'ya giderken bu yol uzun bir hayata gidiyor.
El Mirabeau está por ahí, así que una vida larga por ahí.
Hayatımın en iyi partisine giderken hafif ırkçı, sahte akrilik bir kazak giymeyeceğim!
¡ Me voy a la mejor fiesta de mi vida y no voy a usar un suéter de acrílico pseudoracista ¡
Yazın garsonluk yaparken iş çıkışı eve giderken kaçırıldı. 9 ay kayıptı.
Fue raptada yendo para casa de su trabajo veraniego de camarera. Desaparecida durante nueve meses.
Şimdiye kadarki en büyük uzay galibi John Glenn'in ardından giderken Scott Carpenter'ı da zor bir iş bekliyor.
Tiene un zapato grande para llenar mientras continúa el trabajo del astronauta John Glenn la mayor victoria en la carrera espacial hasta ahora.
- Yaylım ateşine giderken.
Iros al infierno.
Giderken yanında bir çanta vardı.
Se iba con una maleta.
Oraya doğru giderken, ne olduğunu bilmiyordum. Ta ki görene dek.
Al dirigirme hacia ella, no tenía idea de lo que era hasta que vi esto.
Giderken ayakkabımı peşimde bırakmalıyım.
Debería haber dejado mi zapatilla.
- Bütün ailesi resitale giderken araba kazasında öldü.
Toda su familia murió en un accidente de tránsito de camino al recital.
Baba, neden sahile giderken Monkey'i de yanımıza almıyoruz?
Papá, ¿ por qué no podemos llevar a Mono a la playa con nosotros?
Eve giderken, arabamın tekeri kırıldı.
La rueda de mi carro se rompió de camino a casa.
Öyle çekip giderken
Yo fui una fría
Suz, bilmeni isterim ki,... her sabah işe giderken,
Suz, sólo quiero que sepas Que, eh, todas las mañanas cuando conduzco lejos a trabajar,
Havayoluna doğru giderken tutuklandım.
Me han arrestado de camino al aeropuerto.
Kusura bakma da buradan giderken nasıl bir surat ifadesi takındığını gördüm.
Lo siento. Vi la mirada en su cara la última noche que dejó este Lugar y me permito disentir.
İkisi de ben otobüste ortaokula giderken yaşandı o yüzden.
Ambas ocurrieron mientras estaba en el autobús de camino al colegio.
İkisi de ben otobüste ortaokula giderken yaşandı o yüzden.
Ambos sucedieron mientras estaba en el autobús a la Escuela Media.
Aslında bu yeri daha önce hiç duymamıştım ama bir gün işe giderken yanlış durakta inmemin haricinde... 09 : 00'dan önce Tolstoy mu?
Sí, nunca hubiera sabido de este lugar si no fuera porque me bajé en la parada equivocada un día camino al trabajo y... Tolstói antes de las 9 : 00 a.m.
Ben giderken senin uyuduğunu söyledim.
Lo único que dije es que cuando me fui, tú estabas durmiendo.
- Müvekkilin tarafından sigortalanmış kişi. Anayol'da giderken aracının kontrolünü kaybediyor ve benim beş adamıma çarpıyor. 19.
- Asegurado por su cliente.
Biz içki almaya giderken siz de bu konu hakkında konuşun.
Así que, chicos, deberíais hablar de eso mientras vamos a por unas copas.
Eve giderken deli patronum konferans odasına çağırdı. Sigara karşıtı bir müdahale mi ne yapılacakmış.
Ya me iba, cuando la loca de mi jefa... me llamó para una intervención anticigarrillo.
Sen Cartagena'ya giderken mi?
¿ Mientras tú vas a Cartagena?