Göremiyorum translate Spanish
9,672 parallel translation
Seni göremiyorum.
No puedo verte.
Hiçbir yerde göremiyorum.
¿ Dónde está Jamie? No lo veo por ninguna parte.
Orta Doğu'da birlikte çalışmamamız için bir sebep göremiyorum.
No veo motivo para que el Oriente Medio sea distinto.
Bir şey oldu. Hiçbir şey göremiyorum!
Algo pasó. ¡ No puedo ver nada!
Millet, göremiyorum!
Chicos, ¡ no puedo ver!
Hiçbir şey göremiyorum.
No puedo ver nada.
Bir şey göremiyorum.
No puedo ver.
Herkes gibi göremiyorum ama hissedebiliyorum.
No puedo ver, no como todos, pero puedo sentir.
Tüfek ya da kılıç göremiyorum.
No veo mosquetes o espadas.
Claire, onu göremiyorum.
Claire, no lo veo. No está aquí.
Arkadaşlarımın fikirleri benimkinden farklı değilse eğer istediğinizi yapmak için bir neden göremiyorum.
A menos que mis colegas difieran de mis opiniones, no veo razón para aceptar su petición.
Burada göremiyorum.
No lo veo aquí.
Nina'yı hiçbir yerde göremiyorum.
No veo a Nina en ningún lado.
Hiçbir şey göremiyorum.
No veo nada.
Ben göremiyorum.
No lo veo.
Odayı göremiyorum.
Acabamos de perder visión en la sala.
- Göremiyorum.
Mantente cerca. - ¡ No puedo ver!
- Seni hiç göremiyorum.
- Nunca puedo verte.
Stratejisini göremiyorum.
No puedo ver su estrategia.
Olmaması için bir neden göremiyorum.
No veo por qué no.
Bu olanlar gerçek olamaz. İçindeki çocuk diyor ki Görmem gerekenleri göremiyorum.
Esto no puede estar pasando.
Ben... Göremiyorum.
No veo.
Buradan pek bir şey göremiyorum.
No sé lo suficiente para descifrarlo desde este lado.
- Hiçbir şey göremiyorum.
Es que... no puedo ver nada. Tenemos que...
Hâlâ hayatta olan sanatçılarımızdan birinin asistanı olmakta bir sakınca göremiyorum.
No veo nada malo en ser la asistente de uno de nuestros grandes artistas vivos.
Bununla ilgisini göremiyorum.
No veo qué relevancia puede tener.
Seni göremiyorum diyorum.
Apenas te he visto. Lo sé.
Özür dilerim ama başka bir yol göremiyorum.
Lo siento, pero no veo otra forma.
Göremiyorum.
No veo cómo.
- Ben bir fark göremiyorum.
No veo la diferencia.
Sıranın sonunu bile göremiyorum.
Ni siquiera puedo ver el final de la fila.
Sayın Bakan, randevunuzu göremiyorum.
No está en la agenda.
- geri dönebileceğin bir senaryo göremiyorum.
- en la que conserve su licencia de enfermera.
Göremiyorum... çok fazla duman var.
Yo estoy ciego... demasiado humo.
Göremiyorum.
No puedo ver.
Hiçbir şey göremiyorum.
¿ Dónde estás, cielo?
Ama kanın bulaştığını ya da herhangi doğal madde olduğuna dair bir kanıt göremiyorum.
Pero no veo ninguna evidencia de materiales orgánicos. o decoloración que podría indicar la presencia de sangre.
- Şu an vali falan göremiyorum ben Will.
El Gobernador no está aquí... Will. Es el reglamento.
- Burada bir ceset göremiyorum?
¿ No tiene a mano su cadáver?
Her neyse, seni epeydir göremiyorum.
De todas formas, no te había visto en mucho tiempo.
Şu an benim için öyle çok şey yanlış gidiyor ki önümü göremiyorum.
En este momento hay tantas cosas para mí sobre ir por el camino equivocado, que estoy perdiendo mi maldita visión.
Gözlerine bakınca kimseyi göremiyorum
# Cuando me miro a los ojos, no veo a nadie allí #
Herkes gibi göremiyorum belki ama, hissedebiliyorum.
No puedo ver como todos, pero puedo sentir.
Suratında hala gerçeği göremiyorum.
¿ Todavía no puedes ver lo que está justo delante de ti?
Bura Almanları alt edebilecek kimseyi göremiyorum. Zhitomir ve Riga'yı aldılar Kiev ve Leningrad'a girmek üzereler!
Veo que nadie entiende aquí que los alemanes tomaron Zhitomir, Riga, Kiev y Leningrado.
- Şimdi görüyor musun? - Hayır, göremiyorum.
- Y ahora, ¿ estás viendo?
Senin Burvil nerede, göremiyorum.
¿ Dónde está el buenorro? No le veo.
Ama onu göremiyorum, burada değil.
No le veo, no está.
- Hiçbir şey göremiyorum.
- No veo nada, no veo.
Ben de göremiyorum.
Yo no puedo ver.
Göremiyorum Benim hakkımda ne hissediyorsun?
No puedo ver. ¿ Qué opinas de mí?